Son günlerde CHP, Erdoğan ve ailesinin yurtdışında parası olduğunu iddia ediyor. Bu kapsamda farklı günlerde iddialar dile getiriliyor. CHP Genel Başkanı başkanı Kılıçdaroğlu’nun bizzat kendisi bu iddiaları seslendirmekle kalmıyor, parti sözcüleri de sık sık konu ile ilgili yeni belge ve iddiaları gündeme getiriyorlar. Özellikle Salı günleri yeni iddialar ve bazı belge ve dekont örnekleri kamuoyuyla paylaşılıyor.
CHP’nin iktidar olmak adına kuvvetle bel bağladığı “yurtdışında para” meselesi istenen düzeyde siyasi bir etki doğurmadı. Bunun temel iki nedeni var: Birincisi iddiaları destekleyen somut delil yok denecek kadar az. Bu belgelerden bazıları TR içinde yapılan para transferlerini konu ediniyor. Oysa iddia Man Adası’nda bulunan bazı şirketlerle ilgiliydi… İkinci yön ise, “yurt dışındaki para” meselesinin 3. Dünya ülkesi psikolojisi ve siyasetinin artık Türkiye için geçerli olmadığının CHP tarafından idrak edilememesiyle ilgilidir.
Sık sık siyaset bilimcileri CHP’nin 1930-50 arasına takılıp kaldığını bunun ötesine geçemediğini ifade ederler. CHP, yeni dünyayı, yeni Türkiye’yi bırakın etkilemeyi, algılama ve gerçeği kabul etmede büyük güçlük çekmektedir. Onun için 1960’da darbeyi meşrulaştırmak için kullandıkları argümanları ısıtıp ısıtıp Tükiye’nin önüne koymaktadırlar. Bunu da siyaset zannetmektedirler. 1960 darbesinden sonra Menderes’in kanına girebilmek için hemen “yurt dışına milyonlarca lira kaçırıldı” iddiası gündeme getirilmişti. Sonunda cellâtlar emellerine ulaştılar. Bu tür iddiaların iş gördüğünü sanan CHP zaman zaman bu yola başvurma gereğini duyuyorlar. CHP’yi iştahlandıran bir diğer gelişme üçüncü dünya ülkesi Pakistan’da Anayasa Mahkemesi’nin darbesi oldu. Anayasa Mahkemesi, Navaz Şerif’i “yurt dışında para iddialarıyla ve yolsuzluk suçlamasıyla” azil etti. (http://www.hurriyet.com.tr/pakistan-basbakani-navaz-serif-yolsuzluktan-azledildi-gizli-servet-bitirdi-40534276, 19 Aralık 2017).
Benzer gelişmeler zaman zaman Afrika ülkelerinde de görülmektedir. Bu gibi gelişmeler CHP’yi tabiî çok heyecanlandırdı, benzeri bir darbe olmasa bile seçmen gözünde Erdoğan ve ailesini mahkûm etmenin hayaline kapıldılar.
CHP’nin bu siyasî manevraları bu günü, bu günün Türkiye’sini anlamaktan çok uzakta olduklarını bir kez daha gösterdi. Artık 21. Yüzyılda yaşıyoruz. Sınırlar kalktı, ilişkiler gelişti, ticaret ışık hızıyla yapılıyor. Küçük esnaf bile yurtdışına ticaret yapabiliyor, bilgisayar başından ödeme veya tahsilât yapılabiliyor. Türkiye çok değişti, insanlar onlara ait menkul veya gayri menkulleri istedikleri gibi tasarruf etme, satma, bağışlama haklarına sahipler bu nedenle de Erdoğan veya aile üyeleri yurtiçi veya yurtdışında kendilerine ait menkulleri gayri menkulleri hepimiz gibi tasarruf etme hakkına sahiptirler. CHP’nin akıntının tersine kürek çekme siyaseti işe yaramıyor, istenen sonuçları doğurmuyor. Bunun yerine doğru düzgün bir siyasal proje üretmesi gerekiyor ama şahsen ben hiç ümitli değilim…