Yüksek Askerî Şûrâ’da kısmî normalleşme

2010 yılı Yüksek Askerî Şûrâ (YAŞ) toplantıları önceki yıllara kıyasla bir hayli farklı oldu. Bu yılki YAŞ toplantıları asker ve sivil kanatlar arasında çok ciddi çekişmelere sahne oldu. Bu çekişmeli toplantılar bazı kesimlerce “YAŞ’da Kriz” şeklinde kamuoyuna sunuldu.

YAŞ toplantılarında askeri kesim ile sivil kesim arasında gerilim yaşanması bir ilk değildir; geçmiş yıllarda da benzer gerilimler yaşanmıştır. Bunların çoğunda siyasi irade galip gelmiştir. Son YAŞ toplantıları Balyoz Darbe Planı’na ilişkin yürütülen yargılama ortamında gerçekleştiği için öncekilerden oldukça farklı bir boyut kazandı. Bu yargılamalar gölgesinde yapılan YAŞ toplantılarında, başta Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ olmak üzere askeri kesimin, ismi İrticayla Mücadele Eylem Planı ve internet andıcı soruşturmasında geçen, Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu dönemde Albay Dursun Çiçek imzalı İrtica İle Mücadele Eylem Planı’nın hazırlanması emrini verdiği ileri sürülen ve YAŞ toplantılarının ikinci gününde savcılıkça ifade vermeye çağrılan Org. Hasan Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olması ve Balyoz Darbe Planı soruşturması kapsamında haklarında yakalama emri çıkarılan komutanların terfi ettirilmeleri konusunda ısrarcı olması karşısında, sivil kesim çok katı bir tutum sergiledi. Bu konuda sivil kesimin direnci netice verdi ve gerilim büyük oranda sivil inisiyatif doğrultusunda sonuçlandı. Gerek Iğsız’ın Kara Kuvvetleri Komutanı olamamasında, gerekse terfi ettirilmeyen 11 general hakkında hükümetin görüşünün kararnameye yansıdığı görülmektedir. Sivil kesim tarafından askeri kesime karşı sergilenen bir diğer direnç konusu da, Org. Aslan Güner’in Jandarma Genel Komutanlığı’na atanarak, Org. Necdet Özel’in 2013 yılında Genelkurmay Başkanı olmasının önünün kesilmesi çabasına karşı direnmesi oluşturmaktadır. Bu konuda da sivil kesimin iradesi belirleyici olmuştur.

OLMASI GEREKEN OLDU

YAŞ toplantılarında Balyoz Darbe Planı’na ilişkin yürütülen yargılama kapsamında haklarında yakalama emri çıkarılan askerlerin atama ve terfileri konusunda askeri kesimin beklentilerinin gerçekleşmediği görülmektedir. Haklarında mahkeme tarafından yakalama kararı verilen askerleri uzunca bir süre hukuka karşı sert bir direniş sergileyerek yargıya teslim etmemekte ısrarlı davranan Genelkurmay, söz konusu isimlerin terfilerinin önünde bir engel olmadığını ısrarla savunmuş ise de, Cumhurbaşkanı ve Başbakan şiddetle bu iddialara karşı çıktı. Toplantıda şûrânın kilitlenmesi pahasına askeri kanat tarafından terfi ettirilmeleri için baskı kurulan Balyoz Darbe Planı davası sanıklarından terfisi gelen 11 general terfi ettirilmedi. Fakat bu kişiler, emekli edilmeleri mümkün ve en azından hukuk dışına çıkmak isteyenler için caydırıcı olması bağlamında anlamlı olacak iken, emekli edilmediler. Haklarında yakalama emri çıkarılan 25 general ve amiralin 13’ünün görev yeri değiştirilirken diğerleri görevlerinin başında kaldılar. Yine haklarında ciddi ihmal ya da ağır suç iddiaları bulunan bazı askerlerin ise terfi ettirildikleri görülmektedir. Bunlardan bir kısmı şunlaradır:

1. Ordu Komutanıyla birlikte “internet andıcı” için ifade vermeye çağrılanlardan Genelkurmay Adlî Müşaviri Hıfzı Çubuklu, Tuğgenerallikten Tümgeneralliğe terfi ettirildi. Çubuklu, Ergenekon savcısı tarafından “kara propaganda” siteleri soruşturması kapsamında şüpheli olarak ifadeye çağrıldığı halde ifade vermek için adliyeye gitmedi. Çubuklu’nun ismi “sahte çürük raporu çetesi”nin delillerini kararttığı iddiasıyla da gündeme gelmişti. Tuğamiral rütbesine terfi eden Albay Şafak Yürekli’nin ismi ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı bünyesinde oluşturulan Kafes Eylem Planı’nda geçmektedir. Bu kişilerin terfileri de Balyoz Darbe Planı davası sanıklarında olduğu gibi engellenebilirdi, fakat bu yönde bir iradede bulunulmadı. YAŞ toplantılarının bu yönü, demokratik hukuk devleti ölçütünde eksi hanesine yazılabilir.

