Liberaller Arasında 20 Yıl

 

Üniversitede kendi işiyle, böceklerle uğraşan bir öğretim üyesi olarak görev yapıyordum. Niyetim etliye sütlüye karışmadan kendi işimi yapmaktı.

Ne var ki, üniversiteler bildiğimiz üniversitelere benzemiyordu; aşırı derecede siyasallaşmış, aşırı derecede ideolojik olarak kadrolaşmış kurumlardı. Bilim adamlarımız devlet ideolojisini aşırı önemsiyor, Atatürk ilke ve inkılaplarını korumayı her türlü bilimsel faaliyetin üstünde tutuyorlardı. Bilim adamalarının odalarında çeşit çeşit Atatürk’ün resimleri asılı ve yakalarında Atatürk rozetleri takılıydı. Üniversitelere misafir olarak gelen yabancı bilim adamları bu durumu başlangıçta yadırgıyorsa da, zamanla onlar da bu durumu doğal karşılamaya başlıyorlardı.

Liberaller Arasında Bir Entomolog

1980 darbesinin lideri Kenan Evren yüksel tahsil yapmaya çalışan kız öğrencilerin başlarını örtmelerini hoş görmediğini açıklayan bir konuşma yapınca, YÖK, üniversite rektörleri ve öğretim üyelerinin büyük çoğunluğu durumdan kendilerine görev çıkarmayı zorunlu gördüler.

Çalıştığım bölümü ziyaret eden rektör yardımcısı bölüm öğretim üyelerini başörtüsü yasağının uygulanması konusunda uyardı, bu konuda müsamaha istemediğini söyledi. Zaten uyarmasına da gerek yoktu, herkes kendisince gayrete gelmiş, yasağın uygulamasına katkı sağlamaya çalışıyordu. Adı muhafazakâra çıkmış öğretim üyeleri bile, kendilerini güvenceye almak için, başını örten öğrencilere karşı gösterdikleri müsamahasızlıkla dikkati çekmeye çalışıyorlardı.

Ben her ne kadar konunun dışında kalmak istiyorsam da, başörtülü öğrencileri derse almakta bir sakınca görmeyen bir öğretim üyesi olarak rektör yardımcısının sözlerine kendimi muhatap saydım. Herkesin önünde rektör yardımcısına, kendimin bir öğretim üyesi olduğumu, hükümet komiseri olmadığımı söyledim. Rektör yardımcısı kararlı bir tavırla, “Başörtülüleri derse alanı yakarım” dedi; konunun tartışılacak bir tarafı yoktu…

Rektör yardımcısının “yakarım” sözünün bir şekilde altında kalmamam gerekiyordu.  Resmi ideolojiye bağlılılık ve başörtüsü konusunda üniversitelerin tutumunu eleştiren yazılar yazmaya karar verdim. Zaman ve Yeni Şafak’ta bu konularla ilgili olarak yazdığım birkaç yazım yayınlandı. Temel insan haklarını veya demokrasiyi savunmak için değil, kendime olan saygımı kaybetmemek için yazıyordum. Başım belaya girebilirdi; neyse ki üniversite yöneticilerinden hiç kimse bu gazeteleri okumuyordu.

Birkaç Cesur Adam

Liberal Düşünce Topluluğu’nun faaliyetlerini baştan beri takip ediyordum, ama onlarla tanışmam 2000 yılında oldu. Atilla Yayla ve arkadaşları bir sempozyum sebebiyle Adana’ya gelmişlerdi. Bu vesile ile onlarla tanıştım. Atilla Yayla, yazılarımı LDT’nin internet sitesine gönderebileceğimi söyledi. Böylece liberallerin arasına karışmış oldum. O günden sonra siyasi tavrımı soranlara “liberal” olduğumu söylemeye başladım. Bir ara yolum Ankara’ya düşmüştü. LDT’yi ziyarete gittim, orada Özlem Hanım, Seval Hanım, Berat ve Murat’la da tanıştım. Böcek bilimiyle uğraşan biri olmama rağmen, eksik olmasınlar, liberaller beni birçok toplantılarına çağırdılar, zamanla liberallerin birçoğu ile tanışma fırsatı buldum.

Kolektivizme ve devlet sultasına pek hoş bakmadığımdan, liberal görüşlere eskiden beri sempatim vardı. 1960’lardan, solculuğun pek rağbette olduğu bir dönemde, Vecihi Ünal diye bir yazarı hatırlıyorum. Galiba Akşam gazetesinde yazıyordu, Türk basınında liberalizmi savunan ender yazarlardan biriydi. O zaman Türkiye’de liberalizmi savunmak bugünkünden de zordu.

LDT liberalizmi akademik ortamda tanıtmak ve yaymak için çaba sarf eden, işin siyasi yönüyle pek ilgilenmeyen bir kuruluş olarak ortaya çıktı. Üniversitelerin içinde bulunduğu durumu düşünerek, Kazım Berzeg, Mustafa Erdoğan, Atilla Yayla ve arkadaşlarının boşuna bir çaba içinde olduklarını düşünüyordum. Ben, halkın üniversitelerden daha özgürlükçü olduğunu düşünerek, daha çok Besim Tibuk’un  LDP’sinden birşeyler bekliyordum. Sonuç benim düşündüğüm gibi olmadı. LDP halka inemedi ve Besim Tibuk’un partiyi bırakması ile de bitti. Buna karşın LDT düşünce dünyamızda hatırı sayılır bir başarı kazandı.

