Aleviler, Sünniler ve demokrasi mücadelesi

Bu ülkede demokrasinin yerleşmesinin en önemli şartlarından biri Alevilerin kendilerine güvence olarak ‘Kemalist devlet’i değil ‘demokratik devlet’i görmeye başlamalarıdır.
Aksi, Alevileri Kemalist rejimin sürekli ‘yedek gücü’ yaptığı gibi, demokratik dönüşüme direnç gösterenlerin temel toplumsal dayanağı haline de getiriyor.

Aslında Alevilerin sorunu ‘çoğunlukçu’ bir demokraside Sünni çoğunluğun baskısıyla karşılaşma ihtimali. Aleviler Kemalist devlete ve onun otoriter laiklik anlayışına destek veriyor, çünkü Sünni çoğunluğun ‘demokratik bir rejim’de kendilerine rahat vermeyeceğini düşünüyorlar. Bu kaygı, değişik zeminlerde ve zamanlarda ‘demokrasi korkusu’na kadar evriliyor. Kemalizm’le buluştukları nokta da burası; muhafazakar Sünni çoğunluğa iktidarı teslim edecek bir demokrasi yerine otoriter bir rejim üzerinde mutabakat.

Bu durumda Alevilerin ‘pozisyonu’nu rahatlatacak şeylerden birisi Sünnilerin demokrasi anlayışlarının ‘çoğunlukçu’ değil, ‘çoğulcu’ bir içeriğe kavuşturulması; azınlık grupların haklarının demokrasinin ‘olmazsa olmaz’ bir koşulu olarak benimsenmesi, böylece demokrasinin korkulacak bir rejim olmadığının gösterilmesi.

Yani Alevilerin değişimden yana bir toplumsal güç olmalarının yolu biraz da Sünni çoğunluğun Alevilerin varlığını, kimliğini ve kurumlarını doğal ve meşru görmelerinden geçiyor. Alevilerin ‘demokrasi bloku’nda yer almasını isteyenlerin önce Sünni çoğunluğun Alevilere yönelik tutumunu dönüştürmeleri gerek.

Sonuçta Alevilerin ‘çoğunluk korkusu’nu yenmeleri için Sünnilerin demokratik bir ortamda Alevilerin varlığına, inançlarına, farklılık ve tanınma taleplerine sahip çıkmaları şart. Sünniler Alevileri kucaklamadığı, ürküttüğü, korkuttuğu sürece Aleviler otoriter Kemalist devletin saflarında kalacaklar.

Öte yandan Alevilerin de Kemalizm’le ve otoriter devletle ilişkilerini gözden geçirmeleri şart. Eli sopalı bir devlete, ‘öteki’ni dövüyor diye destek vermek etik olmadığı gibi rasyonel de değil. Önemli olan devletin elindeki sopayı almak, bütün dinlere, mezheplere ve düşüncelere eşit mesafede duran özgürlükçü bir demokrasi kurmak. Bu tarihi sürece Aleviler destek verecekler mi, vermeyecekler mi? Dersim’i yakan, yıkan bir devlet modelinin mi arkasında duracaklar; yoksa Alevilere, Sünnilere, gayri-Müslimlere, Kürtlere, liberallere, komünistlere, velhasıl her sosyal, siyasal, dinsel ve etnik gruba ‘zulmetme’ kapasitesi ortadan kaldırılmış demokratik bir devletin oluşmasına mı katkıda bulunacaklar?

Evet, Aleviler demokrat olmalılar; kendi ‘özel’likleri, özgünlükleri ve farklılıklarıyla varoluş haklarını ve tanınma taleplerini öne sürerken ‘başkaları’nın benzer ‘tanınma’ ve ‘farklı olma’ taleplerine de destek vermeliler. Alevileri hem katletmeyi hem de kullanmayı planlayan cuntacılara karşı seslerini yükselterek, başörtüsü ayrımcılığına ve katsayı saçmalığına karşı çıkarak, Kürt açılımını destekleyerek değişimden yana demokratik güçlerin yanında yer alabilmeliler tarihsel ezberlerini bozarak.

Çünkü Aleviler anti-demokratik güçlerin deyim yerindeyse her zaman ‘çantada keklik’ gördükleri bir grup olarak kalamazlar, kalmamalılar. Otoriter devletin ve onun ideolojik uzantılarının merhametine sığınmak yerine demokratik bir ülkenin kurulması mücadelesine destek vermek daha doğru değil mi?

Bu bağlamda Alevilerin bazı konularda sınavdan geçemediklerini belirtmek gerek. 28 Şubat süreci, 27 Nisan muhtırası, Cumhuriyet mitingleri… Evet, toplumdan devlete sığınan bir topluluk Alevilik, ama artık sığındıkları bu devletin ‘niteliği’ni sorgulama zamanı geldi.

Evet, Alevi’siz demokrasi mücadelesi olmaz. Soru, Aleviler bu mücadelede nerede duracaklar? Ya akıntıya karşı kürek çekip anakronik hale gelen otoriter Kemalist projenin kurşun askerleri olarak kalacaklar ya da tam demokrasiye destek verecekler. Alevilerin ‘doğru tercih’ yapmaları için ise Sünnilerin Alevilere yaklaşımını dönüştürmeleri gerekiyor. Alevi Çalıştayları sadece Alevilerin sorunlarını paylaşmak ve çözmek için değil, Sünni çoğunluğun bu dönüşümü gerçekleştirmesi için de tarihi bir fırsat.

Zaman, 22.12.2009

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et