Evde eğitim 2

 

Son yazımda evde eğitim konusunda dünyadaki uygulamaları özetlemeye çalışmıştım.
Bugün de Türkiye’deki tartışmalara girmek ve biraz da kendi deneyimlerimden söz etmek istiyorum. 
Bu tartışmanın şu an Türkiye için pratik bir anlamı yok. Zorunlu eğitimde delik açarak evde eğitim uygulamasına kapı aralamaya kimsenin niyeti olmadığı zaten tasarının kaleme alınışından da belli. Besbelli ki tasarının yorumlanışında bir yanlış anlama oldu. Ama böylece biz de bu yanlış anlama sayesinde Türkiye’nin en özgürlükçüleri dahil neredeyse herkesin zorunlu eğitime ne kadar meraklı olduğunu da öğrenmiş olduk.
Anlaşılan herkes Cumhuriyet tarihi boyunca sürekli yükselen ve bugün artık neredeyse yüzde yüze varan okullaşma oranının zorunlu eğitim sayesinde gerçekleşebildiğini; zorunlu eğitim bir yerinden delinirse bütün dindarların o açık kapıyı kullanarak çocuklarını okuldan çekip alacağını ve evde rahlenin başına oturtacağını sanıyor. 
Bir araştırma şirketim olsa, hemen şimdi geniş çaplı bir araştırma yapar, anne babalara “Zorunlu eğitim olmasa çocuğunuzu okula yollar mıydınız” diye sorardım. Ve hep beraber görürdük bu halkın yüzde kaçı çocuklarını devlet zoruyla okutuyormuş… 
Her neyse, biz evde eğitimin kendisine dönelim… 
Öncelikle belirtmek gerekir ki, evde eğitim öyle kolay bir iş değil; ancak eğitim meselelerine kafa yoran, bu konuya çok zaman ve emek ayırmayı göze alan ailelerin uygulayabileceği bir mesele. 
Üstelik mesele bunu göze almakla da bitmiyor. Evde eğitim o ülkede belli bir oranda yaygınlaşmamışsa, evde eğitim yapan aileler bir düzeyde örgütlenmemişse sizin bunu tek başınıza başarmanız da mümkün olmuyor. 
Biz bunu denedik… 
Geçen yazımda da söylediğim gibi, oğlumuzu ortaokul çağında iki yıl okula göndermedik ve evde eğittik. Sebep, onun 11 yaşında bin bir emekle girdiği o seçkin özel koleje hiçbir şekilde uyum sağlayamaması, neredeyse psikolojik bunalıma girmesiydi. Aşırı rekabetçi ortam, ağır ders yükü ve alışık olmadığı sert disiplin sonucu okuldan nefret eder hale gelmişti.
(Daha sonraki yıllarda, ayrıldığı okulun kapısının önünden geçerken mide bulantısı yaşadığını söylersem durumu anlayabilirsiniz herhalde.) 
Okuldan alma kararını vermemiz kolay oldu. Ama sonrası o kadar kolay değildi. Onu iddiasız, mütevazı, çocuğu şekillendirmeye çalışmayacak; onun kişiliğine damga vurmaya kalkışmayacak bir okula göndermek ile evde eğitmek arasında uzun süre gittik geldik. Uzun tartışmalardan sonra evde eğitimi denemeye karar verdik. 
Okuldan aldığımız gün hemen bir program yaptık. Aynı anda özel İngilizce dersine, bir bilgisayar kursuna, yüzme okuluna kaydını yaptırdık. Biz de temel derslerini aramızda bölüşüp eğitime başladık. 
Başlarda hayatından çok memnundu. Açıkçası, bilgilenme açısından bir problem de yaşamadık. Ama bir noktada yanılmıştık. Biz, ille de tek bir okulda sosyalleşmesinin gerekli olmadığını, gittiği yüzme okulunda ya da bilgisayar kursunda da arkadaşlar edinebileceğini düşünüyorduk. Ne var ki, o kurslarda tanıştığı yaşıtları, asıl okullarındaki sosyal ilişkilerinden doyum sağladıkları için yan faaliyet olarak katıldıkları bu kurslarda arkadaş edinme ihtiyacı duymuyorlardı. Oğlumuz yalnız kalmıştı. 
İşte bu noktada, evde eğitim yapan çocuk sayısı belli bir düzeye ulaşmadan, aileler belli bir örgütlenme içine girmeden bunu gerçekleştirmenin sakıncalı olacağını gördük. Ve iki yıllık denemenin ardından Ali’yi mümkün olduğu kadar “okul olmayan bir okul” bularak içine soktuk. 
Bugün yeniden baktığımda, eğitimin evde eğitim aşamasına ulaşmasının bireysel bir seçim, bir çeşit sivil itaatsizlik aşamasından toplumsal bir devinim seviyesine çıkmasıyla gerçek olabileceğini görüyorum. 
Bu devinimin ilk ivmesi toplumun zorunlu eğitimden gönüllü eğitime doğru meyletmesi, eğitimi devlete karşı bir görev olmaktan kendine karşı bir sorumluluk olarak görmeye başlamasıdır. 
Ki bizim toplumda bu değişimi -eğer art niyetli değilsek- hemen görebiliriz. 
Bugün, 27.02.2012

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et