Zaman ilerledikçe teknoloji, bilim, dil ve kavramlar gibi siyaset de değişime uğruyor. Türkiye’de son yıllarda yaşanan siyasi gelişmeler bunların içerikleri ve siyaset yapma biçimleri incelendiğinde, yeni bir kavramdan söz etmek gerekiyor: “Siyasetin mafyalaşması.” Bu tanım abartılı görünse de, son dönem olaylarını değerlendirdiğimizde hiç de uzak bir tespit sayılmaz.
Mafya Tarzı Siyaset ve Siyasetçi
“Mafya” kelimesi genel olarak, yasa dışı işler yapan organize suç örgütlerini ifade eder. Bir grup insanın güç, para veya çıkar sağlamak amacıyla tehdit, şantaj, kara para aklama ya da yasa dışı ticaret gibi yollarla faaliyet göstermesidir.
Siyaset ise en genel anlamıyla bir toplumun yönetimiyle ilgili faaliyetleri, kararları ve güç ilişkilerini kapsar. Devletin nasıl yönetileceğini, kanunların nasıl yapılacağını, kaynakların (para, hizmet, haklar) nasıl dağıtılacağını ve vatandaşların haklarının nasıl korunacağını belirleyen süreçtir.
Siyasetçi de bu süreçlerde aktif rol alan, genellikle bir siyasi partide görev yapan veya devlet yönetimine seçilerek gelmiş etkili olan kişidir.
Eskiden mafya türleri “çek-senet mafyası”, “arazi mafyası” gibi somut alanlarda anılırdı. Ancak bugün ülkenin siyasi atmosferine baktığımızda yeni bir türle karşı karşıyayız: “Siyaset mafyası.”
Siyaset Mafyası: Yeni Dönemin Tehlikesi
Belki “siyaset” ve “mafya” kelimelerini yan yana kullanmak rahatsız edici gelebilir. Fakat kamuoyunda tartışılan iddialar ve ortaya çıkan yöntemler incelendiğinde, yaşananların siyasetin doğal yapısından çok mafyatik bir düzene benzediği görülüyor.
Rakipleri etkisiz hale getirmek için kullanılan tehdit, şantaj, rüşvet, baskı gibi yöntemler, doğrudan mafya tanımının içine girmektedir. İşte bu nedenle bu durumu “siyaset mafyası” olarak adlandırmak yanlış olmayacaktır.
Ne yazık ki bazı partiler, mafyavari yöntemlerle ele geçirilmeye veya kontrol altına alınmaya; mafya jargonu ile söylersek üzerine “çökülmeye” çalışılmaktadır. Eskiden tartışılan “siyasetçi-mafya ilişkisi” artık şekil değiştirmiştir. Bugün mafya, siyasetin dışından değil, bizzat siyasi mekanizmaların içinden doğmaktadır.
Yeni Nesil Mafyanın Farkı
Siyaset mafyasını geleneksel mafyadan ayıran en önemli fark, insan kaynağıdır. Artık bu yapı, yoksul ve umutsuz gençlerden değil; iyi eğitim almış, saygın meslek gruplarına mensup kişilerden oluşmaktadır. Avukatlar, akademisyenler, iletişim uzmanları, siyaset bilimciler, kamuoyu araştırmacıları… Elbette bu mesleklerin tamamı böyle değildir, ancak içlerinden bazıları sahip oldukları bilgi ve unvanları manipülasyon aracı olarak kullanmaktadır.
Bu kişiler, kendileriyle aynı düşüncede olmayan bireyleri veya kurumları, medya gücüyle tehdit etmekte, karalamakta ve itibarsızlaştırmaktadır. Tetikçilik artık silahla değil, ekranlarda, köşelerde ve sosyal medyada unvanların gölgesinde yapılmaktadır.
Mafya Diliyle Siyaset
Bazı siyasetçilerin kullandığı dil de bu dönüşümün açık göstergesidir. Meydanlarda, kürsülerde veya televizyonlarda duyulan üslup, bir siyasetçiden çok bir mafya liderinin dilini andırmaktadır.
Siyasetin ve siyasetçinin mafyalaşması, ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük tehlikelerden biridir.
Yasal Gücü Yasadışı Kullananlar
Klasik mafya, yasadışı yollarla gücü ele geçirmeye çalışır. Siyaset mafyası ise tam tersine, yasal yollarla elde ettiği gücü yasadışı biçimde kullanır.
Bu fark, tehlikenin büyüklüğünü de ortaya koymaktadır. Çünkü bu tür bir yapılanma, sadece kanunları değil, toplumsal ahlâkı, adalet duygusunu ve demokratik kurumları da içten içe çürütür.
Sonuç
Mafyalaşan siyasetle mücadele, küçümsenmeyecek kadar önemlidir. Siyaset, toplumun güven ve adalet temelinde yürütülmesi gereken bir mekanizmadır.
Eğer bu mekanizma mafyatik yöntemlerin eline geçerse, sadece siyaseti değil, toplumsal vicdanı da kaybederiz.
Gerçek reform, siyasetin yeniden erdem, şeffaflık ve adalet ilkelerine dönmesiyle mümkündür.

