Liberal tavır bir tercih değil, dini bir ödev (mi)dir? – Hayrettin Özler

Seküler anlamda liberal olmak, insan ve akıl merkezli bir düşünceyi gerekli kılabilir. Dindar insan ise bu şekilde Tanrı’yı dışlayıcı ve seküler bir hümanizme inanmaz. İnsanı ve aklı değil Tanrı’yı merkeze alır…

DOÇ. DR. HAYRETTİN ÖZLER
Dumlupınar Üniversitesi Siyaset ve Sosyal Bilimler

DİNDARLIK anlamında muhafazakârlık ile liberal düşünmek veya liberal tutum sergilemek arasında ilk bakışta bir çelişki vardır gibi görünür. Dindar insan liberalist değildir elbette. Seküler anlamda liberal olmak insan ve akıl merkezli bir düşünceyi gerekli kılabilir. Dindar insan ise bu şekilde Tanrı’yı dışlayıcı ve seküler bir hümanizme inanmaz. İnsanı ve aklı değil Tanrı’yı merkeze alır. Liberal bir Müslüman olunur ama Müslüman bir liberal olunmaz. Liberal bir Müslüman dinin uhrevi ve dünyevi yönünün bilincindedir. Nihayetinde öldükten sonra yani ahrette belki de dine ve dinsel bir inanç sistemine sahip olmamıza bile gerek olmayabilir. Din dünya içindir ama uhrevidir (ilahidir) aynı zamanda.

Devletin dini sekülerdir

Dindar insanlar dinin bir seçim meselesi olduğunu kabul eder ve Allah’ın inayetine dayanır. Yoksa dünyevi bir kurumun (devletin veya otoritenin) dayattığı din sekülerdir, uhrevi değildir. İnsanları disipline etmek veya dindar bir yaşamı zorunlu kılmak için atılan adımlar dinin uhrevi yönünü reddeder. Eğer benim dinimi yaşamamı emreden bir devlet varsa ve toplumsal-siyasal yapı dünyevi bir otorite tarafından dinsel yaşamı gerektiriyorsa dini yaşamam için imana ve inanma iradesine ihtiyacım yok demektir. Müslüman gibi yaşamak için ne Allah’ın inayetine ne de imanlı biri olmama gerek kalmaz o halde. Böylece din sekülerleşir ve dindar bir toplum yaratalım derken görünüşte dindar ama gerçekte dindar olmayan bir toplum yaratmış oluruz.

Dini bireyselleştirmek

Batıda Reform hareketleri dini bireyselleştirirken (kilisenin otoritesine meydan okurken) öte yandan bir kısım reformist toplumsal yaşamın tamamen dinselleştirilmesine çalışmış, dini insanları disipline edici devlet pratiklerine eklemlemiştir. Fundamentalizm dediğimiz şey budur. Devlet, kanun, yasa, eğitim, ekonomi gibi alanlarda dinsel bir ahlakı dayatan fundamentalist akımlar bu ahlaki kodla(mala)rın insanlar tarafından içselleştirilmesine hizmet etmiş olabilir ama aynı zamanda dini uhrevi olmayan başka bir şeye dönüştürmüştür. Mesela Püritenizm kapitalizmin gelişmesine veya püritenliğin kapitalist iş ahlakına dönüşmesine yol açmış olabilir ancak bu ahlak uhrevi niteliğini kaybetmiş, sekülerleşmiştir. Liberal bir Müslüman ise böyle bir dünyevileştirmeye karşı çıkar. Mesela günümüzde bazı Müslümanlar İslam’ın eşitlikçi ve paylaşımcı yönlerinden bir sosyalizm çıkarmaya çalışıyor. Farz edelim ki İslam hakikaten sosyalist değerleri içinde barındırıyor. Fakat bu değerleri savunan ve yerleştiren, zorlayan bir devlet anlayışı bdeğerleri bir inanç meselesi olmaktan çıkarıp dışsal, hümanist ve seküler bir şekilde uyguladığında bu değerler İslami olduğu için savunulamaz olur. Yani imanı ve dini, uhrevi boyutu, inkâr etmiş olur. Allah’ın inayeti dışında dışsal bir yaptırımla gerçekleştiren amellerin ve iyiliklerin Allah’ın gözünde hiçbir değeri yoktur.

Dışlama, şiddet ve korkutma

IŞİD ve benzeri yapıları ele alalım. Dışlama, şiddet, korkutma ve terörü cihatla karıştırmakta ve sözüm ona her türlü emperyalist, kâfir düzenleri yıkmaya çalışmaktadır. Diyelim ki yıktı ve İslam inancını ve şeriatını insanlara uygulatan bir devlet yapısı kurdu. Böylece İslam dışı her şeyin engellendiği mükemmel (!) bir toplumu kurdu, ahlaksızlık yok vesaire. Ancak yıktığı şey, inanma iradesi ve seçimi, dinin uhrevi boyutu, Allah’ın inayeti ve hidayetine inanç, iyilik ve Salih amel, ihlâs, nefis tezkiyesi ve nihayet cihadın ta kendisidir. Eğer dini yok etmek istiyorsanız, inancı ortadan kaldırmaya çalışıyorsanız ve seküler bir toplum yaratmak istiyorsanız yapmanız gereken en iyi şey insanları dini kurallara uymaya zorlamak ve seçme hakkını iptal etmektir(!).

Hangi İslam?

Müslümanlık veya herhangi dini bir inanç sistemi, toplumsal bir yapının ve tavrın liberal olmasını gerekli kılar. Liberal bir Müslüman hatta sosyalist bir Müslüman da olunur ama Müslüman liberal ve Müslüman sosyalist olunmaz. Yani bir Müslüman liberalizme veya sosyalizme iman etmez. Eğer sosyalist bir İslam’ı savunuyorsanız insanları sosyal, paylaşımcı, eşitlikçi davranışları özgür bireyler olarak yapmaya teşvik etmelisiniz, sosyalist bir toplum kurmaya değil. Örneğin İslam dininde devletin Müslüman olan halkan alabileceği zekât (zorunlu vergi) miktarı bellidir bunun dışında devletin herhangi dini bir meşruiyet iddiasıyla vergi alma zorunluluğu veya görevi yoktur. Zekât dışında zorla alınan hiçbir vergi kutsal değildir. Bir devletin dindar bir nesil yetiştirmek gibi İslami bir ödevi ve yükümlülüğü de yoktur. Bunu teşvik edecekse şayet, ancak topladığı zekâttan yapabilir. Başka bir kaynaktan (gayri-Müslimlerden mesela) alınan vergiyle İslam’ı teşvik etmesi onlara yapılan bir zulüm değil midir?

Şiddetle İslam Olmaz

Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) gibi şiddet, korkutma ve terörle kendi devlet sistemini kurmak isteyen cihatçı gruplar insanların ‘özgür iradesini’ yok ederek, İslam’ın kendisiyle çelişmektedir. İslam’ı yok etmek istiyorsanız yapacağınız en iyi şey, insanları dini kurallara uymaya zorlamak ve seçim haklarını ellerinden almaktır.

Yeni Yüzyıl, 13.03.2016

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/haber/yorum/liberal-tavir-bir-tercih-degil-dini-bir-odev-midir-21338

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et