Tüm provokasyonlara karşı sağduyunun muhafaza edilerek yol alınması gerektiği ortadadır. Adalet ve özgürlük temelinde şeffaf bir şekilde işletilecek bu sürecin kamuoyunca gereken desteği bulacağı bugün verilen tepkilerden anlaşılmaktadır. Zira toplumun tüm kesimleri eski yolun çıkmaz yol olduğunun bilincindedir ve barıştan-çözümden başka seçeneğimizin olmadığının farkındadır.
Türkiye’nin kronik sorun alanlarından birisi olan Kürt sorununa ilişkin gelişmeler ülkenin tüm kesimlerinin barış ortamına duyduğu ihtiyacın ne kadar yüksek olduğunu göstermektedir. ‘Analar ağlamasın’, ‘Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi’ gibi çeşitli adlarla başlatılan, daha sonra çeşitli gerekçelerle vazgeçilen barışa dönük adımlar son olarak Oslo görüşmelerinde tıkanmıştı. Hükümetin çeşitli kurumlar aracılığıyla İmralı’yı da muhatap alarak başlattığı süreç herkesin kabul ettiği gibi hayati derecede anlamlı ve önemli bir adımdır. Hükümet bu açıdan da büyük bir risk almıştır ve işin doğası gereği hükümet olmak başlı başına bir riski barındırmaktadır.
Abdülbaki Değer
Yazının devamını Yeni Şafak Gazetesi‘nden okuyabilirsiniz.