Sultan Mehmet Reşat’ın İş Bankası’ndaki Hissesine Ne Oldu?

Sultan Mehmet Reşat 1918 yılında vefat etti. Türkiye İş Bankası 1926 yılında kuruldu. Kronolojiye bakıldığında başlık alâkasız gibi görünebilir. Fakat bu yazıya konu olduğuna göre bir ilişki var. Bu yazıda tesadüfen fark ettiğim ilginç bir vakayı anlatmaya çalışacağım.

Ben geçmişte İş Bankası personeli idim. Bankada çalıştığım yıllarda nerede çalıştığımı öğrenenler “İş Bankası” devlet bankası mıdır sorusunu bana yöneltiyorlardı. İş Bankası özel bir bankaydı fakat insanlarda devlet bankası olduğu izlenimi nereden kaynaklanıyordu? İş Bankası hiç devlet bankası olmuş muydu? 1997 yılında İş Bankası’ndaki hazineye ait hisselerin özelleştirildiğini öğrendim. Fakat bu bilgi kafamdaki soruları daha da karmaşık hale getirdi. Çünkü bankanın kuruluş sermayesinde hazine katkısı yoktu. Sonradan da hazinenin banka hissesi aldığına dair bir bilgimiz yok. O halde 1997 yılında özelleştirilen hazine hissesi nereden gelmiş olabilir? Daha sonraları akademide çalışmak üzere bankadan ayrıldım. Bu soru ara ara aklıma gelmiş olsa da zaman içinde bu konuyu unutmuştum. Yıllar sonra bu sorunun cevabını buldum. Bankadaki Hazine hissesi hem de hiç beklemediğim bir yerden çıktı; Osmanlı maliyesinden. Peki, nasıl oldu?

Osmanlı ekonomisi 19. yüzyıl boyunca serbest piyasa ilkeleriyle hareket ederken Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Milli İktisat politikalarına yönelmişti. Devlet iktisadi hayata müdahalelerde bulunmaya başladı. Ticaret antlaşmaları tek taraflı feshedilir, korumacı dış ticaret politikasına geçilir, fiyat kontrolleri başlar, kambiyo işlemleri denetime alınır. Aynı zamanda yerli şirketler ve kooperatifler aracılığıyla yabancı ve gayrimüslimlerin iş hayatından tasfiyesi amaç edinilir. İşte tam da bu süreç bankacılık sektörüne de sirayet eder. Dönemin en güçlü bankası merkez bankası yetkilerini de taşıyan yabancı sermayeli Osmanlı Bankası’dır. Üstelik savaş döneminde Osmanlı Bankası para basma konusunda da direnince yerli sermayeli bir bankanın kurulması planlanır. Zaman içinde merkez bankası görevini de Osmanlı Bankası’ndan devralması düşünülen İtibar-ı Milli Bankası yerli sermayeyle 1917 yılında Maliyeci Cavid Bey’in öncülüğünde kuruldu. İş Bankası’nın 2001 yılında yayınladığı, Uygar Kocabaşoğlu ve ekibinin yazdığı kitaba göre İtibar-ı Milli Bankası 4 milyon lira sermayeli 400.000 hisse ile kuruldu. Bu hisselerin 50.000’i Osmanlı Maliye nezaretine, 31.000 hisse Osmanlı Donanma Cemiyeti’ne, 15.000 hisse İttihat ve Terakki Cemiyeti merkez-i umumisine, 10.000 hisse Harbiye Nezaretine, 12.000 hisse Askeri Demiryolları İdaresi’ne, 8 bin hisse Evkaf Nezaretine, 1.800 hisse Şirket-i Hayriye’ye, 7.256 hisse Firuz Kapancı’ya, 3.234 hisse Avram Menahim’e, 2.917 hisse Mahmut Nedim’e, 2.112 hisse Necmettin Molla’ya, 1.236 hisse Nemlizade Mithat’a ve küçük paylı hisse de 200 hisse ile Sultan Mehmet Reşat’a aittir (s.112-113). Kitapta yer alan dipnota göre bu hissedarların ayrıntılı listesi, İş Bankası’nın Yenibosna arşivinde bulunuyor. Demek ki İtibar-ı Milli Bankası’nın evrakları İş Bankası’nın elindedir. Bu kitaptan başka Yenibosna arşivindeki belgelerle çalışan hiç kimseyle karşılaşmadım. Bu kitabın da 23 yıldır ikinci baskısı ne hikmetse yapılmadı veya bilinçli olarak yapılmıyor. Yıllar önce personeli olduğum İş Bankası’na başvurup İtibar-ı Milli Bankası’nın evraklarını görmek istediğimi belirttim. Yönetim Kurulu iznine tabi diyerek reddettiler. Tabiî ki benim veya bir başkasının yönetim kuruluna ulaşabilmesi hiç de kolay değildir. Kısaca bu belgelerin orijinallerini kitabın yazarlarından başka kimsenin görmediğini tahmin ediyorum. Öğrendiğime göre Yenibosna arşivi de kapatılmış ve evraklar bilinmeyen bir adrese nakledilmiş bulunuyor.

