Kararı doğru algılamak

Görünen köy kılavuz istemiyordu. Anayasa Mahkemesi’nin pek fazla seçeneği yoktu. Tahmin edileni yaptı: DTP’yi kapattı.
Şimdi Ahmet Türk ve daha birçok kişi Anayasa Mahkemesi’nin bu kararını siyasi ya da ideolojik bir karar olarak niteliyor.
Bana kalırsa bu defa değil. Hatta bu defa tam tersi yaşandı. Herkes biliyordu ki, mevcut yasalar çerçevesinde DTP’nin yaşaması çok zordu. O yüzden, kapatma kararının siyaseten kötü sonuçlar vereceğini düşünen herkes Anayasa Mahkemesi’ne siyasi davranması için çağrılar yaptı. Ama olmadı; çünkü siyasi davranabilmesinin de bir derecesi, bir ölçüsü vardı. DTP o ölçüyü çoktan aşmış, mahkemeye pek manevra alanı bırakmamıştı.
Bu neden önemli? Bu açılımın kaderi açısından önemli.
Şimdi geldiğimiz noktada yeniden değerlendirmemiz gereken şudur: DTP’nin kapatılmasıyla açılımın yara alması kaçınılmaz mı? Yoksa bu fikir yavaş yavaş bir klişeye mi dönüşmüş durumda?
Ben bunun tamamen algılamaya bağlı olduğunu düşünüyorum. Özellikle PKK sempatizanı, DTP’ye oy vermiş kitlelerin algılamasına…
Eğer Kürtler bu kapatma kararını devletin meşru siyaset yapma imkânlarını bir kez daha ellerinden alması; temsil kanallarını kesmesi ve şiddeti tek seçenek olarak bırakması olarak algılarlarsa, açılım elbette büyük darbe alır.
Ama Kürtler DTP’nin ipini çekenin devlet değil PKK olduğunu gördüyse; her zamankinin tersine devletin bu defa bu kanalı kapatmamak için oldukça sabırlı davrandığını, kararı ertelediğini ama mecbur kaldığını; buna karşılık demokratik açılımdan paniğe kapılan PKK’nın açılımı engellemek amacıyla harekete geçtiğini ve DTP’yi kapattırmak için elinden geleni ardına koymadığını kendi gözüyle gördüyse, o zaman farklı bir bilinç doğar bu olaydan: PKK, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümünün önüne dikilen asıl engel olduğu bilinci yaygınlaşır. Geniş kitleler özledikleri barışa ulaşmak için PKK engelinin kalkması gerektiği gerçeğiyle yüz yüze gelir.
Ve bence bu defa olacak olan budur.
Çünkü her şey herkesin gözü önünde yaşandı. Açılım çabasının başından bu yana PKK’nın ve DTP içindeki şahinlerin Kürt halkının gasp edilen haklarını almasıyla, Güneydoğu’daki derin devletin açığa çıkarılmasıyla, faili meçhullerin aydınlanmasıyla zerrece ilgilenmediği apaçık ortaya çıktı. Kürtler, Öcalan ve arkadaşlarının, örgütün iktidarını korumak uğruna Kürtler’in geleceğini gözlerini kırpmadan ateşe verebileceklerini, bu uğurda içte ve dışta karanlık savaş lobileriyle rahatlıkla ittifak yapabileceklerini gördüler. PKK’nın açılım karşısındaki tutumuyla MHP ve CHP’yle aynı safta buluştuğuna bizzat tanık oldular.
Bu deneyim hiç etki bırakmadan geçip gidebilir mi? Kürler on yıllar sonra ilk defa barış için, kimlik hakları için umutlandıkları bir sırada bu umudun PKK tarafından söndürülmesini unutabilirler mi?
Ben bunun kolay olmadığını düşünüyorum.
Yaşadığımız bu dönem, geniş Kürt kitlelerin bilincinde mutlaka bir sıçrama yaratacaktır. Açılımı engellemek üzere kışkırtılan kapatma kararının bir bumerang gibi dönüp PKK’yı vurması, örgütün Kürt kitlesi üzerindeki etkisinin sarsılması sürpriz sayılmamalıdır.
İşte bu noktada, PKK’nın şiddet politikalarına öteden beri karşı olan Kürt aydınlarına ve sivil toplum kuruluşlarına hayati bir görev düşüyor.
Şu anda kapanmanın travmasını yaşayan PKK sempatizanı kitlelere sahip çıkmak; yaşadıkları deneyimin kalıcı bir bilince dönüşmesi için onlara fikri önderlik etmek…
Yeni bir siyasi oluşum yaratılacaksa eğer, DTP’nin yeni bir kopyasını kurmak yerine, Kürt siyasi hareketi içindeki bütün eğilimleri temsil edebilen çok sesli çoğulcu bir yapı yaratmak için çaba harcamak…
Evet, Kürt olup da PKK’ya muhalefet etmenin devlete muhalefet etmekten çok daha tehlikeli olduğunun farkındayız. PKK karşıtı Kürt aydınlarının bu muhalefeti hayatlarını tehlikeye atarak yürüttüklerini biliyoruz. Ama unutmasınlar ki, örgüt despotizmine karşı direnenlerin sayısı arttıkça, PKK’nın infaz etmekle baş edemeyeceği bir noktaya geldikçe, kendi can güvenlikleri de sağlanacaktır. Ve bugün Kürt kitlesi içinde PKK’ya karşı böyle bir muhalefet patlaması yaşanması için koşullar her zamankinden daha uygundur.
Bugün, 13.12.2009

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et