Kimilerine göre konuşulabilecek ‘en makul’ isim, kimilerine göre Kürt sorununun çözümü için ‘en milli, en yerli’ kişi. Abdullah Öcalan’dan söz ediyorum…
Dün Milliyet’te yayımlanan Öcalan’ın görüşme zabıtlarını okuyunca doğrusu kafam karıştı. Barış için ‘son umut’ olduğu söylenen adam buysa herkesin işi zor, başta da ‘İmralı sürecini’ yürüten hükümetin. Karşımızda ‘komplo’larla düşünen, her şeyi kendisine bağlayan megaloman bir ‘lider’ var. Sözleri çok iddialı, hatta hayal ürünü. ‘AKP’yi 10 yıldır ayakta tutan benim… Biz AKP’yi çıkartan gücüz’, diyor Öcalan ve devam ediyor; ‘İslamcıların 40 yıllık rüyasıydı, rüyalarını gerçekleştirdik. Biz AKP’ye iktidarı altın tepside sunduk’. Öcalan’ın AK Parti’ye yaptığı ‘iyilikler’ bununla sınırlı değil; darbecilere karşı AK Parti’yi koruyup kollamış, MİT’in ‘gayri-milli’ ellere düşmesini engellemiş, Başbakan’ın tutuklanmasını önlemiş! ‘Nasıl yani?’ diye sormamak elde değil. Sırrı Süreyya Önder’in hitabıyla ‘başkan’ epeyce uçmuş!
Yazının devamını Zaman Gazetesi‘nden okuyabilirsiniz.