Hangi nedenlerle bekar ve genç bir kız, evli bir erkekle birlikte olur? Aşk yaşar?
İstanbul başta olmak üzere, büyük şehirlerde bu tür ilişkilerde patlama yaşanıyor.
Öncelikle, bu tür ilişkiler nasıl ve hangi ortamlarda başlıyor; tarafların rolü nasıl ona bakalım.
İlişkinin başladığı ortamlar:
– Sanal (internet) ortamı
– İşyerleri (özellikle patron, yönetici, amirlerle bir alt kademedeki elemanların ve çalışma arkadaşlarının ilişkisi)
– Eş, dost, akraba, arkadaşlık gruplarında
– Tatil, eğlence yerleri ve bazı tesadüfi ortamlar
İlişkiye başlama nedenleri:
– Sevgi-aşk arayışı
– Heyecan-macera arayışı
– Tesadüfi durumlar
– Bunalım dönemlerindeki arayışlar
– Ekonomik nedenler (erkekleri bankamatik olarak görmek isteyen kızların tercihi)
– Yaşı büyük erkekte baba sevgisi ve şefkati arama
– Hırslı, rekabetçi, kazanma hırsı olan kişilik (kişinin eşiyle rekabete girme ve onu yenme dürtüsü)
– Yuva dağıtma dürtüsüne sahip olmak (Kötülükten haz almak )
– Kandırılarak, aldatılarak ilişkiye başlatılanlar.
Çeşitli arkadaşlık, sohbet, partner bulma siteleri ve sosyal medya gibi sanal ortamlarda tanışmalar yaygınlık kazandı. Evli erkeklerin çoğu, bekar olduklarını yazarlar. Bir kısmı evli olduğunu yazar, fakat çok mutsuz olduklarından, her an boşanacaklarından söz ederler… Bazısı evli olduğunu yazar, amacının dostluk ve paylaşım olduğunu belirtir… Sanal ortam dışındaki “karşılaşmalar”da da evlilik gizlenebiliyorsa, tercih edilir… Değilse klasik “mutsuz evlilik modeli” zaten hazırdır…
Evlilik dışı ilişki yaşayan erkekler; günün birinde “açık verir” ya da kız arkadaşı “bu ilişkinin sonu ne olacak?“ diye sıkıştırınca “itiraf” etmek zorunda kalır.
Kızlar ciddi bir aldatılma ve hayal kırıklığı yaşar. Bu noktada önlerine dört yol çıkar:
1- Derhal “adamı” terk etmek
2- İntikam almak için sevdiği adamın eşini arayıp, her şeyi anlatmak.
3- “Bu ilişkiye çok emek verdim, bir kalemde silip atamam.” Sonuç almalıyım güdüsüyle hareket etmek.
4- Madem erkek beni kandırdı aldatıldım , o halde mücadele edip onu eşinden ayırmalı ve evlenmeliyim.
- ve 3. madde; başlangıçta evli ve mutsuz olduklarını söyleyen erkeklerle, “kırılma” yaşanınca da kızların gösterdikleri tavırlardandır…
Terk edilen adamların bazısı buna “dünden razıdır” ,”kazasız –belasız” atlatmıştır.
