Şantajcıların siyaseti rehin alması üzerine

Bu benim özel hayatımdır. Buradaki sorumluluğum sadece aile fertlerine karşıdır. İstifa etmiyorum.”
MHP’nin son kaset kurbanı adaylarından Bülent Didinmez, böyle söyleyip de Bahçeli’nin “İstifa et” baskısına direneceğini açıklayınca, “Nihayet” diye sevinmiştim; nihayet bir politikacı bu iğrenç silahı etkisiz kılmanın yolunu açtı; yasak aşkının işine halel getirmeyeceğini ortaya koydu, özel hayatına sahip çıktı ve aşk skandalıyla politikacı düşürme silahını işe yaramaz bir çakaralmaz haline getiriverdi.

 

Ne yazık ki konu burada kapanmadı. Bahçeli’nin bu direnişe karşı Merkez Disiplin Kurulu’nu harekete geçirerek, Didinmez hakkında ‘ihraç’ talebiyle işlem başlatacağını öğrendik önce. Arkasından da yine aynı şey oldu. Haberlerin diliyle söyleyecek olursak; “Gece saatlerinde MHP’de önemli gelişmeler yaşandığı, iki ismin istifa etmemeleri halinde partiyi seçim öncesinde zor durumda bırakacaklarının söylendiği ve Didinmez’in uzun görüşmeler neticesinde istifaya zorlandığı öğrenildi.”

Böylece başa döndük ve her zamanki gibi, iki haksızlık oldu:

Birincisi, siyasette serbest rekabet darbe yedi. Usta çapkınlar beceriksiz çapkınların rekabetinden kurtuldu. Karısını aldatıp da yakalanan beceriksizler, karda gezip de izini belli etmeyen siyasetçiler (ki sayılarının hiç de az olmadığını biliyoruz) karşısında haksızlığa uğramış oldu.

İkincisi, evlilikte ihanet denilen ahlaki zaafın cezası biçilirken, ondan çok daha vahim bir ahlaksızlık olan şantajcılık ödüllendirilmiş oldu.

Oysa eğer tersi olsaydı, kaseti yapanlar sonuçta siyasetçinin siyasi hayatını bitirmeyi başaramasaydı, yani komplocu hiçbir şey elde edememiş olsaydı, siyaseti şantajcıların elinden kurtarma yönünde kalıcı bir başarı kazanılmış olmaz mıydı?

Herkes böyle yapsa, bu tutum siyasette genel davranış haline gelse; tıpkı rehine alan teröristin taleplerinin asla kabul edilmemesi gibi bir ilke haline getirilirse seks tuzakları da son bulmaz mı?

X x x

Önce bir noktayı netleştirelim de kimse yazıdaki bu girişten dolayı benim evlilikte ihaneti hafife aldığım düşüncesine kapılmasın.

Bir insanın hayat arkadaşına yalan söylemesinin, kandırmasının, ikili ilişkiyi böyle büyük bir yalanla zehirlemesinin elbette hafife alınacak tarafı yok. Evlilik bir sözleşmeyse ve bu sözleşmenin en temel maddesinin sadakat olduğu üzerinde taraflar hemfikirse, bu sözleşmeyi ihlal elbette büyük suçtur.

Ama kime karşı suç?

Didinmez’in de söylediği gibi, eşe ve çocuklara; yani aileye karşı…

Evet, biliyorum. “İyi ama siyasetçinin böyle bir olaydan sonra istifa etmemesi mümkün mü; partisi ve seçmeni nezdinde güvenilirliğini kaybeden bir siyasetçi nasıl olur da görevine devam edebilir” denilecektir. “Kamuoyuna mal olmuş kişilerin durumunun farklı olduğu, onların özel hayatlarını düzgün tutmak zorunda oldukları” söylenecektir.

Peki tek başına şu yukarıdaki cümle bile, bu konuda topluca bir riyakarlık içinde olduğumuzu düşündürtmüyor mu size? Ne demek, kamuoyuna mal olmuş kişilerin özel hayatlarını düzgün tutmak zorunda olması? Diğerleri yapabilir ama vitrine çıkanlar olmaz demiş olmuyor muyuz?

Yukarıdaki bu “masum” cümlenin dobraca ifadesi şudur: Toplum olarak ihanete batmış olsak da, her iki erkekten biri karısını aldatsa da, toplumun vitrinini temiz tutmalıyız! Böyle şeyler olmuyormuş gibi davranmaya, görmemeye, duymamaya devam edebilmeliyiz.

Evet, biz aslında ihanete değil, ihanetin vitrine çıkmasına bozuluyoruz. Toplumun erdemli imajını koruma yükünü vitrindekilerin sırtına yıktık mı, geri kalanlarımız yalan ve riya ile iç içe yaşamaya devam edebiliriz. Filmlerde, piyeslerde karısının ani baskını karşısında sevgilisini dolabın içine saklayan adamın telaşına ve sakarlığına gülmeye; eş dost sohbetlerinde anlatılan küçük boynuzlama hikâyelerini büyük bir hoşgörüyle hatta takdirle dinlemeye devam edebiliriz.

Boynuzlama kültürü ile böylesine kuşatılmış bir halde yaşayabiliriz.

Yeter ki oyun bozulmasın.

Yeter ki vitrindekiler iyi birer aile babası taklidi yapmaya devam etsin…

Bugün, 11.05.2011

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et