Şehir efsanesi zannedebilirsiniz ama değil. Gaffar Okkan gerçekten sevilmiş.
Diyarbakır’da soruyorum.
“Birçok dükkanda adamın babasının resmi yoktur, ama onun resmi vardır” diyor biri.
24 Ocak Okkan’ın katledilişinin yıldönümüydü.
Okkan’ın memleketi Sakarya’da bir anma töreni gerçekleştirilmiş. Müşterisi olduğu ciğerciden, onun ismini taşıyan onlarca çocuğa pek çok Diyarbakırlı da oradaymış.
Okkan’ın neden bu kadar sevildiğini soruyorum. Cevap çok anlamlı ve çok düşündürücü:
“Çünkü halka insan gibi davrandı” diyorlar. Ve ekliyorlar: “Zaten bu yüzden öldürüldü”.
Aslında bir bürokratın yapması gerekeni yapmış.
Başka ne yapmış Gaffar Okkan?
“Emniyet Müdürlüğü’nün bulunduğu cadde ve diğer bazı caddeler, güvenlik gerekçesiyle trafiğe kapalıydı. İlk icraatı, tel örgüleri ve bariyerleri kaldırıp caddeleri trafiğe açmak oldu”.
“Gidiyorsunuz, korumaların arasında oturuyorsunuz. Halkla temas etmiyorsunuz. Kendini koruyamayan halkı nasıl korur?” demiş.
***
Ve bölge halkına yıllarca kan kusturan yasa dışı örgüte, yani JİTEM’e dokunmuş (Öyle ya, madem Genelkurmay ve Jandarma “bizde öyle bir şey yok” diyor, bu durumda bize de onun yasa dışı örgüt olduğunu söylemek düşer).
Nasıl dokunmuş?
“Burada 5’li, 7’li gruplar vardı. Varlıklı aileleri tespit edip, önce onların evlerinde yasa dışı belge bulunmasını sağlarlardı. Aile reisi götürülür, sonra biri aileye gidip mesela 500 milyar falan isterdi. Bir böyle, beş böyle, Gaffar Okkan bunu duydu. Onu yapanları buldu ve bu işi bitirdi”.
O’nu kimin öldürmüş olabileceğini soruyorum.
“Hizbullah’ın öldürdüğüne inanmıyorum. Bu kadar kusursuz bir cinayeti onlar işleyemez” diyorlar.
“Ergenekon Davası önemli, ama bugünkü şekliyle oradan bir şey çıkmaz. Çünkü bu, Ergenekon’un Fırat’ın doğusundaki koluyla ilgili. Batıdaki cerahat akıtılıyorken, Doğuya da bakmak gerek. Gaffar Okkan ve Vedat Aydın cinayetlerin gerçek faillerinin ortaya çıkarılması lazım. Bunun için Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığı ve Olağanüstü Hal Bölge Valiliği’nin mercek altına alınması lazım”.
***
“Diyarbakır halkı vefa borcunu ödedi” diyor tecrübeli gazeteci Nevzat Bingöl ve ekliyor:
“Vefatından sonra onbinlerce insan ağlayarak yürüdü, dükkanlarda onun resmi var, çocuklara onun ismi verildi, bir hafta yas ilan edildi. Şimdi vefa borcunu ödemesi gereken Sakaryalılar. Gaffar Okkan cinayetinin aydınlatılması için Meclis Araştırma Komisyonu kurulması ve sır perdesinin aralanması için onlara da sorumluluk düşüyor”.
Bingöl, Gaffar Okkan’ın Özel Kuvvetler’e bağlı “C Timi” tarafından öldürüldüğüne ilişkin gazete haberlerinin ve Yıldırım Beğler’e ait ifadelerin ihbar kabul edilip araştırılması gerektiğini de vurguluyor.
***
Halk O’nu sevmiş. Ama yediği yemeğin parasını vermeden lokantadan kalkmayı adet edinen veya kirasını ödemeden evde oturmak isteyen “devletlu”lar sevmemiş. Halk şikayet ettiğinde Okkan affetmemiş; parasını alıp, şikayet eden vatandaşa vermiş.
“Buralar hep sürgün yeri olarak görüldü, ama devletin gerçek yüzü benim” demiş Okkan.
Belli ki burada yanılmış.
Şimdi geride bıraktıkları ve sevenleri adalet bekliyor. Tıpkı elinde babasının kanlı gömleği, kederli gözleriyle yüzümüze bakan Nükhet İpekçi gibi. Tıpkı Arat Dink gibi.
Hem onların yüzüne bakabilmek, hem de geleceğimizi bu kötülük şebekesinin elinden kurtarabilmek için bütün bu cinayet dosyalarını yeniden açmak zorundayız.
Gaffar Okkan bizi buna ulaştırabilir.
Star, 09.02.2010