Sol-sağ ayrımı tek unsurlu (değişime karşı tavır) ve birçok bakımdan müphem. Birinin sağda veya solda yer aldığını söylemek onun politik ve ekonomik tezlerinin ne olduğunu tam olarak bilmemizi, tahmin etmemizi sağlamaya yetmiyor. Bunun farkına varan bilim ve fikir insanları daha açıklayıcı yeni siyasî yelpaze geliştirme teşebbüslerine girişti. Artık daha fazla unsuru göz önünde tutan birkaç siyasî yelpazeden söz ediyoruz. (Bu satırların yazarı da Siyaset Bilimi (Ankara: Adres Yayınları) adlı kitabında yeni bir siyasî yelpaze geliştirmeye çalıştı).
Yetersizliğine rağmen günlük adlandırma ve tartışmalarda solcu sağcı adlandırmaları kullanılıyor. Sol ve sağ çeşitli kıstaslar açısından değerlendiriliyor. Bunlardan biri demokratlık. Sol mu yoksa sağ mı daha demokrat?
Yeni Yüzyıl’ın Atatürkçü kalemlerinden Erol Mütercimler ilginç bir yazı kaleme aldı. “Sağcıdan demokrat olmaz; olmuyor zaten” başlıklı yazısının ana tezi sağcıların demokrat olamayacağıydı. Mefhum-u muhalifinden bu yazının tüm solcuların demokrat olduğunu ve hatta sadece solcuların demokrat olabileceğini söylediğini düşünebiliriz.
Bunun abartılı ve hem teorik hem maddî temelleri zayıf bir bakış olduğunu söylemenin yazara haksızlık yapmak anlamına gelmeyeceğini umuyorum. Sol da sağ da kendi içinde geniş bir yelpaze teşkil ediyor. Bu yelpazede yer alan her çizginin demokrat olduğunu veya hiçbir çizginin demokrat olmadığını söylemek, çizgiler arasındaki büyük ve mühim farklara rağmen hepsini aynı torbaya tıkmak anlamına gelir.
Sağdan başlayalım. Çoğu zaman sağda olduğu kabul edilen, bana göre solda yer alan ve sosyalizmin ikizi olan faşizm demokrasiyle uzlaşmaz. Yani faşist demokrasi diye bir rejim ve faşist demokrat diye bir siyasî etiket teoriye de tecrübeye de aykırı. Zaten faşistler demokrasi hakkında müspet şeyler söylemez ve onu tehlikeli bir ham hayal olarak görür. Buna karşılık yine genellikle sağda olduğu kabul edilen muhafazakârlık ve bazılarınca sağda görülen liberalizm demokrasiyle uzlaşır. Sağcıdan demokrat olmaz demek bu gerçeğe göz kapatmakla eştir.
Sola bakalım. Geniş sol yelpazede en güçlü ideolojik çizgi sosyalizm. Sosyalizm retorikte demokrasiye karşı çıkmadı. Kavram hırsızlığı yaparak demokrasiyi neredeyse tekelci biçimde mülkiyetine aldı. Ancak,teorisi sosyalizmin demokrasiyle uzlaşmayacağını gösteriyor. Sosyalizm bir savaş ideolojisi. Çoğulluğu ve klasik hakları reddediyor. Bu yüzden sosyalist demokrasi ve sosyalist demokrat kavramları anlamsız. Demokratik sosyalizm denen ideolojik çizgi de demokrasiyle uzlaşmaz. Oy gücünü ve demokratik hakları kullanarak bir sosyalist sistem kurmaya yönelir ve nihaî safhada demokrasiyi yok eder. Tarihî tecrübeler de sosyalizmin resmî ideoloji olarak tesis edildiği yerlerde demokrasinin ortadan kalktığını gösteriyor.
Buna karşılık yine sol yelpazedeki sosyal demokrasi ideolojisi demokrasiyle uzlaşır. Sosyal demokrasi sosyalizmin şiddete dayanan bir devrim idealini de, seçimlerin mülkiyetin kaldırıldığı bir sistem kurmanın aracı olarak kullanılmasını da reddeder. Liberal demokrasinin temel haklar yaklaşımını ve demokratik siyasî kurallarla kurumları kabul eder. Bu yüzden sosyal demokrat bir partinin iktidara gelmesi demokrasinin ortadan kalkması sonucunu vermez.
Bütün bu söylenenlerin tecrübeyle doğrulandığını da kolayca görebiliriz. Dünyadaki tüm istikrarlı demokrasiler iki güçlü sütun üzerinde yükseliyor: Sosyal demokrat blok ve muhafazakâr blok. Buralarda siyasî iktidar iki ana kitle partisi/bloku arasında pingpong topu gibi el değiştiriyor.
Yukardaki tespitlere ve analizlere dayanarak şu sonuca varabiliriz: Solcu veya sağcı olmak demokrat olmayı veya olmamayı beraberinde getirmez. Ayrıntılara bakmak gerekir. Solcu demokratlar da var demokrat olmayan solcular da. Aynen sağcı demokratların ve demokrat olmayan sağcıların var olması gibi.
Yeni Yüzyıl, 18.04.2016
http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/sagci-demokrat-olamaz-mi-2033