Tartışma ve irdeleme
Bu yazıda daha çok moralizm-ahlakçılık-immoralizm-hiççilik-makyavelizm gibi kavramlar arasında karşılaştırmalar, açıklamalar, tartışmalar yapmak üzerinde durmak istiyorum. Tartışmak-irdelemek istediğim immoralizm ve makyavelizmin kavramsal içeriklerinden de kaynaklanıyor olabilir bu. Siyaseti doğal olarak bir süreç olarak kabul edersek, bu kavramlar üzerine düşündüğümüzde ister istemez bir irdeleyeci-tartışmacı pozisyonun içinde buluruz kendimizi. Bu yöntemin faydalı olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Eğer amaç var ise, bu amacı tamamlamak ve gerçekleştirmek açısından doğruya bir adım daha yaklaşmanın iyi olduğunu ortaya koyabiliyoruz. Keskin sınırları olduğunu iddia edebileceğimiz veya iddia etmek isteyeceğimiz immoralizm ve makyavelizme bir çeşitlilik ve esneklik kazandırmak da istiyor olabiliriz. Elbette bu kavramları genişletmek sadece bireysel çabalar ile olmayabilir. Fakat meselenin bir noktasından hareket etmeye başlamanın da – pragmatik bile olsa – fayda içermesi önemlidir.
İmmoral bir siyaset mümkün müdür?
İdeolojiler konusu siyasalın önemli bölümlerinden bir tanesi. Siyasal yaşamı tanımlamada, açıklamada ve anlamlandırmada gerekliler. Soğuk savaş sonrasında “geçersizleştiği” kimilerince savunulsa da bence önemlerini koruyorlar. Kendim de sıkça yaptığım açıklamalarda onlara başvuruyorum. Hatta ideolojisiz bir siyasetin ve daha da ötesinde insani yaşamın nasıl olabileceğinin ise hayalini kurmakta “zorlanıyorum”. İnsan değerlerinden bağımsız olamazsa, ideolojiler de onunla beraber olacaktır. Bir bakıma doğada olan “varlıklardır”. İdeolojilerin varlıklarını böylelikle kabul ettikten sonra onların içeriklerinin nasıl olduğunu da bir bakıma bilmekte fayda vardır. Değerler; insanın doğruları-yanlışları, iyileri-kötüleri olarak metafiziksel yanını oluşturuyorlar. İnsan böylece değerler üzerinden diğer insanlar ve doğa ile olan ilişkisini belirliyor-oluşturuyor. Bu değerlerinde moralizmi-ahlakı bütünde oluşturduğunu görebiliyoruz. Moral bir yaklaşımda siyasalın içeriği oluşuyor böylece. Değersizlik-immoralizm bile acaba bir çeşit pozisyon, içerik sahibi bir kavram – değersizlik ve immoralizm iki farklı kavram mı? – olarak değerlendirilemez mi?
Bir parantez arası: İmmoral siyaset: anlamsızlık ve ahlaki olmayan bir yaklaşım
Mutlak anlamsızlık ve ahlaksal değer taşımama çizgisi de insani düşünselliğin içinde yerini alıyor. Bu durumun olabilirliği tartışma konusu ve bu tartışmanın süreç olarak işlemesi faydalı da. Bu tanımlanmada ve tartışmada hiççilik – burada pek kullanmak istemesem de nihilizm – felsefede ve doğal olarak felsefe türevi olarak siyasette istenilen bir kavram olarak da yer alıyor. Bu noktada düşünmeden ve sorgulamadan duramıyorum. İçeriği olmayan bir insani hal veya düşünsellik nasıl olabilir? Hatta nasıl gerçek içinde yer alır? Benim sorularım burada kalmaya devam etsinler. Bu soruların sorulabilir olmaları bile mutlak anlamsızlık ve ahlaki olmayanın duvarının üzerinden aşmayı geçerli kılıyor sanki. Unutmamak da gerekir ki felsefi açıklamalar ve içerikleri, net olarak görülseler bile siyaset yapan kimi kesimlerce yok sayılabiliyorlar. Bazı düşünceler bilinilir olsa bile bilinmez olabilir-sayılabilir! Böyle bir olgusallığı kurgulayan siyasetin durumu ilginç ve üzerine düşünülmeye değerdir. Bireysel olarak bir müddettir böyle bir çaba içinde olduğumu söylemeliyim.
Moral siyasetin karşısında yine moral siyaset mi? Moral siyasetin karşısında immoral siyaset mi?
