Bu bahar ne olacak?

Felaket tellalları yine iş başında.

Bu bahar bir şeyler olacağını, Türkiye’de değişeceğini, ülkenin “AKP’den” kurtulacağını söylüyorlar.

Tarih biçen bile var. Belli ki sadece bir siyasi analizden öte, temennilerini veya irtibatlı oldukları odakların niyetlerini dile getiriyorlar.

Ne olacak peki?

Toplumsal kesimler mobilize edilerek ülke yönetilemez hale mi getirilecek? PKK’nın hendek terörüyle oluşturamadığı etkiyi şiddeti şehirlere taşıyarak mı oluşturacak? Gülen Cemaati son bir “huruç” denemesine mi girecek? Seçilmiş bir parlamentodan çok darbeci diktatörlerle birlikte çalışmayı tercih ediyor görünen ABD, Türkiye’ye diz çöktürmek için bir hamle mi yapacak?

Asker Yolu Bekleyenler…

Bunların hepsi ile ortam hazırlanacak da son vuruş Batı güdümlü bir darbeyle mi gelecek?

Acaba ABD, 1960 veya 80’deki gibi bir darbe mi yaptıracak?

Yaşını başını almış yazarların askeri darbe isteyecek kadar kendilerini zavallı hale getirdikleri, onlar kadar açık sözlü olmadan bunu temenni eden bazılarının ise bu yöndeki “duyumları” hiç eleştirmeden, sanki bir hava tahmini gibi olağanlaştırarak köşelerine aldıkları günlerdeyiz. Özellikle bu ikinci gruptakiler, “yapacaksanız yapın, gördüğünüz gibi şikayetçi değiliz” dercesine “nötr” bir dille yazıyorlar bu “ihtimali.”

Kendi kendilerini maruz bıraktıkları Ak Parti veya Erdoğan nefreti, yüz kızartıcı yazılarla sonlandırtıyor onlara yıllar içinde oluşturdukları demokrat imajlarını.

Ama onların bedduayı andıran yazıları veya temenniyle karışık sayıklamaları değil bu yazının konusu. Zaten “falanca darbe iması yaptı” diye haber olmasa ne yazdıklarına da baktığım yok epeydir.

Atılması gereken adımları onlardan ve ruh hallerinden bağımsız konuşmalıyız.

Baharı Demokratik Reformla Karşılamalı

Siyaset kurumuna düşen, bir yandan baharda yaşanacaklara dair uğursuz kehanetleri küçümsemeden ve o kehanetlerin işaret ettiği tehditlere karşı gerekli önlemleri alırken, diğer yandan da o çevrelerin oluşturmaya çalıştığı kaygıya teslim olmamayı başarmak olmalı.

Bunun, atılması gereken reform adımlarına engel olmamasını sağlamak olmalı.

Bir tehdidin söz konusu olduğuna dair algının kendisi önemli bir güvence olarak elde mevcut ve temkinli olmayı mümkün kılıyor.

Ama bundan ibaret de değil.

PKK ve HDP’li sirenlerin bütün çağrılarına rağmen Kürtlerin hendek cinnetine destek vermemesi, Kürt illerinde hendeğe yürüyüş çağrılarına itibar edilmemesi, halkın sağduyusu ve basiretinin bu süreçteki en büyük avantajımız olduğunu kanıtlayan göstergelerden biri.

PKK ne derse desin, onunla çatışmalar hangi boyutta devam ederse etsin, Kürtlerin barış ve birlikte yaşama iradesinin bu tezahürü, Çözüm yönünde atılması gereken Anayasal adımlardan çekinmeye gerek olmadığının da apaçık bir ifadesini oluşturuyor.

Yakın geçmiş bize, statükonun her hamlesinin, güçlü bir demokrasi dalgasıyla aşıldığını gösteriyor.

Aslında bütün bu olumsuzluklara rağmen, baharın nasıl geçeceği bize bağlı olabilir.

Yeni bir demokratik reform iradesi, eski dertlere da deva olabilir.

Yeni Yüzyıl, 10.03.2016

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/bu-bahar-ne-olacak-1612

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et