Normal bir ülkede farklı fikirler zenginlik olarak görülür. Her fikir her platformda tartışılır. Toplumlar açıktır. Türkiye’de her işte olduğu gibi bu konuda da kendine münhasır bir tarz var. Hoşumuza gitmeyen fikirlere tahammül etmek zor geliyor. Ancak tahammül etmemiz gerekir. Biri kara derken diğeri ak dediği zaman oturulup konuşulur. Biz konuşamıyoruz. Linç ediyoruz. Bunu da sıradan görüyoruz. Normalleştiriyoruz. Halbuki organize bir şekilde saldırı altında olduğumuz gerçeği gözümüzün önünde duruyor. Herkesin kılıçlarını kınından çıkarması ve birbirine savurmasının birilerinin ekmeğine yağ sürdüğü kesin.
Şu günlerde yoğun bir şekilde tartışmakta olduğumuz -en azından öyle sandığımız- anayasa meselesinde de bu tavırla karşılaşıyoruz. Birileri evet kampanyası başlatıyor, diğer birileri ise o kampanyayı başlatanları fikirleri dolayısıyla linç ediyor. Bunu hak olarak görüyor. Çünkü fikirleri hoşlarına gitmiyor. Fikirlerinin hoşlarına gitmemesi onlara linç etme hakkı veriyor sanıyor. Demokrasi, özgürlük, düşünce özgürlüğü kavramları hiç bu kadar heba edilmemişti. Halbuki bu değerler evrenseldir. Kimsenin tekelinde olamazlar. Ancak iş Türkiye’ye gelince onda da kendi tarzımızı gösteriyoruz. Birileri hep diğerlerine karşı bu kavramları ve değerleri kendi tekelleriymiş gibi algılıyor.
İnsanlık evrenseldir. İnsan olmanın genel kuralı medeniyettir. Bizi diğer canlılardan ayıran şey budur. Biz medeniyet kavramını da çok yanlış anlıyoruz. Biz farklı düşünceleri sevmiyoruz. Doğru. Saygı duymak dışında sevmek gibi bir zorunluluğumuz yok. Ancak kati suretle saygı duymak ve tahammül etmek zorundayız.
Herkes kendince doğru olduğuna inandığı şeyi savunur. Ne iş yaptıkları, ne kadar eğitim aldıkları, ne kadar düzgün konuşup konuşmadıklarının önemi olmaz. Son zamanlarda karşılaştığımız manzara memleketin en büyük sorunlarından birini tekrar açığa çıkardı. Birbirini beğenmeme. Mesleği ne olursa olsun, kökeni ne olursa olsun, tipi nasıl olursa olsun ve nasıl hareket ederlerse etsin hiç fark etmez. Bu topraklarda doğan, bu topraklarda yaşayan herkesin düşüncesi aynı değerdedir. Yüksek eğitim almakla, okumakla ya da bir sanat icra etmekle medeni olunmaz. Medeniyet başka birşeydir. Hoşuna gitmeyen fikirlere tahammülün yoksa ne medenisindir ne de çağdaş.