Liberalizmin Vakti Gelmedi mi ya da Yarım Liberaller Ne Alemde?

Gelişmeler ümit kırıcı. Bu ülkede “olağan üstü günler” hiç bitmeyecek bir kâbus gibi. Normalleşme bu topraklara bu kadar yabancı kalmak zorunda değil. Tam liberalleşme gerçekleşinceye kadar, sıra dışı ama yorucu ve enerji israfına neden olan günler devam edecek. Biraz daha olumlu gelişmelerle heyecanlandığımız bir ülkeyi hak etmiyor muyuz?

Önce Bican Şahin hocamın muhteşem satırları ile başlayalım (I);

“Devleti öylesine basit ve küçük hale getirmeliyiz ki, o hiç kimsenin ele geçirmeyi arzu etmeyeceği bir “yük” olarak görülmeye başlansın. Hani ortaklaşa hayatın yapılmasını zorunlu kıldığı ama çok az kimsenin sorumluluk almaya hevesli olduğu işler vardır ya… Rahatına düşkün birisi için apartman yöneticiliği, yazıp çizmeye hevesli akademisyenler için bölüm başkanlığı, dekanlık v.b. idarî görevler ne anlam ifade ediyorsa, vatandaşlar için de devlet yöneticiliği o anlama gelir hale gelmeli… Nasıl çok az insan çöplerin düzenli toplanması, aidatların zamanında toplanması gibi sıkıcı işlerle uğraşmayı arzularsa, çok az vatandaş da bütün işi asker, polis ve yargı eliyle kamu düzenini korumak ve vergi toplayarak bu işleri finanse etmekle sınırlı bir devleti ele geçirmek ister hale gelmeli.”

Gülay Göktürk’ün, doğru bir şekilde, bir liberalin içinden geçtiğimiz sürece dair olabilecek en iyimser değerlendirmesi ile devam edelim (II):

“17 Aralık’tan bu yana soluk almanın çok zor hale geldiği günler yaşıyoruz. Kıyasıya bir savaşın orta yerinde kaldık.

Taraflardan birinden, elimizle tutamadığımız, gözümüzle göremediğimiz ama varlığından her geçen gün daha da emin olduğumuz taraftan hukuka, demokrasiye ve ahlâka uygun davranmasını isteyecek halimiz yok. Ne akıl verebilir, ne ricada, ne de talepte bulunabiliriz. Çünkü o tarafın kendini yasalarla ya da demokratik ilkelerle sınırlı hissetmesi için bir sebep yok.

Dolayısıyla, muhatap alabileceğimiz tek taraf var karşımızda: Hükümet tarafı…

Bu krizin ilk gününden itibaren, ondan hem devlet içinde devlet olmaya çalışan yapıyı tasfiye etmesini, hem de bunu demokrasiyi berhava etmeden, yasalar içinde kalarak yapmasını bekliyoruz.

Ama iktidar hiç oralı değil… “Darbe girişimi söz konusuysa her şey teferruattır” mantığıyla, zücaciyeci dükkânına girmiş fil gibi, her şeyi kırıp dökerek durumu kontrole almaya çalışıyor. Her gün yeni bir “kontrol yasası”yla devleti partileştirme yolunda hızlı adamlarla ilerliyor.”

Ülke olarak tecrübe ettiğimiz şu son gelişmeler liberalizmi, siyasî ve ekonomik liberalizmi pür ve tam olarak hayata geçirmemiz gerektiğinin kanıtı değil mi? Devletin bu kadar büyük, güçlü olması, yalnızca siyasî alanda değil, ekonomik alanda da her şeyin düzenleyicisi, denetleyicisi ve çoğu şeyin de sahibi olmasından kaynaklanmıyor mu? Artık bu çağda ve bu tecrübeler ışığında başka ne tür bir sonuca varmamız mümkün ki? Tam ve tutarlı liberalizmin artık vakti gelmediyse, başka ne zaman gelecek?

