Dünyayı şakalar yönetseydi karşımızdaki yaşam biraz daha eğlenceli olur muydu? Bu şakalar, şakaların nasıl olduğu gerçeği ile uyum gösterebiliyor. Bir anti-kahramandan ise bunu duymak daha da ilginç olabiliyor. Joker’in dünyası bize bunu anlatıyor. Burada, iyilik üzerinden meseleye yaklaşıldığında bir fark var. Kötülükler şakaların içine karışarak ortaya çıkıyor. Kötülük anti-kahraman üzerinden filmin içinde çekici hale geliyor. İzleyen için anti-kahraman bir kahramana dönüşmeye çalışıyor. Anti-kahramanın dünyası da böyle bir tercihe kolaylıkla izin veriyor. Yapılan kötülükler, ciddiyeti sonuna kadar içerirken bir yandan da yapılanlar ciddiyetsizliğe insanları teşvik ediyor. Bir gösteriyi izlerken bile kötülük ve iyilik arasındaki çekiciliği ve çelişkileri insan yaşıyor.
Şakanın ciddiyeti
Kara şövalyenin dünyasının kaçınılmaz yapısını da anlatıyor, neden bu kadar ciddiyetin hayata egemen olduğu. Anti-kahramanların ellerinden çıkabilecek bir sertlik izleyen için keyif nesnesine dönüşebiliyor. İzleyen ve izlenen yeni bir dünya inşa ediliyor. Herkes kendisine burada bir rol biçebiliyor. Karşılıklı etkileşimin nereye doğru gideceğini yazar, yönetmen, oyuncu ve seyirci veriyor. Joker de bu birlikteliğe olağanüstü bir estetik yapıda cevap veriyor. Dünya şakalarla irdelenirken estetik ile açıklama yapmak estetik hazzı ortaya koyuyor. Kötülük bir kötülük nesnesi olmanın dışında ciddiyetle insana bir şakadan daha çekici olabiliyor. Filmin izleyici ile buluşması ve aldığı yoğun ilgi biraz da olsa bunun bir göstergesi olabilir.
Beni öldürmek bir tercihtir
Killing me is a choice. Kahramanın – Kara şövalyenin – bir anti-kahramana dönüştürülmek istemesini anlatıyor bu cümle. Joker’in açık açık Kara şövalyeyi kendine benzetme çabasını barındırıyor içinde. Şehri suç ve suçlular işgal etmişken, şehrin bir iyi tarafından barışa doğru ilerletilmesi kahramanı anti-kahramana dönüştürmeye çalışanların tercihleri haline geliyor. Bu çelişki kahramana döndürülen bir baskı unsurunu içinde barındırıyor. Kahraman olumsuz kararlarda ve eylemlerde bulunmaya zorlanıyor. Joker’in kurduğu ve içinde planlamanın olmadığını söylediği tuzaklara kahraman düştükçe, Kara şövalye gitgide kendinden bir parça kaybediyor. Kurtarıcı manasındaki bir kahraman olmak kötülük karşısında anlam kaybettikçe kazanan kötülüğün arkasında bıraktığı miras oluyor. Kimse ona neredeyse karşı koyamıyor.
Harvey Dent’e inanıyorum
I believe in Harvey Dent. Bir savcının alabileceği en önemli görevlerden biri olarak şehrin kötüleriyle mücadelesi, önemli bir yer ediniyor filmde. Buradaki bir problem ise, savcının kötülükleri görerek, yavaş yavaş kötülüğün tarafına geçmesi oluyor. Hukuk da burada işlememeye başladığında suçluların dünyası ancak bir şövalye tarafından durdurulabilir oluyor. Joker ise kendi yanına çekmeye çalıştığı bir savcının çaresizliklerini son derece büyük bir avantaja döndürüyor. Şehir herkesin yaşaması için hukuk tarafından düzen içinde tutulmaya çalışırken savcının gitgide kötüleşmesi, suçun ortaya çıkması için bir ortam hazırlıyor. Meşru ve legal olarak kimsenin kötülükle mücadele edememesinin getirdiği belirsizlik ortamı Joker gibi bir anti-kahramana olağanüstü büyüklükte bir yer açıyor.
Hilekar entrikacılar kendi küçük dünyalarını kontrol etmeye çalışıyorlar
Schemers trying to control their little worlds. Kaosa sebep olanlardan biri olmak isteyen biri olarak Joker’den gelen önemli bir cümle. Sonsuz bir belirsizlik doğrultusunda sadece kaosun adaletinden faydalanacakların hayatta kalabileceğini de açıklıyor. Kaosta, dünya kötü de olabilir iyi de. Doğru da olabilir yanlış da. Bunu durdurabilecek gücünüzün olup olmadığı da tartışılıyor filmde. Hilekar entrikacıların davranışlarının ise nasıl acınası olduğu da Joker tarafından belirtiliyor. Üstelik bu hilekar entrikacılar büyük ölçüde kötülerin ve suçluların hakim olduğu dünyayı anlatıyor. Kontrol edilemeyecek bir dünyanın yeni sahipleri kaosun adaletinden en çok faydalananlar oluyor.
Bu şehir daha iyi bir sınıf suçluyu hak ediyor
This town deserves a better class of criminal. Suça estetik katan birinden gelen anlamlı bir cümle. Kötü şehir artık kötülüğün en üst seviyesini yaratan için gerçek bir şehre dönüşüyor. Joker’in dediği gibi: Ben basit zevkleri olan bir adamım, “I’m a man of a simple taste.” Basit zevk milyonlarca doların yakılmasıyla üstünden gelinemeyecek bir kötülüğü de yansıtıyor. Gerçek bir suçlululuk milyonlarca dolar üzerinden suç yaratanların dünyalarının ucuzluğundan daha çoğunu sunuyor. Bir anti-kahramanın yaktığı milyon dolarlar artık şehrin gerçek hakimini de ortaya çıkarıyor. Elde edilen paranın yok edilmesi suçluların gerçek dünyasını izleyiciye gösteriyor. Bu noktada Gotham şehrinin iyilik ve kötülük anlamlandırmalarının önüne yeni bir dünya getiriliyor. Hem de çok keskin bir dünya.