Açık Toplum ve Düşmanları – Liberalizmin Güçlü Bir Savunması

João Carlos Espada Direktör,
Siyasi Araştırmalar Enstitüsü Portekiz Katolik Üniversitesi

Karl Popper, 1902’de Viyana’da doğdu. 1944’te  İngiliz onur ünvanıyla Sir Karl Popper olarak  öldü. Popper, eserlerinin çoğunda bilgi ve bilim felsefesine odaklandı.

Bu çalışmaları, profesyonel filozoflardan çok (özellikle) bilim adamları arasında büyük etki yarattı. Ancak, siyasi düşünceye yönelik kısa ama etkili eleştirileri—1945’te yayımladığı Açık Toplum ve Düşmanları ve 1957’de yayımladığı Tarihselciliğin Sefaleti—ona dünya çapında ün kazandırdı.

Popper, 1938 ile 1943 yılları arasında Avusturya’dan gönüllü olarak sürgüne gittiği dönemde Açık Toplum ve Düşmanları başlıklı eserini yazdı.  Ancak hemen bir yayıncı bulamadı fakat Ernst Gombrich ve F. A. Hayek, Londra’da, 1945’te Routledge & Kegan Paul tarafından yayınlanmasını sağladı.

Karl Popper bu kitabı liberal demokrasilerin savunusu olarak sundu. Popper’a göre, liberal demokrasilerin Nazi ve komünist rejimlerle karşı karşıya olduğu yirminci yüzyıldaki çatışma, Atina demokrasisi ile Sparta tiranlığı arasındaki çatışmaya benziyordu.

Popper, Açık Toplum ve Düşmanları’nın onuncu bölümünde, açık toplum idealinin güçlü ve etkileyici bir savunmasını ele aldı. Bu idealin kökenlerine ve M.Ö. beşinci yüzyıl Atina aydınlanmasının ticari, denizciliğe dayanan, demokratik ve bireyci uygarlığına atıfta bulundu.

Kitapta Karl Popper, açık toplumun esas düşmanları olarak gördüğü üç büyük filozof olan Platon, Hegel ve Marx’a karşı ateşli bir saldırı başlattı.
Açık topluma yönelik saldırılardan sorumlu olan zehirli fikirlerin teşvikini farklı derecelerde onlara atfetti: Tarihsicilik, kolektivizm, etik pozitivizm ve ütopyacılık.

Bu görüşler, Popper’ın açık toplumun temeli olarak tanımladığı özgürlük ve bireysel sorumluluk ilkelerine karşı aynı düşmanlığı paylaşır.

Liberal demokrasinin kararlı bir savunucusu olan Popper, aynı zamanda sözde “halk egemenliği” ilkesinin de güçlü bir eleştirmeniydi.

Demokrasinin, “kimlerin yönetmesi gerektiği” ile ilgili değil, daha temel sorunlarla ilgili olduğunu savundu. Bu temel sorunlar, tiranlıktan nasıl kaçınılacağı ve kan dökülmeden değişimin nasıl sağlanacağıdır.

Batı demokrasileri uzun süren bir güç sınırlama mücadelesinin sonucudur. Hukukun üstünlüğü ve anayasal hükümet bu sürecin önemli unsurları olmuştur.

Federalist Yazılar’da ya da Edmund Burke’ün hesap verebilir hükümete ilişkin görüşlerinde olduğu gibi, Popper’ın temsilî hükümet teorisi onu, bir kişiden ya da birkaç kişiden diğerine aktarılacak mutlak bir güç kaynağı olarak değil, iktidarı sınırlandıran araçlardan biri olarak tanımlar.

Burada bilgi kaynaklarının nihai otoriteyi elinde bulundurmadığını iddia eden Popper’ın bilgi teorisi ile açık bir benzerlik vardır; muhtelif varsayımları karşılıklı çürütme girişiminde bulunan rakip öneriler arasındaki gerilime vurgu yapılmaktadır.

Bundan dolayı Popper, bu demokrasi anlayışı için en uygun seçim sisteminin, parti listelerine dayalı nispî temsil sistemlerine karşı  tek bir meclis üyesi çıkaran seçim bölgelerine dayalı çoğunluk sistemi olduğunu savunur. İlki, Popper’ın modern dünyada özgürlüğün önünde bir tür duvar olarak gördüğü ve İngilizce konuşan milletler arasında yaygın olan sistemdir.

1961’de Karl Popper, Açık Toplum’un 1945 baskısına “Gerçekler, standartlar ve hakikat: İleri bir rölativizm eleştirisi” başlıklı bir ek yapmaya karar verdi.

Bu makalede Popper, “yanılabilir mutlakiyetçilik” teorisini sunar: Nesnel ve mutlak bir hakikat standardının varlığının savunusuyla, hakikati tanımlama kriterlerinin yanılabilirliğinin tanınmasını birleştiren bir görüş. Popper’ın “iyi” veya “adalet” kavramlarının “hakikat” kavramından açıkça daha karmaşık olduğunu kabul etmesine rağmen, bu benzer şekilde ahlâkî alana da uygulanabilir. Ancak ahlâkî standartlar alanındaki hatalarımızdan da ders çıkarabileceğimizi ve daha zorlu ahlâkî standartlar arayabileceğimizi de savunur.

Bunun, özellikle siyaset ve yasama alanında her zaman daha iyi standartları arayan liberalizmin temel bir özelliği olduğuna inanmaktadır.

Çeviren Müşerref Merve Şahin

“A Powerful defense of liberalism: The Open Society and Its Enemies”, Economic Affairs, Spring 2015, Institute of Economic Affairs, s. 47.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et