Cumartesi günü, değerli dostum, Bahçeşehir Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Enver Yücel’le birlikte Şanlıurfa’daydık. Şanlıurfa Bahçeşehir Koleji’nin organize ettiği, Suriyeli mülteci çocukların eğitim sorunu konulu konferansa katıldık. Konferanstan önce, Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük ve Enver Yücel Suriyeli çocuklarla Şanlıurfa Bahçeşehir Koleji öğrencileri arasında gerçekleşen futbol maçında oynadılar. Sosyal sorumluluk anlayışıyla düzenlenen etkinlik kapsamındaki maç 1-1 bitti.
Maçın ardından New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Selçuk Şirin’in konferansına geçildi. Vali Küçük 2011’den bu yana Şanlıurfa’ya gelen Suriyeli sayısının 523 bin olduğunu açıkladı. 109 bin Suriyeli’nin çadır kentlerde yaşadığını, çocukların buradaki okullarda eğitim gördüğünü dile getirdi. Çadır kentlerin dışında kalan Suriyeli çocukların büyük bir kısmının okula gidemediğini ifade eden Vali Küçük, “Yaklaşık 110 bin Suriyeli çocuğumuz var. Bunların 53 bini bizim okullarımızda eğitim alıyor, ancak 55 bin çocuk okula gidemiyor. Bu çocukların okula gitmesi sadece eğitim ve meslek edinme hadisesi değildir. Ağır bir travma geçirmişlerdir. Okullar bu çocuklar için bir rehabilitasyon yeridir” dedi.
NESİL KAYBI OLMAMALI
Doç. Dr. Selçuk Şirin ise dünyada her 3 dakikada bir insanın yer değiştirdiğini ve 60milyon dolayında mülteci yaşadığını belirtti. Şirin bu rakamın şimdiye dek kaydedilen en yüksek rakam olduğunu kaydetti. Şirin, yaptıkları araştırmada görüştükleri Suriyeliler’den yüzde 79’unda ailesinden birinin öldüğünü, yüzde 60’ının şiddete şahit olduğunu, yüzde 40’ının ise bizzat aile olarak saldırıya maruz kaldıklarını dile getirdi. Suriye savaştan önce çocukları en iyi okutan ülke iken, bu rakamın şu anda yüzde 50 dolayına gerilediğini belirten Şirin, Türkiye’deki Suriyeli çocukların yüzde 30’unu okula gidebildiğini ve Bahçeşehir Üniversitesi (BAU) girişimiyle 300 bin çocuğa BAU TürkMer’lerde Türkçe eğitim verilmesinin hedeflendiğini söyledi.
Şirin, BAU’da bir ekiple saha araştırması da yaptıklarını belirterek “Yaşanan iç savaşın özellikle çocuklar üzerinde bıraktığı tahribatı ortaya koymayı hedefliyoruz. İç savaş anlaşılması en zor şiddet olaylarından biri. Yıllardır birlikte yaşadığınız komşunuz bir sabah size düşman oluyor. Koruyup kollaması için vergi verdiğiniz devlet silahı size doğrultuyor. Ve bütün bu şiddet sonucu evinizi barkınızı ve geçmişinizi bırakıp başka bir diyara göç ediyorsunuz. Bu korkunç savrulmayı yetişkinler idrak etmekte zorlanırken çocukların yaşadıklarını tahayyül etmek zor” dedi.
Suriyeli çocukların okullaşması için herkese görev düşüyor. Eğitimsiz geçirilen bir gün dahi geri getirilemez. Dünyada hiçbir millet ve devlet kendi çocuklarının eğitim saatinden kısarak, misafir ettiği Suriyeli çocuklara o saatleri tahsis etmez. Suriyeli çocukların eğitiminde Türkiye bunu yapıyor. Seri hareket etmemiz gerekiyor. Aksi takdirde, bir nesil kaybı yaşayacağız. Kayıp nesil oluşmaması için herkesin taşın altına elini sokması gerekiyor.