Haberde yanlışlık yok; tersi doğru değil. Yer, İstanbul Belediye Meclisi. CHP’li meclis üyesi, “Ergenekon Caddesi”nin isminin değiştirilip “Hrant Dink Caddesi” adı verilmesini öneriyor. Ama önerge AK Partili üyelerin oylarıyla reddediliyor.
Utanç verici. Ve ilk de değil.
Marmaris’te Kenan Evren adının değişmesine de AK Partili üyeler karşı çıkmışlardı da neyse ki belediye meclisindeki oyları yetmediği için (4’e 11) engelleyememişlerdi. AK Partili üye, “bu şehirde altyapı problemi yoksa bunda birinci derecede Sayın Evren’in katkısı oldu” demişti.
Cunta oluşturup anayasal düzeni yıkan, idam sehpaları kuran, onbinlerce insanın hayatını karartan, Diyarbakır’da akıl almaz işkencelerle bugüne kadar 50.000 insanın hayatına malolan şiddetin kanlı tohumlarını atan, başörtülü kadınları eğitim ve çalışma hayatından mahrum edip geleceklerini çalan “Sayın Evren”. Marmaris’in “altyapı sorunu”nu çözen ama bütün ülkeyi kanalizasyona çeviren bir zalimin, 12 Eylül Darbesinin elebaşının ismini korumak, darbe mağduru bir siyasi geleneğin belediye meclis üyelerine düşmüştü.
***
AK Parti, başörtüsü yasağından, Emine Erdoğan’a GATA’da yapılan ayrımcılıktan şikayet ediyor, ama kendi tabanına hayatı zindan eden yasağın mimarının ismini koruyor.
Ergenekon’a karşı bir ölüm kalım mücadelesi veriyor ama Hrant Dink’in katledildiği sokaktaki Ergenekon ismini koruyor. Her şeyden önce vefasızlık.
Çünkü bu iktidarın, yazar, entelektüel bir yana, insan ve vatandaş Hrant Dink’e borcu var. O’nu derin canavardan koruyamadığı için borcu var. Bunca zamandır adalet tesis edilemediği için borcu var.
Ve zalimlik.
Çünkü bu karar, Hrant’ın arkadaşlarını her sabah Agos’a giderken “Ergenekon” adını görmek zorunda bırakıyor. “Eğer AKP gerçekten Ergenekon Çetesiyle mücadele etmek istiyorsa, işe bu zihniyeti taşıyan kendi üyeleriyle mücadele ederek başlamalı” diyor Orhan Kemal Cengiz, Today’s Zaman’daki yazısında ve ekliyor:
“Ergenekon adını Hrant Dink’in adına tercih eden, bu utanç verici işin ardındaki bütün AKP’lileri kınıyorum ve İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisindeki bu AKP’lileri kınamayan diğer bütün AKP’lileri de kınıyorum. Yazıklar olsun!”
Yerden göğe haklı.
***
AK Parti hatasını telafi etmeli.
Bu kez kendisi Hrant Dink Caddesi için öncülük etmeli. Şişli’de, Ermeni vatandaşlarımızın en yoğun olarak yaşadıkları yerdeki “Talat Paşa İlköğretim Okulu”nun adını da değiştirmeli. Öğretmenler, çocukların Talat Paşa’dan öğrenecek hiçbir şeyleri olmadığını anlatmalı.
Sultanbeyli’de Alevi mahallesinin “Yavuz Selim” olan adının “Pir Sultan” olarak değiştirileceğine ilişkin haber sevindirici. Van’daki kışladan 33 köylüyü kurşuna dizdiren Mustafa Muğlalı’nın adını da silmeli. Ve acılı insanlarla alay edercesine koyulan isimlerin hepsini kazıyıp tarihin çöplüğüne atmalı.
***
Ama çok daha önemlisi, bu olay vesilesiyle AK Parti ciddi anlamda kendisi üstüne düşünmeli.
Nasıl olup da içinden bu kadar statükocu bir refleksin çıkabildiğini sorgulamalı. İttihatçılık illetinin sadece CHP’ye ve MHP’ye özgü olmadığını, kendi içinde de böyle patolojik bir damarın varlığını fark etmeli.
Madem kendisine ülkeyi demokratlaştırma ve dünyada barışı tesis edecek bir medeniyet projesinde öncülük misyonu biçiyor, bu ağır görevin gerektirdiği iç sorgulamayı da cesaretle yapmalı.
Bunun için demokrasi teorisine değil, adalet duygusuna ihtiyacı var.
Yoksa, bir gün insanlar Sabih Kanadoğlu Bulvarı’ndan geçip, Ergenekon Meydanı’na varırlar; ki öyle bir durumda ülke topyekun mahvolmuş demektir.
Star, 16.02.2010