Referandum öncesi inatla koalisyonlar dönemi kapanacak diyenlere ısrarla yeni sistemin Türkiye’yi sürekli koalisyonlara mahkûm edeceğini ifade ettiğimde pek çok arkadaşım gülmüştü. Arkadaşlar ya hesap bilmiyordu ya da partilerinin daha doğrusu Sağ-Muhafazakâr-Milliyetçi çizginin yüzde 50 bandının çok üstünde olduğunu düşünerek hep kendi adaylarının kazanacağına kesin bir şekilde inanıyorlardı.
Aslına bakarsanız, bir bakıma da haklıydılar; Türkiye’deki siyasetin yapısı gereği bu böyle. Ancak unuttukları şey Milliyetçi-Kemalist-Atatürkçü çizgi içindeki kesimler arasında da ciddi bir geçişkenlik var ve bu geçişkenlik bugün için yüzde 50 barajını ortada bırakmış gözüküyor.
Kağıt üstünde AK Parti-MHP ittifakının yüzde 50 ve üstünü gösteriyor olması sandıktan da böyle çıkacağı anlamına gelmeyebilir.
MHP şu an bölünmüş durumda. İyi Parti MHP tabanı içindeki geçişken tabakayı kendine doğru çektiği gibi bu tabakanın CHP ile örtüşme oranı Ak Parti ile örtüşme oranından belki daha fazla.
Türkiye’de bazı çevreler hala CHP’yi Sol-Sosyal Demokrat bir parti olarak görse de CHP’nin solculuğunun MHP’nin sağcılığından sadece bir tık solda ve merkezin sağında olduğunu iddia etsek sanırım çok da yanılmış olmayız. Bu nedenle bu konjonktürel ortamda CHP ile İYİ Parti’nin yakınlaşması CHP içindeki marjinal kesimler hariç fazlaca rahatsızlık yaratmaz.
Hatırlayın geçmişte CHP tabanından MHP barajı geçsin diye oy kaymıştı. Bu nedenle CHP ile İYİ Parti’nin ittifak kurması çok da şaşırtıcı değil.
Sayın Bahçeli, son Cumhurbaşkanlığı seçimindeki gibi AK Parti yerine CHP ile ittifak arayışında olsa idi bu durum yine çok da şaşırtıcı olmayacaktı. Bahçeli dün CHP ile bugün ise AK Parti ile ittifakı kendi açısından daha doğru görüyor.
Bugünkü tabloyu ne oranda etkileyeceği net olmayan bir de Saadet Partisi gerçeği var.
Öyle ki, Saadet Partisi’nin gücünü hesaplamak çok kolay değil. En fazla yüzde 4 bandını görmüş bir partiden bahsediyoruz. Ve bugün SP’yi özellikle son dönemlerde iktidarın uygulamalarından memnun olmayan muhafazakâr kitlenin de desteklediğini biliyoruz. Ancak bunun ne oranda olduğu meçhul.
Belki de SP’yi bu denli güçlü kılan da bu bilinememezlik.
Erdoğan-Bahçeli ikilisi uzun süredir bu üç partiyi –hatta HDP’yi de katarak- açık bir ittifaka zorluyordu ve sanırım bu ittifakın kurulup kurulmayacağı bugün –çarşamba günü- netleşebilir. Muhalefet ya ortak bir aday çıkaracak ya da parçalı bir şekilde seçime girecek.
Sanırım muhalefet ittifak adayı ile seçime girmekle tek tek aday göstermek arasındaki handikapları da pazar gününden beri masaya yatırmakla meşgul ve zaman giderek daraldığı içinde acil karar vermek zorundalar.
İttifakın ilk adımının CHP’den gelmesi ve İYİ Parti’nin seçimlere katılabilmesi için attığı siyasi adım ilk kez gündemin muhalefet tarafından belirlenmesi olarak öne çıktı ve karşılıklı çok ağır ithamlara sebep oldu. Bu ithamlara çok da fazla değer vermemek gerek.
Her ne kadar henüz seçim meydanlarına çıkılmamışsa da Demirel’in dediği gibi meydanlarda söylenenler meydanlarda kalır.
Geçmiş hep masada ve önümüzde olsa idi bugün bir MHP-AK Parti ittifakı kurulabilir miydi?
Kurulamayacağına göre bu tepkileri gündelik siyasetin bir parçası olarak düşünmek gerek.
Daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi Türkiye’nin 2019’un sonlarını bulacak bir seçim sürecini taşıma lüksü yoktu. Türkiye’nin kaderinin sürekli bıçak sırtında olmasındansa bu işin biran önce bitmesi daha hayırlı olacaktır.
Hemen her alanda her kesimin adeta gardını almış bir şekilde seçimleri beklediği bir sürecin Türkiye’ye hiçbir faydası olmayacak tam aksine zararı olacaktı. Şu an için en azından önümüzü görebilecek duruma geldik; 55 bilemedik 70 gün sonra Türkiye’nin yol güzergahı az çok belli olacak ve tüm aktörlerin eli rahatlayacak.
Kazanan kim olursa olsun kazanan da kaybeden de rahatlayacak.
Ve son nokta. HDP, bu süreçte birden bire kilit parti haline gelirse şaşırmayın. HDP’nin nasıl bir tavır alacağı da merak konusu. Cumhur İttifakı düne kadar HDP’yi rakip ittifaka sokmak için uğraşıyordu.
Siyaset bu ya HDP Cumhur İttifakını destekler mi?
Gerçekten heyecanlı günler bizi bekliyor.
Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler.
