Bu yerleşim yerlerinin, ya da yer isimlerinin değiştirilmesi yalnızca Güneydoğu’ya özgü bir şey zannedilmesin, bu isim değiştirmeler Türkiye’nin her tarafında olan sıradan olaylardan. Devlet icabında, bizim hiçbir anlam veremediğimiz sebeplerden de yerleşim yerlerinin, dağların, ovaların, isimlerini değiştiriyor.
Bu isim değiştirmeler yalnızca yerli halkta bir önemsenmeme duygusu oluşturmakla kalmıyor, bölgede gezen yabancıların aradığı yeri bulmasında da önemli sorunlar yaratıyor. Mesela bir harita yardımıyla, bilmediğiniz yerleri kolayca bulabileceğinizi düşünmeyin. Anayoldan çıktığınızda, yol kavşaklarında hemen hiç isimlendirme olmadığından, yerli halka sorarak yolunuzu bulmaya çalışabilirsiniz. Birçok durumda yerli halk, kendilerine haritada verilen isimden haberi bile olmadığından, size yardımcı da olamazlar.
Erzin Yeşilkent Oluyor
Erzin, Hatay iline bağlı Osmaniye ile Dörtyol arasında bir ilçedir. Halkı çiftçilikle geçinen, Türkiye’nin önemli narenciye üreticisi yörelerinden biridir; çoğunluk bir iki katlı, bahçeli evleri ile tipik kasaba özelliklerini koruyabilmiş, 30.000 nüfuslu, oldukça büyük bir ilçedir.
Erzin’in ismi 1960’larda Yeşilkent olarak değiştirildi. Muhtemelen Erzin’in isminin Yeşilkent olarak değiştirilmesi zor olmamıştır. Erzin halkının olaydan pek haberi olmamıştı. Zaten bu değişikliği yapanlar halkı da fazla önemsemiyorlardı. Onlar yalnız Erzin’in ismini değil, muhtemelen halkını da tümden değiştirmek istiyorlardı, istedikleri kafalarına göre bir halk yaratmaktı.
Belki de bir nahiye müdürü tarafından ismi değiştirilen Erzin, küçük bir yerleşim yeri de değildi. İsmi değiştirildiğinde nüfusu 10 binden fazla idi. O zaman nüfusu birkaç il merkezinden de büyüktü. 1960’larda da Erzin, hayat standardı Türkiye ortalamasının oldukça üzerinde, okuma yazma oranı çok yüksek, nüfus artışı Türkiye ortalamasının altında, yabancısı çok az, halkın çoğunluğu birbirleriyle akraba, herkesin birbirini ismiyle ve lakabıyla tanıdığı bir kasaba idi.
Biz Erzinliler bu değişikliğin ne zaman yapıldığını, kimler tarafından yapıldığını hiç bilmiyorduk, tabelalar değiştiğinde farkına vardık. Aslında Erzinliler o zaman olayın fazla da üzerinde durmadılar, devlet bunu yaptığına göre vardır bir hikmeti diye düşündüler; muhtemelen olay 27 Mayıs döneminde gerçekleştiği için, 27 Mayıs’ı destekleyenler buna destek bile vermişlerdir. Ama hiçbir Erzinli de, sorulduğunda ben Yeşilkentliyim dememiştir.
Erzin’in isminin değiştirilmesinin amacı ülkeyi Türkleştirme projesinin bir parçası olamaz. Erzinliler tümüyle Türk asıllı idiler. Biz Erzinliler, Erzin isminin en az 500 yıllık geçmişi olduğuna inanırız. Erzin eski Anadolu kavimlerinden kalma bir yerleşim yeri değil. Anadolu’ya Asya’dan gelen Türklerin kurduğu bir yerleşim yeridir. Bu sebeple Erzin ismi eski Anadolu kavimlerinden kalma bir isim de olamaz.
Yalnız Erzin’in değil etrafındaki halkı tümüyle Türk olan Payas’ın, Misis vs’nin de ismi değiştirilmişti. Nedense İskenderun’un ismini değiştirmemişlerdi. Bizim Gavur Dağı dediğimiz Amanos Dağlarının ismi de Nurdağları olmuştu. Amanos, Toros, Payas, Ayas, Misis belli ki, Türkçe isimler değil. Bunlar Anadolu’da bizden önce yaşamış eski kavimlerden kalma binlerce yıllık isimlerdi…
Erzin Cumhuriyet döneminde yeni rejimle herhangi bir şekilde sorun yaşamış bir yer de değil. Bu sebeple Erzin’in isminin değiştirilmesi, rejim karşıtı bazı toplulukların cezalandırılmasının bir parçası da olamaz. Erzin halkı tümüyle rejime sadık insanlardan oluşmaktadır. Bütün milli bayramları coşku ile kutlarız, en fazla da “çete bayramı” dediğimiz 8 Ocak Erzin’in kurtuluş günüdür.