Yarım liberallerin şapkayı önlerine koyup kendilerini sorgulamaları lazım. Politik özgürlüklere tam evet derken, devletin ekonomik yaşam üstündeki tahakkümüne ses çıkarmamanın hür toplum adına ağır bir çelişki olduğu gittikçe aşikâr hale geliyor. Liberal Düşünce Topluluğu ve 3H Hareketi içinde, sırf “Atilla Yayla’ya muhalefet olsun” ve “kendimizi daha açık fikirli gösterelim” gibi son derece kişiselleştirilmiş gerekçelerle, yarım liberallere de liberal denmesi gerektiğini düşünen arkadaşlarımız bugünlerde ne hissediyorlar, merak ediyorum. Devlet içindeki “İktidar Savaşları”nın oluşumunu mümkün kılan bir ekonomik sistemi savunmak, ya da bunun ikincil önemde olduğunu düşünmek, ya da bu konuda kayıtsız kalmak bir insanı “liberal” yapmaz, bu yöndeki fikrî bir konumu sahiplenen kişi ancak ve ancak “yarım ve tutarsız” liberal olabilir. Tutarlı ve hakikî liberal konum “klasik liberaller”indir. Zalim tecrübe öğretiyor ki, kimilerine “liberallerin dogmatikliği” gibi görünen şey meğerse onların “tutarlılığı” imiş.

Klasik liberallerin eli silahlı polislerin ve jüristokrasi sevdalısı yargı mensuplarının vesayetine karşı çıktıkları için yolsuzlukları ikinci plana itmekle suçlanması büyük bir gaftır. Memlekette illegal olanına ilaveten yasal yağmaya da değinen ve yıllardan beri yolsuzluk ve yozlaşmanın çözümü için en somut önerileri getirenler liberalizmi ekonomik veçhesi ile de benimsemiş olan klasik liberallerdir. Son dönemdeki hengâmede, yolsuzluk ve yozlaşmayı bu her iki pencereden de gören isimlerin ancak bir iki kişi ile sınırlı kalması söz konusu haksız itham için muhtemel bir gerekçe olabilir. (Eser Karakaş bu yasal soygun meselesine bir süre önce çok güzel bir örnek vermiştir: bkz. III). İtiraf etmeliyiz ki, devletçilik bir konuda son derece mahirdir. Devlet devletçilik ideolojisi ile yasal yağmayı halkın gözünden kaçırmada büyük bir beceri gösterir. Ve bir liberalin bu mahareti koruması son derece hazin olur.

Siyasetin ekonomi üzerindeki tahakkümü bize yüzeyde göründüğünden daha çok zarar vermektedir. Bu nedenle, klasik liberallerin kendi farklarının altını çizerek ve daha gür bir sesle ortaya koymaları kaçınılmaz görünüyor. Ne siyaset ekonomi üstünde tahakküm kurmalı ne de ekonomi siyaseti tekeline almalı. Bunun yol haritası Bican Şahin’in yukarda iktibas ettiğim fikirlerinde mevcut. Ve tam da Gülay Göktürk’ün söylediği gibi (IV), bu liberal ütopyaya ulaşılamaz ama yaklaşılabilir. Bu yol üstünde adım atmak bizi daha normal bir ülke haline getirecektir. Bu ülke için erişilmek istenen norm işte bu liberal ütopya olmalıdır.   

——————————————-

(I) Bican Şahin, “17 Aralık Sürecini Liberal Değerler ile Okumak”, 03.02.2014, http://www.hurfikirler.com/yazi3803/17-aralik-surecini-liberal-degerler-ile-okumak.php

(II) Gülay Göktürk, “Dişinizi Sıkın, Bu Geçiş Dönemi”, 22.02.2014, http://www.bugun.com.tr/disinizi-sikin-bu-gecis-donemi-yazisi-985481

(III) Eser Karakaş, “Yasal Yolsuzluk Sistemi”, 04.02.2014, http://haber.stargazete.com/yazar/yasal-yolsuzluk-sistemi/yazi-838470

(IV) Gülay Göktürk, “Bir Devlet Düşünün ki Kimse Ele Geçirmek İstemiyor”, 21.02.2014, http://www.bugun.com.tr/bir-devlet-dusunun-ki-kimse-ele-gecirmek-istemiyor-yazisi-983917

 

unsalcetin@liberal.org.tr 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et