Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı gerekli miydi?
Türkiye yaklaşık 35 yıldır PKK terörü ile mücadele ediyor. Binlerce insanını PKK saldırılarında kaybetti. PKK terörizminden dolaylı ve doğrudan etkilenenlerin sayıları üzüntü verici şekilde çok. Sürekli mücadele hali ülkenin enerjisini ve kaynaklarını olağanüstü şekilde harcadı. Bütün bunlar yanında terörizm ile Türkiye’nin mücadelesi devam edeceğe benziyor. PKK terörizmine devam edeceğini açık açık gösterirken Türkiye de haklı olarak PKK ile mücadeleden vazgeçeceğe benzemiyor.
Türkiye PKK terör örgütü ile mücadelesini farklı coğrafyalarda verdi. Kimi başarılı oldu kimi ise beklenen başarıyı getirmedi. Türkiye ise kararlılıkla mücadeleye devam edeceğini her seferinde belirtti. Bu mücadele Türkiye açısından son derece de meşru ve haklı. Onlarca yıldır devam eden operasyonlara Fırat’ın doğusunda Türkiye-Suriye sınırını kaplayan yerde devam edilmesi de o kadar gerekli ve meşru hale geldi. PKK çözüm süreci ve açılım zamanlarında masayı yıktı ve terörizmine devam edeceğini açıkça belli etti.
PKK’nın Türkiye’ye saldırılarına devam etmesi Türkiye’nin alternatif mücadele şekilleri geliştirmesine sebep oldu. Türkiye PKK terörizmine karşı kendi sınırlarını güvenlik altına almak için meşru ve haklı bir şekilde Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı gibi harekatlar yaptı. Gelişen Barış Pınarı Harekâtı da Türkiye açısından son derece meşru ve gerekli. Teröristleri Türkiye’nin sınırlarının ötesine doğru geriletmenin ülke içi güvenliği sağlamak için ne kadar gerekli olduğu ortada ve açık.
Barış Pınarı çerçevesinde ABD ve Rusya ile mutabakatlar
Bilindiği üzere Barış Pınarı harekâtı Suriye’nin kuzeyinde gerçekleştirildi- belki de harekât devam edecek-. Suriye topraklarında yapılan bir harekâtın bölgede etkin rol oynayan ABD ve Rusya’ya karşın gerçekleştirilmesinin çok da mümkün olmadığı ortadaydı. Harekâtın başlamasından önce anlaşıldığı üzere ABD ile birçok kez iletişim halinde olundu. Verilen bilgiler eğer doğruysa Türkiye harekâttan önce de özellikle ABD’yi harekât konusunda bilgilendirdi. Bu gerekli ve önemliydi. ABD özellikle Rusya’nın Suriye’deki etkisini azaltmak ve Işid ile mücadele için bölgedeyken Türkiye’nin ABD’yi yok sayması rasyonel olmazdı. Türkiye’nin ABD’yi ikna etme çabaları da bu bakımdan önemliydi.
Rusya’nın da Suriye toprakları üzerinde özellikle ABD’ye karşı bir güç dengesi oluşturmak istediğini de biliyoruz. Esad rejiminin uzun süredir ayakta kalması ve iç savaştan neredeyse galip olarak çıkması da Rusya’sız olamazdı. Esad özellikle Türkiye ile olan olumsuz ilişkilerinde bu kozu her zaman kullandı. Türkiye doğal olarak Rusya ile karşı karşıya gelmek istemiyordu ve bu yüzden Esad’ı hemen etkisizleştirme politikasından vazgeçmek zorunda kaldı. Bunun yanında Rusya ile de barış pınarı temelinde bir mutabakat yapılması Türkiye açısından kazançlı olabilir. Eğer Rusya’nın dostluğu isteniyorsa yapmanız gerekenlerden birinin de bu olması Türkiye açısından bir gereklilik.
Güvenli bölge oluşturulduktan sonra olası gelişmeler
Barış pınarı harekâtı uluslararası bir aktör olarak güç yarışları denkleminde masadaki bir aktör olmak için de yapılıyor. Bu da kendi içinde oldukça gerekli ve rasyonel. Türkiye eğer sınırlarını güvenlik altına almak ve terörizmden kurtulmak istiyorsa etkinliğini ülke sınırlarının ötesinde de var etmek zorunda. Bu uluslararası politikanın olmazsa olmazlarından sayılabilir. ABD, Rusya, İran, İsrail, Suudi Arabistan, Mısır gibi ülkeler sürekli masada uluslararası politika üretiyorlarsa bu politika yapımında Türkiye’nin de olması önemli bir gereklilik. Terörizm ile mücadele sınırlarınızın ötesinde gerçekleşiyorsa öyleyse orada siz de yerinizi alırsınız. Reel politikin anlattıkları burada çok önemli ve geçerlidir.
Bunlarla birlikte barış pınarından sonra olabilecekler de önem kazanıyor. Türkiye harekât ile önemli adımlar atmıştır ve PKK ile mücadelede önemli bir yer edinmiştir. Fakat meselelerin burada duracağını zannetmek beraberinde yanılgıları getirebilir. Politika yapımı bir süreçtir ve bu süreci yönetmek devamlılık ister. PKK’nın barış pınarından sonra terörizmini devam ettirmeye çalışması olasılıklar dahilindedir. PKK yeni taktikler deneyebilir. Türkiye’nin etkisiz olduğunu düşündüğü yerlerde ve noktalarda kendisine bir yer arayabilir. Özellikle Irak ve Suriye’deki siyasal gelişmeleri sürekli olarak kendisine avantaj oluşturacak şekilde kullanan bir PKK’ya karşı belki de her zamankinden daha çok dikkat edilmelidir.
Örgüt, totaliter Marksist, Stalinist yapısından vazgeçmedikçe ve özgürlükçü normları küçümsedikçe, barıştan yana taraf olamaz. Barış pınarından sonra böyle bir PKK ile mücadelede Türkiye’nin yeni bir safhaya geçmesi olasılık dahilindedir. Türkiye özellikle profesyonel bir ordu ile sınırlarının ötesinde terörizm ile mücadele ettikçe terörizme karşı daha etkin cevaplar verebilir. Umarız ki barış pınarı bu durumu hakim kılmada önemli bir etken olur.