Başka hiçbir olay, Filistin Sorununun ne olduğunu bu kadar net gösteremezdi.
Silahsız ve savunmasız barış gönüllülerine ateş açıp katliam yapan İsrail, sorunun ne olduğunu, adalet hislerini büsbütün yitirmemiş herkesin görebileceği kadar açık biçimde ortaya koydu.
***
Adalet ve vicdan temelli eylemler, muhatabın da asgari bir adalet ve vicdan duygusuna sahip olduğu ve dolayısıyla ona uygun tepki vereceği varsayımına dayanır. Bu olayda da, muhtemelen konvoydakilerin çoğu böyle bir varsayıma sahipti. Belki de bu asgari insani muameleyi göreceklerine ilişkin bir güven duygusuyla, barış şarkıları söyleyip dualar ederek silahlı bir gücün “egemenlik alanı”na girdiler. Ve, pek çok kimsenin, hatta İsrail’in en keskin muhaliflerinden çoğunun dahi beklemediği bir dehşet ve şiddete maruz kaldılar.
Şimdi en ilgisiz insanların bile aklına şu soru gelecektir: Dünyanın gözü önünde, bir yardım konvoyuna indirme harekatı düzenleyip katliam yapan bir irade Gazze’de ne yapmaz ki?
***
Irkçılık ve devlet bir araya geldiğinde, korkutucu bir bileşim ortaya çıkıyor; terör ve katliam “vakayı adiye”den oluyor.
İsrail de öteden beri sistematik olarak etnik temizlik yapıyor; Filistinlileri topraklarından edip, onlardan boşalttığı yere “soydaşlarını” yerleştiriyor.
Adalet temelli baktığınızda, gidenin Filistinli, gelenin Yahudi olmasının önemi yok. Sonuçta bir grup insanın topraklarından sürülmesi, öldürülmesi ve kaçıp gitmesi için taciz edilmesi gibi bir durum var; bunu yapan ayrımcı bir irade var.
Bu yönüyle Filistin Sorunu, dünyaya adalet, özgürlük ve barış penceresinden bakanlar için Yahudilerle Araplar arasındaki bir sorun değil ve hiçbir zaman da öyle olmadı. Asıl ayrım Musevi, Hıristiyan, Müslüman veya başka inançtan insanlar arasında değil; asıl ayrım devletler arasında da değil.
Asıl ayrım, adalet duygusu etnik, milli, siyasi veya başka türden bir aidiyetinden üstün olanlarla olmayanlar arasında.
***
Bugün İsrail’e egemen olan irade, sadece asgari bir vicdana değil, aynı zamanda zekaya da sahip olmadığını sıkça sergiliyor (Büyükelçiyi alçakta oturtup, bir de bunu söylemek gibi).
Bu terör eylemi de aynı vicdan ve zeka yoksunu iradenin damgasını taşıyor.
Bu katliamdan sonra hiç kuşkusuz Türkiye İsrail ilişkileri eskisi gibi olmayacak. Hiçbir devlet, kendi vatandaşlarını öldüren bir devletle askeri, siyasi ve ekonomik işbirliğini kolay sürdüremez. Ve sürdürmemeli.
Bu katliamdan sonra dünya da Filistin Sorununa aynı gözle bakmayacak.
Ama tribünlere oynama veya Türkiye’ye çocukça bir ders verme pahasına, dünyadaki Yahudi düşmanlığı ateşine benzin döken Ayalon ve avenesi ile bu barbarlığa kılıf arayan diğerleri, bunun neden böyle olduğunu hiç anlamayacak.
***
Dün bir TV, “İsrail konvoydaki malzemenin Gazze’ye ulaşmasına izin verir mi?” diye sormuştu.
Konvoy Gazze’ye çoktan ulaştı.
Şimdi iş, onu Gazze üzerinden, Yahudi düşmanlığı günahına sapmadan bütün dünyaya dağıtabilmekte.
Yahudilerin, Müslümanların ve diğerlerinin barış içinde bir arada yaşayabileceği bir Ortadoğu ve dünya için; Yahudilerden, Müslümanlardan ve diğerlerinden adalet ve vicdan sahibi namuslu insanlarla birlikte…
Star, 01.06.2010