Bazısı ise terk edilmeyi hazm edemez. Peşine düşer. Bin bir yalan söylenir. “Seni kaybetmemek için evli olduğumu sakladım. Uygun bir zaman bekliyordum. Eşimle mutlu olsam senin yanında işim ne? Çocuklarım olmazsa bir gün evli kalmam. Ekonomik durumumu toparlayayım hemen boşanacağım…” Kızların bir çoğu bu yalanları “yutarlar”. Zaten “adamlar da” kendilerini “affettirmek” için o kadar alttan alıp, jestler yaparlar ki, çoğu kız buna karşı duramaz. Kızlar bu sefer işi garantiye almak için “evlilik” diye bastırırlar…”adamlar da” sürekli bahanelerle bunu erteleyebildikleri kadar ertelerler…
Sonuçta, çoğunlukla adamlar boşanmaz ve kızlar; ciddi bir sorun yaşadıklarında ; bu sefer gerçekten terk ederler. Ya da 2. 3. maddeye geçerler; 2. Maddede (ilişki yaşadıkları şahsın eşini arama…)
“Adamların eşleri” üç şekilde tepki verir: 1- “kocamdır, erkektir, elinin kiridir. Dönüp dolaşacağı yer evidir. Sel gider kum kalır…” 2- kızdan detayları alıp, kocasının “canına okumak”. Eline geçen kozla ya boşanmak, ki çoğu boşanmaz… Kadınlar arasında “erkeği kapma” yarışı başlamıştır… Ya da kadın bu kozla kocasını sindirip, avantajlı duruma geçer. Bir kısmı da intikam için kocasını aldatır. 3- sessizce dinleyip, yorum yapmamak. Kocasıyla da bu konuyu konuşmamak. Bu kadınlar arasında çok gururlular vardır. “Üzerine getirmek” istemezler. Konuşmazlar. Normal yaşama devam ederler. Kimisi de durumu zaten bildiğinden, kabullendiğinden şaşırmaz…
3. maddede ısrar eden kızların düşünce ve duygu dünyaları; zeka ve kişilikleri çeşitlilik gösterir. Kimisi çok sevdiğinden bırakamaz. Kimi inatçıdır, rekabetçidir elde etmek başarmak ister. Kimi gerçeği bir türlü fark edemez. Kimi gerçekle yüzleşmemek için , “inanmak istediğine inanır”. Kiminin de bağımlılık, mazohistik, yetersiz kişilik özellikleri; kaybetme, yalnız kalma fobileri olabilir… Yani herkesin bir “hikâyesi” vardır…
Bazı kızlar da bilerek; yaşca büyük ve zengin evli erkekleri tercih ederler. Bankamatik olarak kullanırlar… Yedekte birkaç tane genç ve yakışıklı sevgilileri zaten vardır…
Özgürlüğüne aşırı düşkün, sorumluluk alamayan, aşırı bencil, lükse ve eğlenceye düşkün bazı kızlar da evli erkekleri tercih ederler… Bu kızlar çabuk sıkılabilen, aynı insanla ve aynı ortamda uzun süre birlikte olamayan kızlardır. Çoğu “SINIRDA” kişilik bozukluğuna sahiptir… Hep uçlardadırlar. Gri tonlar asla yoktur. Her şeyi aşırı yaşarlar… Tehlike ve macera severler. Ruhları sürekli acı ve ıstırap içerisinde olduklarından; bunu bastırmak için hep devinim halindedirler. Bu kızlar son derece “tehlikeli” kızlardır. Başınıza her türlü “felaketi” getirebilirler.
Erken yaşta babasını kaybeden, anne-babası boşanmış olan, ilgisiz babaya sahip olan kızlar da kendilerinden yaşça büyük ve “baba şefkati” gösteren “tecrübeli” evli erkeklerle birlikte olabiliyorlar. Bu kızların ilişkileri bağımlılık derecesine varabiliyor. Ayrılma durumunda çok ağır depresyonlar yaşıyor, intihara teşebbüs edebiliyorlar…
Bir çok kız; günün birinde sevgilisinin eşinden boşanıp kendisiyle evleneceğine inanır, onun hayalini kurar. Bu hemen hemen İMKANSIZDIR. Evli erkekler; yatırım yaptıkları, düzen kurdukları eşlerini terk etmezler. Sevgisi, cinselliği bitmiş olsa dahi; kurulu düzenini, çocuklarını, toplumsal statüsünü bozmak istemezler. Kızların çoğu bunu anlayamaz. Çünkü kendileri gibi düşünürler. Evli bir kadın başka bir erkeğe aşık olursa, büyük çoğunlukla kurulu düzenini aşkı uğruna bozabilir… Kadınlar aşık olunca erkeklerden daha cesur davranırlar. İşte kızlar bu kadınlık psikolojisiyle hareket ettiklerinden hep yanılır ve hüsrana uğrarlar. Erkeklerse, biten bir ilişkinin ardından yeni sulara yelken açarlar…. Ve bu döngü hep devam eder. Dün de öyleydi, bugün de ve yarın da böyle olacak…
Uz. Dr. Nihat Kaya
Psikiyatrist-Yazar