YAŞ toplantılarının en anlamlı ve dikkate değer yönü, alınan kararların birçoğunda demokratik sivil siyasi inisiyatifin belirleyici olması, askeri kesimin dayatmaları karşısında, sivil inisiyatifin direnç göstermesi, bunun neticesinde de istediği neticeyi büyük oranda almış olmasıdır. Belki eksi hanesine yazılanları büyük oranda gölgede bırakan bu ikinci durum, demokratikleşme ve sivil inisiyatif açısından son derece önem arz etmektedir.

Askeri kesimin atama ve terfiler konusunda isimler dayatması, askerlerin hâlâ seçilmiş sivillerin iradesine tâbi olma konusunda sıkıntı yaşadıklarını göstermektedir. Fakat artık günümüz şartlarında askerlerin, sivil otoriteye tabi olmalarının demokrasinin zaruri gereği ve toplumun talebi olduğunu görmeleri gerekmektedir. Her ne kadar askerler bu gerçekliği görmek istemeseler de, son YAŞ toplantılarında sivil irade bu gerekliliğin icabını yerine getirme konusunda ciddi bir direnç sergilemiştir. Bu durum kısaca şu şekilde özetlenebilir: “YAŞ toplantılarında, gücünü hür ve serbest seçimlerden alan, yürürlükteki kanunlara ve çağdaş demokrasi ilkelerine dayanarak oluşmuş olan sivil ve siyasi irade karşısında, kendini seçmenlerin iradesinden bağımsız bir güç olarak algılayan TSK geri adım atmıştır”. Bu güç mücadelesinde, anayasal ve kanuni olarak yetkili olan sivil ve siyasi güçler üstün gelmiştir. Bu YAŞ toplantıları, demokratik normalleşmenin önündeki önemli bir direnç noktasının büyük oranda çöküşü olarak siyasal tarihimize geçecektir. Bu şekilde uzunca bir süredir devam etmekte olan “siyasetin normalleşmesi” sürecinde çok önemli bir adımın daha atılmış olmaktadır.

DEMOKRASİYE BİR ADIM DAHA

Burada yaşananlar hem hukuka hem de demokrasiye uygundur. Hükümetin burada yaptığı şey, kanunlarla kendisine verilen yetkileri kullanmaktan ibarettir. Demokrasilerde de temel ilke, (askerler de dâhil olmak üzere) atanmışların seçilmişlerin iradesine tabi olmasıdır. Bütün demokratik memleketlerde, bürokratlar demokratik sivil gücün iradesine tabidirler. Son YAŞ toplantıları bu demokratik ilkenin gereklerine uygun olmuştur. Demokrasi ve hukukun gereklerine uygun olarak yaşananlara “kriz” demenin, demokrasi ve hukuk devleti ilkesi ile bağdaşırlığı bulunmamaktadır. Son YAŞ toplantılarında hukuki zeminde olağan olarak yaşananlara ilişkin kriz değerlendirmesi yapanların esasen hem bu konuya ilişkin demokratik ilkeden haberleri yoktur, hem de bilinçli ya da bilinçsiz olarak demokrasi dışı güçlere destek verdiklerini söylemek mümkündür. YAŞ toplantılarında, bugüne kadar askerlerin, “teamül” diyerek kanuni olmayan fiili yetki kullanımları ters yüz edilmiş olmaktadır. Hukuken sahip oldukları takdir yetkilerini kullanan Başbakan ve Cumhurbaşkanı, “fiili/teamüli imtiyazlarımı vermem” diyen askeri kesime karşı üstünlük sağlamış oldu.

Bütün bunlar bir ihtiyacın da habercisidir; o da şudur: “Türkiye’de siviller karşısında askeri kesimin konumlarının ve kanuni yetkilerinin sınırlarının demokratik memleketlerde cari ilkeler zemininde daha net bir şekilde ortaya konulması gerekmektedir”. Türkiye’de siyasi kesim ile bürokrasi arasında yaşanmakta olan derin ve neticesi ve bedelleri çok ağır olan gerilimlerin önüne ancak bu şekilde geçilebilir.

Son YAŞ toplantılarında askerlerin, demokratik rejim içerisinde durması gerekli çizgiye çekilmesi açısından önemli bir adım atıldı. Bunun adı kısmi de olsa demokratikleşme yönelik normalleşme yönünde atılan önemli bir adımdır. Sivil irade, noter gibi sadece onay makamı olmadığını; aslında haklı olarak son sözün sahibinin kendisi olduğunu gösterdi. Fakat bunu yaparken otoritesini tam olarak ortaya koyduğunu söyleyebilmek zordur. Çünkü hukuki ve demokratik zeminde terfi ettirilmemesi gereken bazı kişilerin terfi ettirilmelerinin ya da emekliye sevk edilmelerinin daha isabetli olacağı düşünülen kişilerin emekliye sevk edilmemelerinin demokratik sivil gücün zayıf kalan yönlerini oluşturduğu söylenebilir. Bu da, demokrasimizin kısmen de olsa ilerlediğini, ama bu ilerlemenin yetersiz olduğunu, tam demokrasi ve hukukun üstünlüğü aşamasına geçilebilmesi için daha kat etmemiz gerekli önemli mesafelerin bulunduğunu söylememiz gerekir.

Yeni Şafak, 13.08.2010

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et