Tahti’yi Yenen Adam

Bu seçimde oyumu AKP’ye vermedim… Seçim sonuçlarından çok hoşlandığımı da söyleyemem,  ama AKP seçimden başarılı çıktı diye yas tutanlardan da değilim. AKP seçim zaferi kazandı diye bayram eden liberallerin coşkusunu da anlamış değilim…

Bu seçimde beni en çok mutlu eden sonuç Muş Malazgirt’e bağlı Konakkuran beldesinden geldi. Konakkuran’da belediye başkanlığını LDP adayı Bülent Ateş kazandı. Biz Kemalistlerin zorbalığından AKP’yi kurtaracağız diye uğraşırken LDP’yi unutmuştuk.  Sayın Bülent Ateş’i başarısından dolayı kutluyorum, kendisinden çok şeyler bekliyoruz.

Tunceli’nin Ovacık ilçesinde Türkiye Komünist Partisi’nden Mehmet Fatih Maçoğlu’nun seçimi kazanmasına da sevinmediğimi söyleyemem.

***

Bu yazımın konusu seçimler değil.  Milli güreşçi İsmet Atlı’nın ve Adana Demirsporlu eski futbolcu Selami’nin ölümü, seçim sonuçlarından daha önemli bir olaydı benim için.

atlıŞöyle bir göz attığım gazetelerin en az 4 spor sayfası var. Bu sayfaları eften püften haberlerle dolduruyorlar. Hiç birinde İsmet Atlı’nın ölüm haberine rastlamadım. Televizyonlarda da saatlerce süren spor programları yapılıyor. Bunlarda da İsmet Atlı hakkında bir haber veya birkaç dakikalık haber programa rastlamadım. İsmet Atlı’nın ölüm haberini günler sonra, tesadüfen facebook’tan öğrendim.

İsmet Atlı öyle sıradan bir güreşçi değildi, bir cihan pehlivanı idi. Atlı Tahti’yi yenen adamdı.

Gulam-Rıza Tahti dünya ve olimpiyat şampiyonu İranlı bir pehlivandı. Sırtı yere gelmeyen bir cihan pehlivanı idi. 1960 Roma Olimpiyatlarında da sıkletinde rakipsiz görülüyordu…

Nitekim Tahti hiç kimseye yenilmeden finale kalmıştı. İsmet Atlı  onunla güreşecekti.  Antrenörler ve spor otoriteleri İsmet Atlı’ya şans vermiyorlardı. İsmet Atlı, “Gerçeği söylemek gerekirse ben de çekiniyordum” diyor.  Atlı zoru başardı, finalde Tahti’yi yendi ve olimpiyat şampiyonu oldu.

İA, Tahti’yi yenmişti ama, ona olan saygısını asla yitirmemişti:

 

“Tahti, çok kibar, nezaketli ve seviyeli bir şekilde beni kutlamıştı. Hatta bu yenilgi nedeniyle Tahti’nin İran’da bulunan heykelinin siyah tül perde ile kapatıldığını ve ülkede yas ilan edildiğini duymuştum. Daha sonra ki yıllarda da Tahti’nin otel odasında intihar ettiği haberini öğrendim. Tahti, çok neşeli, herkesle iyi ilişki kuran centilmen biriydi. Ben onun intihar ettiğine inanmıyorum. Her madalya kazandıktan sonra ülkesine dönen Tahti’yi binlerce İranlı karşılıyordu. Sanıyorum. Bu durum Şah Rıza Pehlevi’yi rahatsız ediyordu. Zaten bu nedenle en verimli döneminde antrenörlük yapması konusunda baskılar oluşmuştu. AylarcaTahti’nin sır ölümünün etkisinde kaldım ve üzüldüm.” (Ramazan Şanıvar, Ekspres, 10.02.2014).

İsmet Atlı’ya Adana’da ilk defa Türkocağı’nda bir toplantıda rastladım. Atlı fotoğraflarında hep kaba saba birisi gibi görülmesine karşın bayağı yakışıklı birisi idi. Toplantıda Atlı da bir konuşma yaptı. Konusu güreş olmayan bir konuda Atlı’nın söyleyeceği fazla bir şey olmayacağını zannediyordum. Atlı çok anlamlı ve duygulara hitap eden bir konuşma yaptı. Pehlivan aynı zamanda bir hitabet ustasıydı. Daha sonra öğrendim ki, Atlı iyi bir ozan ve halk şairi, yazar, aynı zamanda bir saz ustası imiş.

İsmet Atlı  tam bir Adanalı ve halk adamı idi. Şöhreti bulduktan sonra İstanbul’a gidip yerleşen Adanalılardan değildi. Hep halkın içinde, dostlarıyla tavla oynayarak, köylüleriyle sohbet ederek yaşıyordu. Atlı, ben şöhretim, benimle neden ilgilenmiyorsunuz diyen tiplerden değildi. Şöhretini paraya çevirmek için uğraşan tiplerden de değildi, zannederim kimseye de muhtaç değildi.

