Statükonun karşı saldırısını dün Meclis’te gördük. Anayasa değişikliği teklifindeki siyasi partilerin kapatılmalarını zorlaştıran madde 327 oy alarak paketten düştü. Sıra AYM ve HSYK’nın yapısının değiştirilmesine ilişkin değişikliklerde.
Eminim soruyorsunuzdur, neler oluyor? Bence olanlar açık; AK Parti içindeki Ergenekon şebekesi harekete geçti.
‘AK Parti’de Ergenekon’un ne işi var?’ dediğinizi duyar gibi oluyorum. Siz de AK Parti yöneticileri gibi saf olmayın lütfen. Balyoz’dan Kafes’e, oradan da ıslak imzalı bitirme planına kadar ‘şebeke’nin neredeyse tüm belgelerinde AK Parti içindeki adamlarından, harekete geçirilecek bağlantılardan söz ediliyordu.
Daha kritik bir zaman olur mu statükoyu savunmak için? Düşünün, parti kapatmaları (siz bunu AK Parti’yi kapatmak diye okuyun) zorlaştıran anayasa değişikliği Meclis’te… Madde kabul edilse artık AK Parti’yi kapatmak mümkün olmayacak… İşte dün Meclis’te statüko AK Parti’yi, içindeki ‘uyuyan elemanlarıyla’ vurdu.
Şimdi kimse çıkıp da lay lay lom bir tavırla ‘gruba hakimiz’ edebiyatı yapmasın. Değilsiniz, olamazsınız. AK Parti’de ‘İttihatçı’ milletvekilleri cirit atarken, İttihatçılıklarıyla övünürken, İttihatçıların ‘pisliklerini’ alenen savunurken ve siz de bunları seyrederken parti grubuna hakim olamazsınız. İttihatçılıkla Ergenekonculuk arasındaki kan bağının farkında olmadan ne grubunuza hakim olabilir ne de Türkiye’yi yönetebilirsiniz.
Kusura bakmayın, bugün son bir aylık yazılarımdaki ‘aman dikkat!’leri hatırlatmak durumundayım.
Bir ay önce de ilk anayasa değişikliği yazımda şöyle demiştim:
‘Reform paketinin Meclis’te 330 oy alarak referanduma kalma ihtimali bile riskli, eğer AK Parti dışından birilerinin desteği sağlanmazsa… AK Parti’nin 336 oyu var; sadece 7 fire vermesi bu işin Meclis’ten dönmesine yeter. AK Parti muhalifi partiler, kesimler ve kurumların anayasa oylamasında AK Parti grubuna ‘çengel’ atmayacağını düşünmek saflık olur. Yani AK Parti fire verebilir; hatta partiyi ‘bölme’, en azından adam koparma operasyonu anayasa oylamalarıyla başlayabilir’.
Operasyonun birinci ayağı gerçekleşti. Sırada, diğerleri var… Sakın ciddiye almayın bu uyarıları!!!
‘Değişim sadece cesaret değil, ciddiyet de ister. Süreci yönetenlerin kimlerle ‘dans ettiklerini’ bilmelerinde sayısız fayda vardır’ demiştim bir hafta önce de. Birileri dalgasını geçiyor, AK Parti seyrediyor… Türkiye’yi dönüştürmek tabii ki kolay değil. Dağ gibi bir statüko var karşıda, direnen. Ama bu şaka değil, öyle ‘lay lay lom’la olmaz bu işler.
Baykal’ın geçen hafta yaptığı konuşmayı hatırlayınız: “Türkiye’yi bu gidişten ancak sorumlu, vatansever, AKP’li bir avuç milletvekili kurtarabilecektir. Sorumluluk, büyük ölçüde onların da omzundadır. Onların, gerektiğinde en iyi şekilde görev yapacakları yönünde umudumu koruyorum.”
Yine, geçen hafta yazmıştım; Baykal’ın eski genel başkanı Bülent Ecevit’in Güneş Motel modelini deneyip ‘ahlaksız teklif’lerde bulunduğunu. Ve eklemiştim, ‘önümüzdeki günlerde CHP’nin ve statükonun jandarmalarının değişimi durdurmak için her yolu deneyeceklerinin kesin işaretleridir bunlar’.
Baykal’ı da tebrik etmek gerek. Anlaşılan ‘kumar borcu olmayan’ üç-beş AK Partiliyi bulmuş.
Kim bunlar? Adam gibi çıkıp açıklamalılar kimliklerini… Kimse ‘oylama gizli’ falan demesin. Tavır alan milletvekilleri çıkıp açıklasınlar gerekçelerini. Partisinin ‘en hayati’ anayasa değişikliği teklifine ‘hayır’ diyerek, belki de AK Parti’nin önümüzdeki dönemde kapatılması senaryolarını dirilten bu AK Partili milletvekilleri eminim ‘millet’ merak ediyordur.
Bir söz de BDP’lilere… Artık rahatlamışlardır, partileri kapatılmaya devam edecek, onlar da bölgeye gidip ‘mazlum edebiyatı’ yapabilecekler. Bırakın statükoyu değiştirmeyi, statüko ile yoldaş olduklarını bu anayasa değişikliği sürecinde gördük. “Paketin 330’un altında kalması, Ergenekon’un zaferi olur.” diyen BDP’li Ufuk Uras ne diyecek bakalım bu işe. Partisinin Ergenekon’a verdikleri desteği izah edebilecek mi?
Zaman, 04.05.2010