Yükseköğretim Kurumu Yeni Yasa tasarısını medya ve kamuoyunu tartışmasına açmış ve Üniversitelerden, STK ve kamu Kurumlarından görüşler almaya başlamıştır. Yasanın en önemli yanı sivil insiyatif ile yapılmaya çalışılmasıdır. Çeşitli eleştiri ve sıkıntılara rağmen süreç rutin toplantılar ve fikir alışverişiyle sürmektedir.
Yeni Yasa Tasarısı Üniversite konseylerinden, rektörlerin süresine, özel üniversitelerden yabancı üniversitelere kadar geniş ve önemli yeni yaptırım ve oluşumlar getirmektedir.
Yasadan, üniversitelerin akademik/mali özerk ve özgürlük beklentileri önemli bir yer işgal etmekte. Devlet-Vakıf- Özel- Yabancı eğitim kurumlarının yasada yada yasalarda nasıl formüle edileceği merakla beklenmektedir.
ENGELSİZ ÜNİVERSİTE İSTİYORUZ
2005 yılında çıkarılan, “5378 sayılı Özürlüler ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”un Madde 15.- ” Hiçbir gerekçeyle özürlülerin eğitim alması engellenemez. Özürlü çocuklara, gençlere ve yetişkinlere, özel durumları ve farklılıkları dikkate alınarak, bütünleştirilmiş ortamlarda ve özürlü olmayanlarla eşit eğitim imkânı sağlanır”. diyerek, engelli bireylerin de herkes gibi eğitim hakkına vurgu yapmıştır.
Ayrıca, “Özürlü üniversite öğrencilerinin öğrenim hayatlarını kolaylaştırabilmek için Yükseköğretim Kurulu bünyesinde araç-gereç temini, özel ders materyallerinin hazırlanması, özürlülere uygun eğitim, araştırma ve barındırma ortamlarının hazırlanmasının temini gibi konularda çalışma yapmak üzere Özürlüler Danışma ve Koordinasyon Merkezi kurulur”. hükmünü getirerek bu konuda eğitim hakkının savunulmasının yanında korunması ve tedbir alınmasını öncelemiştir. Bu Yasaya istinaden YÖK bünyesin de “Özürlü Öğrenci Komisyonu” oluşturulmuştur.
Bu komisyonun çıkarmış olduğu yönetmelik çerçevesin de üniversitelerde “engelli öğrenci birim”leri kurulması öngörülmüş ve bir çok üniversitede hayata geçirilmiştir. Bu birimlerin katılımıyla “Engelli Öğrencilerle Engelsiz Üniversitelere Doğru” projesi başlatılmış ve bu proje kapsamında 6 adet “Engelsiz Üniversiteler Çalıştayı” düzenlenmiştir.
YENİ YASA TASARISI VE ENGELLİLER
Yeni Yükseköğretim Yasa Tasarısı Madde 45 . “Sosyal Hizmetler” başlığı altında 3. Fıkrada, “Yükseköğretim kurumları, engelli öğrencilerin eğitim-öğretim ve sosyal yaşam ortamlarını yükseköğretime erişimi kolaylaştıracak biçimde iyileştirmek, farklı engelli gruplar için ders malzemelerini erişilir kılmak için gerekli tedbirleri alırlar”. demektedir. 5387 sayılı Yasa bu konuda,” Özürlü Öğrenci Komisyonu” kurulmasını ve bu çalışmaların bu komisyonca yapılmasını öngörmüşken, yeni yasa tasarısında bu konuya değinmemesi kazanımlar açısından geri bir durum olarak değerlendirmek gerekmektedir.
Yeni yasa tasarısında “engelli”ler ile ilgili bölümler bir maddeyle geçiştirilemeyecek kadar önemlidir.
5387 Sayılı Yasa gereği 20 Haziran 2006 tarih inde hazırlanan ve daha sonra 14.08 2010 tarih ve 27672 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Yükseköğretim Kurumları Özürlüler Danışma Ve Koordinasyon Yönetmeliği” çerçevesinde, Üniversitelerde kurulan “Engelli Öğrenci Birimleri”nin yetki/kapsam bakımından belirsizlik bulunmakta ve yönetişimsel/mali bakımından da özerk değildir.
Eğitime alma ve eğitim hizmetlerine erişim bakımından en dezavantajlı durumda bulunan engelli bireylerin, yeni yasa çalışmalarında kapsam dışı bırakılmaları insan hak ve özgürlükler açısından kabul edilir durum değildir. Yeni yasa da “Engelli Öğrenci Birimleri”nin, kurulması üniversitelerin insiyatifine bırakılmamalı yasa çerçevesin de zorunlu hale getirilmelidir.
YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
Yönetmelik ile bu birimlerin “mediko-sosyal sağlık, kültür ve spor işleri daire başkanlığına” bağlı olarak kurulmaları öngörülmüştür. Bu yaklaşımı egelli bireye hasta/sağlıklı, sağlam/sakat bakışın bir yansıması olarak da görebiliriz.
Engelli öğrenci birimleri hiçbir başkanlığa değil direk olarak Rektör/Rektör Yardımcı’sına bağlı olarak kurulmalıdır. Birimin başında engellilik konusunda bilgili ve saha deneyimi olan hatta kurum içerisinde varsa bu konuda gerekli donanıma sahip engelli birey tarafından idare edilmelidir. Yeni Yükseköğretim Yasa çalışmasında, engellilerin kendi kaderlerini belirlemede söz sahibi olacakları bir düzenlemeye gereksinim vardır. 21. Yüzyılda insan hak ve özgürlüklerin geldiği seviye bakımından bu beklenti ve talep o kadar da imkansız ve gerçekleştirmesi imkansız değildir.
Bunun için her şeyi ben bilirim “paternalist” devlet anlayışından arınmış, ön yargılardan sıyrılmış bir anlayışa Hz. Mevlana’nın “yeni şeyler söylemek lazım” çağrısına kulak verecek, zihinlerin ve kalplerin dönüşümüne ihtiyaç bulunmaktadır.
Yeni Şafak, 10.12.2012