2015’in son günlerinde Suudi Arabistan resmi haber ajansı SPA, Kral Selman bin Abdulaziz Al Suud başkanlığında toplanan bakanlar kurulunun akaryakıt, doğalgaz, su ve elektriğe zam yaptığını duyurdu.
Zam oranının akaryakıt ürünlerinde yüzde 80’e varacağı bildirildi. Gerçi bu zamlarla bile sözkonusu ürünlerin fiyatları global düzeyin çok altında kalmaya devam edecek.
Bu düzenlemenin amacı bütçe açıklarını kapatmak veya düşen petrol fiyatlarının etkilerini minimize etmek değil israfı önlemek olarak açıklandı. Amacı ne olursa olsun Suudiler için bu zamlar hiç de alışıldık bir durum değil.
Bu açıklamadan bir ay evvel de Suudi Arabistan başta, Körfez ülkelerinin bir kısmı (Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Umman, Kuveyt, Katar) tarihlerinde ilk kez yeni bir bölgesel katma değer vergisi uygulayacaklarını bildirdiler.
Suudi devleti bölgedeki diğer ülkelerle birlikte uygulanacak Katma Değer Vergisi ile ilgili çalışmaları başlattığını, alkolsüz içecekler ve tütün ürünleri üzerinden alınan vergilerin de arttırılacağını bildirdi.
Yüksek petrol gelirleri sayesinde adeta vatandaşlardan vergi alınmayan minimal vergi sistemlerine sahip, geliri bile vergilendirmeyen Bölge ülkelerinin KDV uygulamaya başlayacak olmaları gerçekten çok devrimsel bir gelişme.
Bu önlemler Suudi Arabistan’ın petrol fiyatlarındaki devasa düşüş nedeniyle mali iflas sinyalleri verip vermediğini tartışılmaya açtı.
Aslında IMF, Suudi Arabistan’ı 2015 Ekim’inde uyarmış kemer sıkılmaması durumunda beş yıl içinde paralarının tükenip ciddi bir mali krize düşeceklerini belirtmişti. Dolayısıyla bütçe gelirlerinin yüzde 90’ı petrol gelirlerinden oluşan Suudi Arabistan düşük petrol fiyatlarının vurduğu bütçesini ve 2015’de 107 milyar dolara ulaşan rekor bütçe açığını onarmak için harcama kesintileri, enerji sübvansiyonu reformu, vergiler ve özelleştirmeye başvurma kararı aldı. 2016 bütçesinde harcama kesintileri ve gelir artışları ile bütçe açığı azaltılmaya çalışılacak.
Kral Salman, durumu “ekonomimiz zorlukları aşacak potansiyele sahiptir” şeklinde açıkladı.
Mali sıkıntılarına rağmen Suudi Arabistan halen dünyanın askeri harcamaları en büyük dört ülkesinden biri. (ABD, Çin ve Rusya’nın ardından dördüncü). 2014 yılında askeri harcamalarını rekor düzeyde yüzde 17 arttırarak 80,8 milyar dolar silahlanma harcaması yaptı. İran, Irak gibi düşman ülkelerin askeri harcamaları ise devede kulak.
S.Arabistan krallık rejiminin devamı için iç tehdit algılamasıyla da bu harcamaları kısamıyor. Ayrıca geçen yıl Yemen’e askeri müdahalede bulunulmuştu.
Sorunun halen çözülmemiş olması Bütçe kesintileri ve finansal sorunlara rağmen bu harcamaların azaltılmasını engelliyor.
2015’in sonuna denk gelen aynı günlerde bu kemer sıkma önlemleriyle çatışan ilginç bir açıklama daha geldi.
Suudi Arabistan Dünyanın en pahalı ve en yüksek gökdelenini yapmaya başlayacağını açıkladı.
Hali hazırda, dünyanın en yüksek gökdeleni Dubai’deki Burj Khalifa. Suudiler bu planı gerçekleştirdiklerinde ise rekor onlara geçecek. Cidde’de yapılacak olan bu yeni 200 katlı “Cidde Kulesi”, 1 kilometre yüksekliğinde olacak. Maliyeti 2,2 milyar dolar olan proje 2020’de tamamlanacak.
Petrol fiyatlarındaki çöküş, yeni zamlar, yeni vergiler, harcama kısıntıları ve kemer sıkma tedbirleri arasında dünyanın en pahalı ve en yüksek gökdeleni “Cidde Kulesi” projesi. Zamanlama ve büyüklük şaşırtıcı.
Pekala bu proje için doğru bir zaman mı? Yemen’de İran’ın desteklediği Suudi karşıtlarıyla süren savaş, çöken petrol fiyatları, düşen gelir akışı ve rekor bütçe açıkları döneminde böyle bir kule yapmak.
Cidde Kulesi, “bölgenin halen güç merkezi benim bundan sonrada ben olacağım” anlamını taşıyor. Buradayım ve halen güçlüyüm. Dünyanın en büyük petrol rezervleri üzerinde oturup iflas etmek de zor olsa gerek.
Yeni Yüzyıl, 05.01.2016
http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/suudi-arabistan-iflas-mi-ediyor-796