Türk modernleşmesinin iki yüz yıllık hikâyesini, yeni bir siyasî yapı tesis etmenin yanı sıra yeni bir hayat tarzını oluşturmak ve topluma yaymak arzusu olarak görmek mümkündür. Öyle ki herkesi tek tipleştirme gayretindeki bu arzu, geçen her dönem zarfında toplum üzerindeki tesirini daha büyük bir basınçla göstermiştir. Nitekim Şerif Mardin’in “Merkez-Çevre” ayrımı ile İdris Küçükömer’in “Sağ-Sol” farklılığının anlamsızlığı üzerinden anlatmak istediklerinin de Türkiye’deki mücadelenin siyasî olmaktan ziyade kültürel kimliklere dayandığı şeklinde düşünülebilir. Mardin’in ve Küçükömer’in temas ettikleri bu mücadelenin kendisini modern, ilerici ve her şeyiyle örnek alınması gereken yeni kültürün temsilcileri ile yüzyıllardır kendi inandıkları ve benimsedikleri şekilde yaşamayı arzu eden eski kültürün mensupları arasında yaşandığı şeklindeki yorumları beraberinde getirmektedir.
Yılmaz Çolak’ın Türkiye’de Kültürel İktidarın Kuruluşu 1923-1945 isimli eseri de işte bu iki yüz yıllık mücadelenin doğrudan muhasebesini yapmayı amaçlıyor. Eserde, ilk olarak, Tanzimat’ın aydın-devlet adamlarıyla tohumları atılan bu yeni kültürel iktidarın etkisini her geçen dönemde arttırdığına işaret ediliyor. Buradan hareketle İttihat Terakki döneminde bu yeni ve heyecanlı zümrenin toplum mühendisliğinin dozunu artırdığı ve devletin bekasıyla kendi varlığını terazinin kefelerine başarıyla yerleştirdiği ifade ediliyor. 1923’te kurulan yeni devletin temsilcilerinin geçmişten devraldıkları kültürel ve toplumsal çeşitliliği ciddi bir tehdit unsuru olarak görürken toplum mühendisliğine devam etmek suretiyle karargâh olarak seçtikleri siyasî ve toplumsal alanda yeni kültürel değerleri belirledikleri anlatılıyor.
Bu eser yakın tarihimizi sadece siyasî farklılıklar üzerinden okumanın geçmişi ve bugünü anlamada yetersiz kalacağını ortaya koyarken, günümüzdeki mevcut çatışmaların kaynağının esasında siyaseti de aşan farklı kültürel zeminlerden ve beklentilerden kaynaklandığını kaydediyor. Vesayetçi siyasî, idarî ve iktisadî iktidarlarla mücadele ederek büyüyen ve güçlenen Türkiye’deki gerçek siyasî gücü elinde tutan Kültürel İktidarla da yüzleşmek bu nedenle büyük önem taşıyor.
Yılmaz Çolak, Türkiye’de Kültürel İktidarın Kuruluşu 1923-1945, Liberte Yayınları, Ankara, 2017, 272 sayfa.