DTK çözüm hamlesi yapacakmış!

Demokratik Toplum Kongresi bu hafta sonu olağanüstü toplanıp özyönetim konusunda önemli kararlar alacakmış.

El Cezire’nin haberine göre HDP’li bir kaynak, “Demokratik çözüm hamlesi” olarak tanımladıkları bu siyasi hamlenin siyasi iktidar tarafından karşılık bulması durumunda hendeklerin kapanmasının mümkün olacağını söylemiş.
Peki ne gibi önemli kararlar alınması bekleniyormuş bu toplantıda?
Yine aynı kaynağa göre “Bazı hizmetlerin yerele devredilmesi, anadilde eğitim, yerelde yapılacak hizmetler ile ilgili kararların yerel meclisler tarafından verilmesi, idari teşkilatlanmanın daha demokratik bir yapıya kavuşturulması” gibi kararlarmış bunlar.

Hayale bakın…

DTK ana dilde eğitim yapılmasını, yerel meclislerin güçlendirilmesini, idari teşkilatlanmanın demokratikleştirilmesini isteyecek, hükümet de “emriniz olur” diyecek ve hendekler kapanacak!

Anlamıyorlar… Ortaya sürülen taleplerin haklılığının, bu talepleri silah gücüyle dayatma hakkı vermeyeceğini; silahlı bir grubun dayatmasıyla demokratik reform yapılmayacağını bir türlü anlamıyorlar…

Sadece devlete şantaj yapılamayacağı için değil; aynı zamanda Kürtlere emrivaki yapılamayacağı için… Devlet, Kürt çoğunluğun karar vermesi gereken bir konuda onun adına karar verme hakkına sahip olmadığı için; böyle bir şey tamamen anti-demokratik olacağı için…

Aslında sadece onlar değil, kamuoyunun büyükçe bir kesimi de anlamıyor. Sadece şimdi değil, 80’li yıllardan beri PKK’nın suçunun ne olduğu konusunda bir görüş birliğine varılmış değil. Neyin suç neyin hak olduğu bir türlü birbirinden ayırılamıyor.
Sol tandanslı kamuoyu PKK’nın öne sürdüğü talepleri haklı bulduğu için bu taleplerin terör yoluyla gerçekleştirilmeye çalışılmasını da meşru görüyor. Zaten beslendiği ideolojinin temelinde de belli bir siyasi amaca ulaşmak için şiddetin mubah olduğu anlayışı yatıyor. Sosyalist blokun çökmesi ve Leninizm’in iflasının yarattığı ideolojik yenilgiden sonra, ruhen Leninist, lafzen demokrat bilumum eski sol kalıntısı, göğüslerine çevrecilik, insan hakları, demokrasi gibi yeni yaftalar asıp eski fikirlerini mahcup bir biçimde tekrarlıyorlar. Bugün PKK’nın taleplerine bakarak ve bu taleplere sempati duyduğu için, katliam emirleri veren bu örgütü siyasi bir aktör gibi gören solcular, bu tutumlarıyla resmen düşünceyi yargıladıklarının farkında bile değiller. Çünkü eylemi amacın terazisinde tartmak, kaçınılmaz biçimde düşünceyi yargılamaktır. İster onaylayıp ödüllendirin, ister kınayıp mahkûm edin…

Buna karşılık çoğu muhafazakâr da PKK terörünü suç olarak görürken onun öne sürdüğü bütün talepleri de suç olarak görüyor; yani özerklik fikrini de, federasyonu da, ayrı devlet kurma talebini de kriminalize ediyor. Oysa bir şeyin arzu edilmez oluşu başka; suç oluşu başka şeylerdir. Yani, Türkiye’de özerk bölgeler olmasını, federatif bir yapı kurulmasını ya da ülkenin bölünmesini istemeyebilir, hatta bunu çok tehlikeli bulabilirsiniz. Ama bu, özerkliğin, federasyonun ya da bölünmeyi savunmanın suç olduğu anlamına gelmez. Çünkü özerklik, federasyon ya da ayrı devleti savunmak da diğer fikirler gibi bir fikirdir. Yeter ki, terör yoluyla gerçekleştirilmeye kalkışılmasın.

İşte Galip Ensarioğlu’nun “Özerklik de olur, özyönetim de… Ama yönteminiz yanlış” derken kastettiği de budur ve tam zamanında söylenmiş bir sözdür.
* * *
Bu arada, biz bütün bunları konuşurken, Büyükşehir Yasası’nda değişiklik yapmak için bir hazırlık yapıldığını duyuyoruz. Yerel yöneticilerin belediyelerin iş makinelerini kullanma noktasındaki yetkileri kaldırılacak, valilerin iznine bağlanacakmış.

Ben dar görüşlülüğün bu kadarına şahit olmadım.

Bir yandan Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’na konulan istisnaların kaldırılmasını konuşacaksın, bir yandan belediye başkanlarına belediyenin bir iş makinesini istediği yere gönderme yetkisi vermeyeceksin.

Neden? Yine hendek kazmaya yollarlar diye…

İyi de, bir belediye başkanı devlete bayrak açıp özyönetim ilan etmişse elindeki iş makinelerini kullanmak için validen izin mi bekleyecek? Eğer durum bugünkü gibi çığırından çıkmışsa Büyükşehir Yasası’ndaki izin şartı zaten bir işe yaramaz. Normal durumlarda ise zaten belediye başkanları ellerindeki araçları teröristler için hendek kazmaya göndermez.

Yani nereden baksanız saçma sapan bir girişim. Tek etkisi Büyükşehir Yasası’nın ruhunu öldürmek olabilir.
İstenen buysa, diyecek bir şey yok.

Akşam, 24.12.2015

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et