Barışın hâlleri

Barışın zeminini kuvvetlendiren çok işaret birikti.

Paris suikastı ve İmralı görüşmesinin sızdırılması, boşa çıkarıldı. Her iki hadise de bir kriz hâliydi; taraflar birbirlerini suçlamak yerine krizi yönetmeyi tercih etiler ve süreci akamete uğratmadılar.

PKK’nin elindeki kamu görevlileri serbest bırakıldı. Kandil, Öcalan’ın talebini karşıladı ve iradesini sürecin ilerlemesi yönünde kullandı. Ayrıca Habur’da yaşanan sıkıntının tekrarlanmaması için de hassas davrandı. Evlatlarına kavuşan aileler sevindi. MHP hariç herkes bu gelişmeden memnuniyet duydu.

Siyasetin dili düzelme eğilimine girdi. Kan kokan cümleler azaldı, birbirini iblis ilan eden söylemlerden uzaklaşılmaya başlandı, “bitireceğiz, yok edeceğiz” iddiaların yerini siyasete davet aldı.

Yakın zamanda BDP heyetinin Öcalan’la tekrar görüşmesi ve Öcalan’ın PKK’ye bir çatışmasızlık çağrısı yapması planlanıyor. Newroz ile birlikte silahların susacağı ve görüşmelerin derinleşeceği bir dönemin başlaması bekleniyor.

Daha yolun başındayız. Kabul. Her şeyi tozpembe görmemeli, sürecin birçok risk barındırdığını unutmamalıyız. Doğru.

Ama aynı zamanda olanları küçümseme hatasına da düşmemeliyiz. Sürecin geçmiştekilerden farklı ve sonuç almaya dönük olduğuna gözlerimizi kapamamalıyız. Zira görmek isteyenler için, insanı daha önce hiç olmadığı kadar ümitvar ve heyecanlı kılması gereken güzel gelişmeler yaşanıyor.

Ne var ki herkes aynı ümidi ve heyecanı paylaşmıyor. Bilhassa bugüne kadar barış talebiyle öne çıkan bir kesimin tavrı dikkat çekici. 

Yazının devamını Taraf Gazetesi’nden okuyabilirsiniz..

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et