Yeni Yüzyıl’da çıkan ( 2 Nisan 2016) ilginç haber aynen şöyleydi:
“Sevgilisi için yasa çıkaran bakan istifa etti.
İtalya Ekonomik Kalkınma Bakanı Federica Guidi, işadamı sevgilisinin çıkarlarına uygun bir yasa değişikliğinin Meclis’te kabul edilmesini sağladığının ortaya çıkması üzerine istifa etti. Yaklaşık 2 yıldır Matteo Renzi hükümetinde bu görevi yürüten Federica Guidi’yi istifaya götüren süreç, İtalyan enerji devi Eni’nin Basilicata bölgesindeki tesislerinde yasa dışı atık ticaretine ilişkin soruşturmanın açılmasıyla başladı. İtalyan basınındaki haberlere göre, bu kapsamda 23 kişi soruşturulurken, geçtiğimiz gün Eni’nin bölgedeki 5 yönetici ve çalışanı da gözaltına alındı. Potenza Savcılığı’nın soruşturma altına aldığı kişiler arasında Bakan Federica Guidi’nin mühendislik şirketleri sahibi olan işadamı sevgilisi Gianluca Gemelli’nin de bulunduğu açıklandı. Bu nedenle, Bakan Guidi ve Gemelli arasındaki telefon konuşmaları da savcılığın dinlemesine takıldı.
Aralık ayında geçen bir telefon görüşmesine göre Gemelli, bakan sevgilisinden kendi iş çıkarlarına hizmet edecek bir yasa değişikliğinin mecliste kabul edilmesini sağlamasını istedi. Bakan Guidi de merak etmemesini ve bu yasanın geçeceği sözünü vererek, Anayasal Reform Bakanı Maria Elena Boschi’yi de bu konuda ikna ettiğini söyledi. Meclis görüşmeleri sırasında son anda yapılan söz konusu yasa değişikliğinin, çok uluslu petrol şirketi Total’in öncülüğündeki bir konsorsiyumun Basilicata bölgesinde petrol ve gaz üretim tesisleri projesinin çevresel nedenlerden ötürü önünü kesen bir maddeye ilişkin olduğu kaydedildi. Bakan sevgilisi sayesinde bunun değişmesini sağlayan Gemelli’nin, ‘Tempa Rossa’ adlı bu projeye 1,6 milyar dolarlık yatırımı söz konusu olan Total’den 2,5 milyon dolarlık iş aldığı öne sürülüyor. Guidi’nin istifasını kabul eden Başbakan Matteo Renzi, Guidi’ye cevaben, bugüne kadar kararlı ve güçlü bir şekilde yaptığı çalışmaları takdir ettiğini, istifa tercihine de saygı duyduğunu belirtti.”
Tuhaf olaylar ülkesi İtalya’da meydana gelen bu vaka aslında çok derin bir felsefî problemi yansıtıyor: Demokrasilerde kanun yapmanın temelleri, boyutları ve sonuçları.
Kanunların genel ve eşit olması, belli bir kişiyi veya tabakayı diğerlerine nispetle pozitif veya negatif ayrımcılığa tâbi tutmaması gerekir. Tabiî veya evrensel hukuk denilen şeyin parçası olan kanunlar bu niteliktedir. Ancak bu anlam ve nitelikteki kanunlar yaratılmamış ve icat edilmemiş, oluşmuş, inkişaf etmiştir. Eski zamanlarda -meselâ Antik Mısır’da, Antik Yunan’da ve hatta Roma’da- kanun yapma fikri büyük bir ukalâlık ve topluma saldırı olarak algılandı. Ancak son zamanlarda kanunların somut bir irade tarafından yaratılabileceği fikri gelişti. Bazı hukuk filozofları bunu insanlığa yönelik, atom bombasından daha tehlikeli bir icat olarak gördü.
Bugün demokrasilerde parlamentolar devamlı kanunular çıkartmakta. Bir problem olduğunda toplumdan hemen bir kanun yapılması çağrıları yükselmekte. Ne var ki, klasik ve doğru anlamda bunların kanun olup olmadığı çok tartışılır. Çünkü bu kanunlar rant yaratan pozitif ayrılıkçı muameleler. Maliyetlerini üstleneler onların ne olduğunu bilmediği için kayıtsız veya sessiz kalırken ondan büyük çıkar sağlayanlar var güçleriyle onların çıkartılması için çabalamakta.
İİtalya’daki olayda karikatürize edilmiş bir durum var. Bir bakan, sevgilisinin menfaati için yasa değişikliği yaptırıyor. Oysaaynı şey bir şahsın, şirketin ve birkaç kişinin çıkarı için değil de meselâ oy tabanı teşkil eden bir zümre için yapılsaydı kimsenin dikkatini çekmez, en azından kimse itiraz etmezdi. Tüm demokrasilerde mütemadiyen bu tür kanunlar yapılmakta…
Demokrasiler hukuk alanında büyük bir problemle karşı karşıya. Sadece bizimkisi gibi az gelişmiş olanları değil çok gelişmiş olanları da.
Yeni Yüzyıl, 05.04.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/kanun-sorunu-1889