Türkiye’nin özgür dünyadaki konumunu değerlendirmeye çalışırken birkaç yazımda Freedom House’ı referans olarak kullanmıştım. 2005 yılında, Freedom House’ın verilerini kullanarak ileriye doğru yaptığım bir değerlendirmede, Türkiye’nin 2010 yılında bir demokrasi cenneti olacağını iddia etmiştim. AKP iktidarı sayesinde Türkiye’nin sivil bir anayasa yapacağını, asker vesayetinin kalkacağını, Türkiye’nin AB üyesi olacağını ümit ediyorduk.
Bu gibi iddialar ilerici, Atatürkçü, ulusalcı kesimi çok kızdırıyor, Türkiye’nin zaten laik, demokrat bir hukuk devleti olduğunu söylüyorlardı. Onlar, Türkiye’deki rejimi kusurlu bulan herkesi dış düşmanlar arsında sayıyor, Türkiye’de demokrasi isteyen herkesi dış mihrakların iş birlikçileri, Soros’un adamı olarak ilan ediyorlardı.
Şimdilerde onlar da Freedom House gibi kuruluşların yaptığı değerlendirmeleri bayağı önemser oldular. “FH rumuzlu kuruluş her yıl bütün dünya ülkelerinde gazetelerin ne kadar özgür, bağımsız, iktidar yağcısı olmadan, diktatörlerden, darbecilerden, seçilmiş başbakanlardan beslenmeden yayın yapabildiğinin raporlarını hazırlıyor. Ve sonra ilan ediyor. Şu ülke özgür. Şu ülke yarı özgür. Şu ülke umutsuz.” (Necati Doğru, Sözcü, 03.05.014)
2005 yılından sonra AKP iktidarı Türkiye demokrasisini bir adım ileri götüremedi, Türkiye “yarı demokrat” bir ülke olarak kaldı. Türkiye’de asker vesayeti bir adım geriye gittiyse de, bu da AKP iktidarı sayesinde değil, “paralel” devletin savcı ve yargıçlarının “mili orduya kurduğu kumpas” sayesinde olduğunu öğrendik.
AK Parti’nin grup toplantısında konuşan Başbakan Tayyip Erdoğan, Freeodom House’ın, Türkiye’yi “Basını özgür olmayan ülkeler” kategorisine düşürmesinden hiç hoşlanmadığını ifade etti. Başbakanımız,“Eyyy Freedom House! Sevsinler Seni” diyor.
Freedom House’u “Sen de örgütsün” sözleriyle hedef alan Erdoğan, “Bir örgütün raporlarında İsrail basın özgürlüğünde, dünyanın en özgür ülkelerinden biri olarak gösteriliyor. Sevsinler seni! Şu hale bak. Hatta Ortadoğu’daki en özgür ülke İsrail. Bu örgütün raporlarına göre, Türkiye 12 Eylül’ün sonrasında daha özgür bir ülkeymiş. 1990’larda Türkiye daha özgür bir ülkeymiş. Türkiye öyle ülkelerin altında gösteriliyor ki, listeyi gösterseniz kahkahadan birbirinizi kırar geçirirsiniz” ifadelerini kullandı.
Freedom House’ın Batı ülkelerine ve İsrail’e toz kondurmadığı, hiçbir hâlükârda ABD’nin notunu düşürmediği epeyce doğru… Ama İsrail’in demokrasi standartlarının Türkiye’den ileri olduğu, Ortadoğu’daki en özgür ülkenin de İsrail olduğu ne yazık ki doğru. Freedom House, İsrail’i demokrat ülkeler arasında sayıyor ama, demokrasi notu mesela AB ülkelerinden hep düşük. Genellikle “politik haklar” konusunda notu tam nota yakın olmasına rağmen, sivil özgürlükler konusunda notu hep düşük
Freedom House’ın değerlendirme yaptığı 1972 yılından bu yana Türkiye’nin notu aşağıdaki gibi:
Türkiye 1974-1980 döneminde “demokrat” ülkeler arasında, onun dışında hep “yarı demokrat” ülkeler arasında.
Başbakanın söylediği gibi Türkiye 12 Eylül’ün sonrasında özgür ülkeler arasında değil. Tam tersine 12 Eylül sonrasında veya askeri vesayetin arttığı dönemlerde Türkiye’nin demokrasi notu hep düşürülmüş, demokrasiye geçiş dönemlerinde hep yükseltilmiş. Özellikle AKP’nin iktidara geçiş döneminde ve iktidarının ilk yıllarında Türkiye’nin demokrasi notu önemli şekilde yükseltilmiş.
Başbakanın etrafında bir danışmanlar ordusunun dolaştığını biliyoruz. Başbakan böyle bir konuşma yapmadan önce, Başbakanın bu konularla ilgilenen danışmanlarından biri Freedom House’ın internet sitesine girip 10 dakikasını harcasaydı bu durumu görürdü. Bunun için İngilizce bilmeye bile gerek yok. Freedom House bilgilerini basit çizelgeler halinde veriyor.
Freedom House 1990’larda da Türkiye’yi daha özgür bir ülke olarak göstermiyor. 1990-1992 döneminde Türkiye’nin notu 2004-2012 dönemine benziyor, ama 1993’ten sonra Türkiye’nin demokrasi notu belirgin şekilde, 28 Şubat döneminde ise önemli şekilde düşürülüyor.
Freedom House’ın listesini görünce kahkahadan gülmek değil, oturup ağlamamız gerekiyor.
Madem Freedom House’a güvenmiyoruz, “Economist”ın değerlendirmesini ele alalım. “Economist”e göre şu ülkelerde demokrasi Türkiye’den daha ileri:
Arnavutluk, Baliwin, Bengaledeş, Benin, Botswana, Dominik, El Salvador, Ekvador, Endonezya, Estonya, Filipinler, Gana, Guatamela, Güney Kore, Guyana, Güney Afrika Birliği, Hırvatistan, Hindistan, Honduras, Honkonk, Karadağ, Kostarika, Letonya, Lesotho, Litvanya, Lübnan, Malavi, Malezya, Mali, Mekadonya, Moğolistan, Moldova, Moritanya, Namibya, Panama, Papua Yeni Gine, Sırbistan, Singapur, Srilanka, Surinam, Tayland, Tayvan, Ukrayna…
Osmanlı İmparatorluğu 1876 yılında parlamenter sisteme geçtiğinde bu ülkelerin pek çoğunun ismi ve haritada yeri yoktu.
Başbakanın Freedom House hakkında beyanatını siyaset bilimiyle uğraşan liberal dostlarımızdan birinin değerlendirmesini beklerdim. Ne var ki, konuya ilgi duyan pek olmadı… Değerlendirmelerimde yanlış yaptıysam düzeltmelerini beklerim.