“Allah kimseyi can telaşına düşürmesin; kimseyi yersiz, yurtsuz, evsiz ve vatansız bırakmasın.”
Bir insan için edilebilecek en hayırlı dua budur herhalde. İnsan ölümün bile hayırlısını ister; ölecekse evinde ölmeyi diler.
Türkçe’de çokça kullandığımız “aman dilemek” deyimi vardır. Oradaki “aman”, Arapça’daki “eman” sözcüğünden gelir. Eman, İslâm ülkesine girmek veya İslâm ordusuna teslim olmak isteyen bir yabancıya verilen can ve mal güvencesi demektir. “Eman dilemek” bir anlamda bir duanın karşılığı, eviniz yıkılırken yeni bir ev bulun diye iyilerin vicdanıdır.
Emani, ana yüreğiyle böyle bir dua etmiş ki, Allah onu duymuş, çocuklarının ve kendisinin canını ve namusunu kurtarma telaşına düştüğünde “eman dilemiş”, Türkiye ona kucağını açmış, canını ve malını koruyacağının güvencesini vermiş. O da gelip kendine yeni bir yer, yurt, ev edinmiş. İki lokma aşı, iki göz odasıyla hayata tutunmaya çalışmış.
Sonra birileri çıkıp, Allah’ın nimet gösterip “eman” verdiği Emani’ye, olmayan “evine dön” demiş. Birileri, bu kin ve nefretin verdiği cesaretle, toplumca verdiğimiz ‘eman’ımıza hıyanet etmiş, kendisinin ve çocuklarının namusunu, canını elinden almış. Sonra, Emani ve çocukları ebedi evlerine doğru yola çıkmışlar.
Emani ve çocuklarını, vicdanlarımızı böylesine kanatırcasına hayattan koparıp alan zalimlik Suriye’de neyse, Türkiye’de de odur. Bu zalimliğin, dini, dili, ırkı, cinsiyeti bir aslında. Bu zalimlik, vicdansızlık dediğimiz tek bir kaynaktan besleniyor ve kötülük dilini konuşuyor. Bir yerde “ölüm”, başka bir yerde “evine dön” diyor.
Bu zalimliğin başka “eman dileyenlere” zarar vermesine izin vermek, vicdanlarımızın ele geçirilmesi ve saf kötülüğün kazanması demektir. Vicdanlarımızın ele geçirmesine izin vermekse insanlık onurumuzu yitirmektir.
Biz kalplerimizi iyi tutup, kötülüğün vicdansızlığıyla mücadele etmeye devam edelim.
Emani ve çocukları gibi eman dileyenler ‘geri dönsün’ diye onları namuslarından ve canlarından edenleri unutmayalım.
Allah kimseyi vatansız bırakmasın. Allah, herkese ‘eman dileyeceği’ kapı versin.