HDP’li 5 vekil hakkında düzenlenen yeni fezlekeler Meclise gönderildi. İktidar partisi ve MHP ile onlara yakın medya organlarında dokunulmazlıkların kaldırılması gerektiği yönünde bir kampanya var. Çoğu kişi, Erdoğan açıkça bunu Meclisten “talep” ettiği için dokunulmazlıkların kaldırılacağına kesin gözüyle bakıyor.
Tartışma konusu olan dokunulmazlık meselesi cezai konularda vekillere gözaltına alma, tutuklama, sorgulama gibi eylemler karşısında koruma sağlayan yaygın bir demokratik mekanizmadır.
Böyle bir korumaya neden ihtiyaç duyulmuştur? Çünkü siyaset her zaman çıkar çatışmalı, çekişmeli ve tartışmalı bir alandır. Hükümet ve/veya iktidar sahipleri siyasi rakiplerini siyaseten devre dışı bırakabilmek için siyasi olmayan yöntemlere başvurabilirler. Ellerinde kamunun gücünü ve çeşitli araçlarını bulunduran iktidar sahipleri bu gücü ve araçları siyasi rakiplerini şu yada bu gerekçeyle baskı altına almak ve etkisizleştirmek maksadıyla kullanabilirler. Paralele Yapılanmanın, başka bir düzeyde, siyasi gayelerle yaptığı idari-hukuki operasyonları hatırlayalım.
Parlamentonun ve demokratik kamuoyunun vekillerin dokunulmazlıklarını koruma konusunda aşırı hassasiyet göstermesi gerekir. Suç üstü ve aleni durumlar dışında vekillerin mümkün olduğunca bu korumadan yararlanması ilkesi gözetilmelidir. Çünkü mesele neredeyse her zaman siyasidir. Siyasi olmayan durumlar olsa bile bu göze alınması gereken demokratik bir bedeldir. Kaldı ki, dokunulmazlık zaman aşımını işletmez ve vekillik sonrası için cezai sorumluluğu kaldırmaz.
İlk olarak, Erdoğan’ın yaptığı çağrı, iktidar partisiyle açık ilişkisi, sahip olduğu yasal veya defakto güç sebebiyle dokunulmazlık mekanizmasının bu olayda işletilmesini baştan tartışmalı hale getirmiştir. Aslında bu müdahale tam da bu mekanizmanın ortaya çıkış gerekçelerini taşımaktadır. Bu durum, Meclisin alacağı karar üzerinde bir gölge olacak, kararın siyasi olduğuna delalet edecektir.
İkinci olarak, Mecliste diğer partilerin vekilleri hakkında da fezlekeler var. Bunca fezleke ve vekil arasında sadece HDP’lilerin dokunulmazlıklarının kaldırılması yine kararın siyasi olduğunun kanıtlarından biri olacaktır. Aynı değil ama benzer bir mesele olarak, 17-25 Aralıktaki suçlamalar sebebiyle AK Partili bakanların Yüce Divana çıkarılmasını AK Parti’nin reddettiğini tam da bu noktada hatırlayalım.
Üçüncü olarak, yargının ciddi yara aldığı, siyasileştiği algısının yükseldiği ve farklı siyasi kesimlerin yargıya güven duymadığı bir konjonktürde, HDP’li vekillerin yargılanmasının yolunu açmak, savcı ve hakimlerin kararları adil bile olsa, kararları tartışmalı hale getirecektir. Kararların siyasi olduğu ve belli bir siyasi harekete yönelik alındığı kanaati ve inancı güçlü olacaktır.
Dördüncü olarak, nasıl sıradan kişilerle kıyaslandığında siyasiler ve kamu görevlilerine yönelik “hakaret” konusunda daha esnek olunması gerekiyorsa, sıradan kişilerle kıyaslandığında vekillere karşı da vekillikleri esnasında daha esnek olunması gerekir. Açıkçası bazı HDP’lilerin kimi sözleri ifade hürriyeti sınırlarını zorluyor veya aşıyor. Örneğin, Demirtaş’ın 6-8 Ekim çağrısı açık ve yakın tehlike kriterini fazlasıyla sağlayan bir ifadeydi. Yine de dokunulmazlıklarının kaldırılması demokrasi ve siyaset bakımından doğru olmaz.
Zira, bu insanlar çok sayıda seçmen tarafından belli bir siyasi yaklaşım doğrultusunda kendilerini temsil etsin diye seçilmişlerdir. Ülkenin derin ve karmaşık hale gelmiş bir meselesinin siyasi aktörleridirler. Dokunulmazlıkları kaldırmak onlara yönelik değil, seçmene yönelik bir hareket olarak algılanmaya müsaittir.
Vekillerin yaptığı siyasi hataların hesabını seçmenin sormasına izin vermek gerekir. Suçlamalara ilişkin olarak ise yargılama sürecini vekilliklerinin bitimine bırakmak doğru olur.
Yeni Yüzyıl, 14.03.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/dokunulmazliklar-meselesi-1651