15 Temmuz’daki darbe girişiminin bertaraf edilmesine yardımcı olan, kişiler, gruplar, araçlar, değerler ve motivasyon unsurları tartışılmaya devam ediyor. Bir süre daha bu tartışma sürecektir zira, darbeye direniş demokrasi tarihimizin en önemli olayıdır.
Ünsal Çetin, 09 Ağustos 2016 Hür Fikirler internet sayfasında yayınlanan yazısında; “Liberal Vizyonun Zaferi Olarak 15 Temmuz” adlı harikulade bir yazı kaleme aldı. Çetin, yazısında; 15 Temmuz zaferinin arkasında Türkiye’nin özellikle 1950’den beri ağır ağır yol aldığı liberalleşme vizyonunun olduğunu iddia ediyor. Yine genç kalem Mustafa Ali Aykol da 23 Ağustos 2016 günü yine Hür Fikirler’de yayınlanan yazısında “Bir Cep Telefonu Darbeyi Önleyebilir mi?” başlıklı yazısı ile kapitalizmin ürettiği cep telefonunun darbecilerin nasıl başının belası olduğunu anlattı. Bilmem ne kadar farkındayız bilmiyorum ama darbeyi bertaraf eden gücün yanında kapitalizmin ürettiği değerler, araçlar ve bireysel cesaret vardı.
Daha baştan kapitalizmin ürettiği araçlar darbe yapmayı, daha doğrusu başarılı olmayı zorlaştırdı. El konulması gereken sayısı belirsiz TV vardı. Tutulması gereken çok yol vardı. Bitti mi? Hayır, girişim başladı, internetle, mobil telefon ağlarıyla, facebook ve twitter ile mücadele etmek, onları da kontrol altına almak gerekiyordu. Tabiî ki başaramadılar, kapitalizmin buluşları, icatları darbecilerin yetersiz, çaresiz kalmalarına yol açtı. Bütün bu araçları bizlere kazandıranlara şükran borçlu değil miyiz? Küçük bir çocuk (Hande Fırat’ın kızı) yaratıcı bir grup tarafından icat edilen bir akıllı telefon uygulamasını annesine öğreterek darbecilerin hesabını bozan Erdoğan’ın çağrısını dünyaya duyurmadı mı? Telefon, internet gibi olağanüstü keşiflerin yeni inovasyonlarla daha kullanışlı, daha hızlı olmasını sağlayan kapitalizmin çılgın gençlerine şükran borçlu değil miyiz?
Ünlü iktisatçı M. Friedman; “kapitalist bir ülkede, sosyalizmi savunabilirsiniz, ama sosyalist bir ülkede kapitalizmi savunamazsınız” der. Bu cümleyi şöyle manipüle edelim: “Kapitalist bir ülkede darbeyi savunabilirsiniz, askerî darbe altında ise diğer şeyleri asla!” Kapitalizmin ürettiği değerlerden birisi de bireysel cesaret ve faydacılıktır. Bireyci bir toplum gerçek anlamda özgürdür. İşte o gece darbeye karşı koyma direnci kapitalist bir topluma evrildiğimiz için mümkün oldu. Özgür bireyler olarak askerî darbe altında yaşamak istemeyenler, cesaret ile onların (darbecilerin) üzerine gittiler. Kapitalizmin özünü bireyci faydacılık oluşturur, buna göre birey kendi faydasına olanı çok iyi bilecek konumdadır. Askerî yönetimin kendi yararına olmadığına inanlar bir şekilde darbeye karşı koydu. Özgürlük isteği, kendi yaşamına hâkim olma arzusu galip geldi. Erkekler, kadınlar ve çocuklar, bir grubun hareket etmesini beklemedi, cemaatim, sendikam, meslek örgütüm, komşum “ne der” diye düşünmedi, beklemedi kendini sokağa attı. İşte bu kapitalizmin bizlere kazandırdığı cesaret ve ferasettir.
İdeolojik olarak kapitalizm düşmanı yapılmış çok insan var. Ancak bu tarihî olayda kapitalizmin araçları, ürettiği değerler ve bireysel cesaret bizleri, ülkemizi postal altında yaşamaktan kurtardı. Kapitalizmin beşiği olduğu zannedilen bazı ülkelerin (ABD vb Batılı ülkeler) devletlerinin darbe girişimi sırasındaki tutumları kapitalizmin bizlere sağladığı araçların, değerlerin ve üstün cesaretin değerini düşürmez. Teşekkürler kapitalizm!