Diyarbakır Barosu Başkanı Avukat Tahir Elçi, gelen haberlere göre, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde, bir basın açılaması yaparken, güvenlik kuvvetleri ile PKK’lılar arasında çıkan çatışmada arada kaldı ve isabet eden kurşunlarla hayatını kaybetti. Elçi’nin ölüm haberi bir bomba gibi Türkiye’nin üzerine düştü.
Üzüntümü nasıl ifade edeceğimi bilmiyorum Elçi tanıdığım ve sevdiğim bir insandı. Fikirlerini ifade etmekten çekinmeyecek kadar cesurdu. Ama aynı zamanda makul ve mutedildi. Konuşmak kadar dinlemeye de hazırdı. Onunla fikir tartışmasına girmek bezdirici değil öğretici bir tecrübeydi. Gerek Liberal Düşünce Topluluğu’nun gerekse başka kuruluşların Kürt meselesi üzerine tertiplediği toplantılarda çok defa buluştuk ve konuştuk. En son Barış Treni ile Diyarbakır’a yaptığımız ziyarette bir araya gelmiştik. Nevruz akşamı aynı televizyon programında görüşlerimizi açıklamış ve geleceğe yönelik umutlarımızı dile getirmiştik.
Bu ölüm benim için bir dostun, sevdiğim bir insanın kaybı anlamına geliyor. Buna çok üzgünüm. Genç bir insan olması ve daha beraber zaman harcamak isteyeceği iki çocuklu bir ailesinin bulunması üzüntümü ağırlaştırıyor. Ne yazık ki giden geri gelmiyor, kalanlar yanmaya devam ediyor. Elçi’nin eşine, çocuklarına, yakınlarına sabırlar dilemekten başka bir şey elimizden gelmez.
Elçi’nin ölümü Kürt meselesi ve ülke açısından da çok büyük ve acı. Her fırsatta söylemeye çalışıyorum. Türkiye’nin her bakımdan ana problemi makulü ve mutedili kaybetmek. İnsanlar ve gruplar çok kolayca aşırılığa, radikalliğe savruluyor. Kürt meselesinde de böyle. Maksimalist talepler, görmezden gelmeler, radikal çıkışlar, şiddet yüceltmesi belki kişilere şöhret kazandırıyor ama problemin çözümüne bir katkıda bulunmuyor. Kürt problemi her iki tarafta da makul insanların çoğalmasıyla ve sürece ağırlık koymasıyla çözülebilir. Elçi bunun sembol isimlerindendi. Son zamanlarda PKK’ya terör örgütü demediği gerekçesiyle linç edilmesine rağmen genel çizgisini bozmamış ve makul, mutedil tutumunu sürdürmeye devam etmişti.
Elçi’nin kaybı Kürt meselesinin ülkeye bindirdiği ağır faturayı bir kere daha idrak etmemizi sağladı. Türkiye bu anlamsız ayrışma ve çatışmada güzide evlatlarını kaybediyor. Buna bir dur demek zorundayız. Umarım Elçi’nin acı ölümü makule doğru harekete katkıda bulunur. Aksi takdirde, daha pek çok değerli varlığımızı boşu boşuna kaybedebiliriz.
Tahir Elçi’nin mekânının cennet olmasını dilerim!
Yeni Yüzyıl, 29.11.2015