Ben siyasal yapımında ve düşüncesinde ahlaktan türeyen bir düşüncenin eğer bir karşıtlık bulacaksa yine ahlakilikten kaynaklanan bir düşünsellikten oluşmasını isterim. Bunun ister güncel-aktüel siyaset içinde, ister düşünsellik üzerinden karşılıklı siyaset yapanların fikirselliklerinde pek bir karşılığı yok demek istiyorum. Karşısında olduğu siyasal tutumu, pozisyonu veya davranışı fikir bazında etkisizleştirmektense, bu siyasetin kendisini ortaya koyamaz hale getirmek siyasal eylem ve tutum olarak hem dün hem bugün varlığını sürdüren bir yaklaşım. Bu yolla siyasette tek başına kalmanın liberalizm dışındaki ideolojiler ve onların “somut” siyasetlerinde çokça yer aldığını söyleyebiliriz. Burada önemli bir nokta olarak, siyaset yapımında rekabetin neden ve ne kadar isteneceği de var. Pragmatik faydacılıkta bir siyasetin önündeki engellerin sıfırlanmasını istemesi en azından “anlaşılır”. Peki bu tutum onlara utiliteryan faydacılığı da kullanmalarını beraberinde getirir mi? Bu sorunun yanıtı olumsuz olmaya meyilli. Tabii liberalizmin buradaki yeri farklı. Onun içeriğinin barışçıl düşünsellikten kaynaklanıyor olması liberal siyaset içinde çoğulcu bir moralist siyasete alan tanıyor. Aynı zamanda sana kaybettiren moralist siyasetin neleri getireceğinin, ideolojiler arası karşılaştırmalı siyasette bir yere sahip olduğunu düşünüyorum.
Hukuk ve parlamentarizm makyavelist araçlar olduklarında
Bu iki siyasal kavram da neredeyse kutsallaştırılmış halde. 20.y.y’ın çok zarar verici savaşlarının sonucu olarak da özellikle “Batı”da çokça değer görmekteler. Bunu belirttikten sonra, bu iki kavramın da ideoloji bağımsız olamayacağını söylemek durumundayım. İçeriklerinin temsil ettiği siyasetin yapımı var ve bu siyaset yapımı bu iki kavramı siyasetin dışında bırakarak da siyaset yapma isteğini içinde barındırıyor. Hukuk ve parlamentarizm beraberinde immoralist bir makyavelizmi meşrulaştırma aracı olarak kullanılabiliyor. İyiyi ve doğruyu gözden kaçırarak siyasal sonuçlar elde etmenin araçları oldukları gösterilebiliyor. Fakat bu iki kavramı kendi tanımladıkları ve kendi kendilerine meşrulaştırdıkları siyaset içinde de moralist gören siyasetin yapıldığı zaten görülüyor. Eldeki siyasal aygıtı ile totaliter bir siyasal kurmak ve kurgulamak isteyenlerin iyileri ve doğruları üzerine düşünmek siyasal bakış açılarını genişletebilir. Genişlemiş bir siyasal bakış açısından dünyayı daha iyi anlamak sonucuna ulaştığımızı bilebiliriz.
İmmoral bir makyavelist siyaset ile elde edilen iktidar sonrası yaşamın katı ahlakçılığı
Araçsallaştırılmış kavramlar üzerinden elde edilen gücün de manaları var, tabii ki. Katı ahlakçılığa karşı hiççilik ile bir pozisyon al, gücü eline geçirdikten sonra yeni tip bir katı ahlakçılığı işlet. Makyavelizmin etkinliğini bu cümle açıklayabiliyor. Bu durum reel-fiili siyasette etkin olarak kullanılan bir yöntem olmasa belki hala bu durumu konuşuyor olmazdık. Tabii katı ahlakiliği eleştirip, gücü elde ettikten sonra katı ahlakiliği benimseyenleri siyasetlerinin de katı ahlaki bir muhalefeti karşısında göreceğini söyleyebiliriz. Bu süreklileşmiş türeve benzetilebilir. Bu noktada limit noktasının neresi olacağı önemli. Ben bazen gerçekten günümüzdeki, özellikle otoriter rejimlerin bu konuda ne kadar daha ileri gidebileceklerini merak ediyorum. Tabii bir yandan da siyasetin bir süreç olduğu düşüncesinden yola çıkıyorum ve bu noktayı unutmuyorum. İstikrarlı bir halde liberal değerler barındıran siyasetin-siyasetlerin ahlaki-moral siyasetin önünü açık tuttuğunun da farkına varabiliyorum.
Kürenin içinde aynı anda var olmak
Ahlaki-moral olanla immoral arasındaki ayrımlardan ve karşıtlıklardan anlamlar çıkararak düşünürken, özellikle günümüz dünyasının uluslararasılığını da konuya ekleyerek, aynı zamanlarda bu iki siyaset tarzının reel politik üzerinden değerlendirilebilir olmasını da gerekli buluyorum. Uluslararası ilişkilerdeki realizmin diğer UA teorilerine üstünlüğü moral-immoral siyasetin değerlendirilmesine açıkça çeşitli boyutlar katıyor. Gücün, iyi ve doğru karşısındaki üstünlüğünün olduğu iddiasındaki teorisyenlerin haklı çıkıp çıkmadıklarının göreceliliği üzerine sıkça düşünüyorum. Aynı kürede iki yaklaşımın açıklayıcılığının devamlılaşması acaba moral siyasete avantaj sağlıyor olabilir mi? Yoksa gün sonunda böyle bir karara varmaya çalışmamız yanıtsız mı kalıyor? Moralizm-immoralizm-makyavelizm karşılaştırmalarına bireysel ek olarak moral siyasetin hiççilik karşısında etkin olmasının siyasete derinlik katacağını düşünüyorum. Daha uzun, özgür ve refah içinde yaşamaya yapacağı – hatta yaptığı – olumlu etkileri olduğunu da belirtiyorum. Üstelik ana başlığın bir de “güzel” olan üzerinden boyutlandırılması var. “Güzel” üzerinden olanın kapsadığı alanın dünyada önemli miktarda yer ettiğini düşünmek için yeterince neden var.