Konuya tekrar dönersek İtibar-ı Milli Bankası 1927 yılında İş Bankası ile tartışmalı bir şekilde birleşiyor ve tüm mal varlığını İş Bankası’na devrediyor. Bugün Sirkeci’de bulunan İş Bankası Müzesi de İtibar-ı Milli Bankası’nın Genel Merkezi’dir. Burada asıl ilginç olan konu birleşmenin küçük bankada gerçekleşmiş olmasıdır. Yani, İtibar-ı Milli Bankası daha büyük sermayeli, daha deneyimli ve daha çok şubeli bir bankadır. İş yapma mantığına göre İş Bankası’nın bu bankaya katılması gerekirdi. Fakat İtibar-ı Milli Bankası’nın yöneticileri iktidar mücadelesini kaybettikleri için tam tersi gerçekleşiyor. Dolayısıyla 1997 yılında özelleştirilen Hazine hisselerinin İtibar-ı Milli Bankası’ndan geldiğini tahmin ediyorum. O halde İtibar-ı Milli Bankası’nın diğer hisselerine ne oldu sorusu öne çıkıyor. Örneğin; İttihat ve Terakki Cemiyeti genel merkezinin hisselerine ne oldu?

İş Bankası’nın yayınladığı bahsettiğim kitaba göre birleşme sözleşmesinde her 200 adet İtibar-ı Milli Bankası hissesine 1 adet İş Bankası müessis hisse verilmiştir. Bu sözleşme maddesinin uygulamada nasıl yapıldığını bilmiyoruz. Muhtemelen belirledikleri bir tarihe kadar elindeki hisseleri getirenlerin hisseleri İş Bankası müessis hisseleriyle değiştirileceği ilan edilmiştir. Bu durumda Osmanlı Donanma Cemiyeti’nin 155 adet, İttihat ve Terakki Cemiyeti genel merkezinin 50 adet, Sultan Mehmet Reşat’ın 1 adet İş Bankası müessis hissesi bulunmalı. Dolayısıyla İttihat ve Terakki Cemiyeti kapatıldığına göre 50 adet İş Bankası hissesine ne oldu, Osmanlı Donanma Cemiyeti 155 adet hisseyi aldı mı ve en ilginci Sultan Mehmet Reşat’a ait olması gereken 1 adet İş Bankası müessis hissesi kanunla sürgün edilen mirasçılarına verildi mi?

Bu konular günümüzde geçiyor olsa ticarî sır veya kişisel verilerin korunması kanunuyla saklanabilir. Fakat bu hadisenin üzerinden 97 yıl geçti ve bu konu artık tarih biliminin konusudur. Bu soruların muhatabı olan kuruluş halen varlığına devam ettiğine göre burada sorduğum soruları açıklığa kavuşturmalıdır. Türkiye finans tarihinin en ilginç vakalarından biri olan bu birleşmenin bunun gibi bazı ayrıntıları hâlâ gün yüzüne çıkabilmiş değildir.

 

 

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et