Erzin kelimesinin,“anlamları güzel çağrışımlar uyandırmayan, insanları utandıran, gurur incitici, alay konusu olabilecek” bir tarafı da yoktu. Mesela, Mağara halkı ilçelerinin isminden şikâyetçi olmuş olabilirler, bu sebeple ismi Tufanbeyli olarak halkın isteğiyle değiştirilmiş olabilir. Yine Domuzdamı’lılar, Karafakılı’lar, Hırsızpınarı’lılar, Kaltaklı’lar, Kötüköy’lüler, Andaval’lılar memleketlerinin isimlerini değiştirmek isteyebilirler, ama Erzin’liler memleketlerinin isminden hiç de şikâyetçi değildiler.
Öyleyse neden Erzin’in ismi değiştirildi. Bunu bilen yok. Varsa da bize söylemiyorlar.
Erzinliler çok daha sonra ismin tekrar Erzin yapılması için harekete geçtiler. İsmin tekrar Erzin’e çevrilmesi kolay olmadı. Her partiden insanlardan komisyonlar oluşturuldu, Ankara’ya sayısız ziyaretler yapıldı, sonunda bir atlasta Orta Asya’da bir yerleşim yeri olarak Erzin ismi bulundu. Gerçekte de Rusya Federasyonunda, Moğolistan sınırında bir yerleşim yerinin adı Erzin’di. Uzun uğraşlardan sonra Erzin’in ismi 1987’de tekrar Erzin oldu. Ama kargaşa bitmiş sayılmaz, bazı ansiklopedilerde ve atlaslarda hala isim Yeşilkent olarak geçiyor, tabii Yeşilkent ismi devlet arşivine de girdi…
Erzin’de 5000 Kürt
Erzin bir sanayi şehri olmamasına rağmen son 30 yılda Güneydoğu’dan göçen 5.000 kadar Kürt nüfus Erzin’e yerleşti. Güneydoğu’da boşaltılan köylerin insanların bir kısmı da çaresiz Erzin’e gelip yerleşiyorlardı. Bunlar kendi aralarında bir mahalle oluşturdular. Daha çok tarım işlerinde çalışarak geçinmeye çalışıyorlar. Ayrıca her yıl, Güneydoğu’dan birkaç bin insanda portakal toplama mevsiminde Erzin’e çalışmaya geliyor. Böylece Erzin’in etnik yapısı hızla değişiyor.
Erzin’e yerleşen Kürtler Erzin’e entegre olmadılar, kendi mahallelerini kurdular, Erzinlilerden kopuk yaşıyorlar. Oylarını topluca DTP’ye veriyorlar. DTP’yi tercihlerinin silah zoruyla olduğunu kimse iddia edemez. Erzinliler oylarını ne kadar özgürce veriyorsa, bunlarda oylarını aynı şekilde veriyorlar. Erzin’de kimse evinin damına hoparlör koyup müzik çalmadığı halde, Kürt mahallesinde bazı evlerin damlarına konmuş hoparlörlerden sürekli Kürtçe müzik yayını yapılıyor.
Erzinliler bu kadar çok Kürdün kısa zamanda Erzin’e yerleşmesinden hiç de memnun değiller. Bilmiyorum, köyünü, evini, belki de işini kaybederek, memleketinden göç etmek zorunda kalarak Erzin’e gelen Kürtler durumdan memnun mu?
Kürt mahallesinin çocuklarıyla sohbet ederken nereli olduklarını sordum. Çoğu Erzin’de doğmuş çocuklar, bana Diyarbakır’ın, Urfa’nın bazı ilçelerini saydılar. Ben, çocuklara babalarının Diyarbakırlı veya Urfalı olduğunu, kendilerinin artık Erzinli olduklarını, Erzin dışına çıktıklarında, birisi nereli olduklarını sorarsa, “Erzinliyiz” diye cevap vermelerini tembihledim…
Erzin’e yerleşen Kürtlerin kurduğu mahalle bir gecekondu mahallesine hiç benzemiyor. Sokakları çok dar olsa da, evleri düzgün ve bahçeli; elektriği, suyu var. Son seçimden önce bir kısım yolları da asfaltlanmış. Çocukların hepsi okula gidiyorlar. Şimdilik Erzinlilerin portakal bahçelerinde çalışarak geçinip gidiyorlar. Bir gün geri dönmeyi düşündüklerini zannetmiyorum. Her şeye rağmen, Erzinlilerle Kürtler arasında şimdiye kadar önemli bir sorun çıkmadı.