İsmet Atlı’nın köyünde yaşadığını ve uzun süredir hasta olduğunu biliyorduk. İsmet Atlı 4 Nisan’da Kozan Devlet Hastanesi’nde 83 yaşında hayatını kaybetti. Dünya ve Olimpiyat şampiyonu, eski milli güreşçi İsmet Atlı’nın cenazesi, Kozan Hoşkadem Camii’nde Cuma namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Işıklı Köyü Toklular Mezarlığı’nda toprağa verildi. Vefat haberini ne gazeteler birinci sayfalarından verdiler, ne de televizyonlar onun için bir haber program yaptılar.

İsmet Atlı’nın cenazesi Nişantaşı Teşvikiye Camisinde, ya da Kocatepe Camisinde kaldırılmadığı için devlet büyüklerimiz pek rağbet etmemişlerdi. Vatandaşların akın ettiği cenaze törenine Kozan Kaymakamı Avni Oral, AK Parti Kırıkkale Milletvekili Oğuz Kağan Köksal, MHP Adana Milletvekili Ali Halaman ve Kozan Belediye Başkanı Musa Öztürk katıldı.

İsmet Atlı’ya Tanrıdan rahmet diliyorum.

Adana Demirspor’un  Efsane Futbolcusu

selamiMilli Lig kurulmadan önce, futbol deyince İstanbul ligi anlaşılıyordu. Milli ligin kurulmasından, Ankara ve İzmir takımlarının da bu lige dahil olmasından İstanbul basını hiç memnun olmamıştı. Milli lig başladıktan sonra da tekrar İstanbul ligine dönülmesi konusunda yayın yapmaya devam ettiler.

1960-61 Sezonunda Adana Demirspor da milli lige dahil edilmişti. Dahil edilmişti ama, bir şartla: Hiçbir takım Adana’ya gelmeyecekti, Adana Demirspor bütün maçlarını deplasmanda ve Ankara’da oynayacaktı.

Demirspor hiçbir maçını kendi seyircisi önünde oynamadı. Ankaralılar kendi takımlarına sahip çıkmıyorlardı ki, Adana takımına sahip çıksınlar. Ankara’da, biz bir avuç üniversite öğrencisinin Demirspor’a verdiği destek yetmedi. Demirspor o yıl Milli Ligde tutunamadı. Ama Türkiye Selami’yi tanımış oldu.

Daha sonra,  Adana’da Demirspor’un Selami’li, Kartal Yaşar’lı, Tombik Ahmet’li, Paşa Hüseyin’li, Beygir Hasan’lı, Cafer’li,  Ayhan’lı, Haşimo’lu maçlarına çok gittim. Selami, Fenerbahçeli Can Bartu, Beşiktaşlı Recep, Galatasaraylı Metin Oktay, Ankaragüçlü Ertan gibi  o yılların topa en iyi vuran futbolcularından biri idi. Selami toplara sert vurur, vurduğu toplar zemini sıyırarak gittiği için kalecilerin tutması da zor olurdu.

Selami Tekkazancı, yaklaşık 10 aydır tedavi gördüğü hastahanede 7 Nisan günü 81 yaşında hayata veda etti.

“Kentlerin ve ülkelerin iz bırakan, unutulmayan,  efsane politikacıları, sanatçı, sporcu, bilim insanı, belediye başkanları vardır. Bunlar ölse de yaptıkları hizmetler, sağladıkları başarılar ve katma değerler nesilden nesile anlatılır. Tıpkı yaşamını kaybeden Adana Demirspor’la özdeşleşmiş Selami Tekkazancı  (Füze Selami) gibi.

“ … Selami Tekkazancı  25 yıl Adana Demirspor’da birçok şampiyonluklar yaşadı. Centilmen futbolcu yaşamı boyunca kırmızı kart görmedi. Fenerbahçe ile Galatasaray’dan transfer teklifleri alan Tekkazancı, 1972 yılında ünlü sporcuların katılımıyla jübilesini yaptı.  1974 yılında futbola veda eden Tekkazancı, çok yetenekli bulduğu için formasını Fatih Terim’e bırakmıştı.  Adanaspor ile Adana Demirspor takımlarında antrenörlük yaptı. 3 çocuk babası olan Selami Tekkazancı 81 yaşındaydı.

… Hiçbir kötü alışkanlığı yoktu. İyi bir aile reisiydi. Hepsinden öte Adana sevdalısıydı. 3 büyük kulüpten teklif almasına rağmen İstanbul’u sevmedi. Adana Demirspor kulübü, Tekkazancı için “kabe” kadar kutsal bir mekandı.”

(Ramazan Şanıvar, Ekspres, 07.04.2014)

Adana Demirspor, DDY tarafından desteklenen yarı profesyonel yarı amatör bir takımdı. Futbol Türkiye’de tamamen profesyonelleşince, Demirspor yeni şartlara uyum sağlayamadı, DDY’nın ve halkın desteği de yetmedi. Demirspor da, Adanaspor da halkın desteğiyle ayakta durmaya çalışan takımlar. Ne var ki, bu destek bu günkü rekabet ortamında bu takımların Süper Lige çıkması, çıksa da orada tutunması için yeterli olmuyor.

 

Füze Selami’ye Tanrıdan rahmet diliyorum.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et