Türkiye’de LDT mensuplarının sabırlı çalışmaları ve uzun süren gayretleri ile gerçek anlamda bir liberal kültür oluştu. Şu anda dostu düşmanı, aşağı yukarı liberalizmin ne olduğunu bilmektedir. Bu kolay olmamıştır.

Son 20 yıl Türkiye’nin zor yılları idi. 28 Şubat süreci, RP ve FP’nin kapatılması, başörtüsü yasağı,  Ahmet Necdet Sezer’in cumhurbaşkanı seçilmesi, 27 Nisan muhtırası, Meclis’in cumhurbaşkanı seçmesinin engellenmesi, darbe çağrıları, darbe hazırlıkları, AKP’yi kapatma teşebbüsü… LDT mensupları bütün bu süreçlerde zorbalığa karşı ve millet iradesinden yana tavırlarını açıkça koymaktan çekinmediler. 

Üniversitelerin tümüyle demokrasi karşıtı cephede yer aldığı, öğretim üyelerinin resmi ideolojiye biat ettiği bir ortamda, bir avuç akademisyen arkasını hiçbir güce yaslamadan özgür düşünceyi savundular.  Herkesin resmi ideolojiyi savunmayı kendine görev bildiği bir ortamda, ben bilim adamıyım, resmi ideoloji beni bağlamaz, benim için Atatürk’ün söyledikleri değil Hayek’in söyledikleri daha anlamlıdır demek her babayiğitin kârı değildi. Tabii, bunun bir faturası da vardı. Anayasa Mahkemesi üyeleri Mustafa Erdoğan’ı mahkemeye vererek maddeten çökertmeye çalıştılar. İzmir’de Atilla Yayla’yı linç etmek istediler; hem linç etmek istediler, hem de suçlu gibi yargıladılar.

Üniversitede devlet ideolojisine ve asker vesayetine karşı çıkmak o kadar kolay bir şey değildi. Kariyer yapmayı ve meslekte yükselmeyi gözden çıkarmak, bölüm başkanı, dekan, rektör, YÖK üyesi, Üniversitelerarası Kurul Üyesi vs olmayı da unutmak gerekiyordu. Türkiye Bilimler Akademisi üyesi olmak için adınızın Şerif Mardin olması bile yetmiyordu, rejime sadakatinizi ispat etmeniz gerekiyordu.

Türkiye Liberalleri

Türk liberalleri Avrupalı liberallerden epeyce farklı, onlardan daha özgürlükçü ve daha sahiciler.

Avrupa’da liberaller olmasa da olur. Orada herkes özgürlükleri savunuyor. Hıristiyan demokratlar da, sosyal demokratlar da, yeşiller de, hatta komünistler de temel özgürlükleri liberaller kadar savunuyorlar. Liberallere kala kala kürtajı ve eşcinsellerin haklarını savunmak kalıyor. Şimdilerde de en hararetle savundukları konu eşcinsel evliliklerinin devlet tarafından tanınması… Bizim liberallerimiz herkesin yaşam biçimine saygı duyuyorsa da, Avrupalı liberaller gibi herkes gibi yaşamaya pek yatkın değiller. Bu konularda bizim solcularımız ve sosyal demokratlarımız Avrupalı liberallere daha yakınlar.

Türk liberallerinin içinde yaşadığı sorunlar Avrupalı liberallerinkinden çok farklı. Türkiye’nin temel insan hakları ve siyasi özgürlükler konusunda çözmesi gereken önemli sorunları var. Türk devletinin, her şeyin devlet tarafından düzenlenmesini öngören bir resmi ideolojisi ve buna göre oluşmuş bir devlet geleneği var. Siyasi partiler de serbest piyasa ekonomisini sadece muhalefette oldukları zaman savunuyorlar, iktidara gelip paraya hükmetme ve ekonomiyi istediği gibi manipüle etme imkânını ele geçirdiklerinde serbest piyasa ekonomisini de, demokrasiyi de hemen unutuyorlar.

“Türkiye demokratik, laik, çağdaş bir hukuk devletidir” diye tekrarlayıp duranlar demokrasiden de, laiklikten de, hukuk devletinden de pek hazzetmiyorlar,  halkı küçümsüyorlar,  darbelere çağrı yapıyorlar,  hukuku siyasî amaçları için soysuzlaştırma gayreti içerisindeler. En çok yozlaştırılan kavram da laiklik… Hiç kimsenin inancına ve düşüncesine saygısı olmayanlar, en çok da bu kavramın içini boşaltıyorlar.

Türkiye’de liberallerden başka herkes özgürlüğü yalnız kendisi için istiyor. Liberaller kendilerinden olmayanların da hakkını ve hukukunu savunuyor; insanların kimliklerine ve kişiliklerine saygı gösteriyorlar, insanların devletten ve otoriteden bağımsız düşünmesi için çaba gösteriyorlar, insanların birey olması için çabalıyorlar. Onların belli bir saplantıları yok, her düşünceye açıklar; baskı altında olan dindarları da savunuyorlar, dinsizleri de; haksızlığa uğrayan Türkü de savunuyorlar, Kürdü de, Ermeni’yi de…

afozgur@hotmail.com

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et