1 Kasım seçimlerinden sonra, muhalefet cephesinde başlayan tartışmalar durulmadı. AK Parti bir hata yapıp bu tartışmaları engelleyecek bir gündem çıkarmazsa, muhalefetteki tartışmalar durulacak gibi de görünmüyor. MHP’deki tartışma tüzük kurultayı toplayarak, tüzüğü değiştirmek ve genel başkan seçiminin yapılacağı bir kurultayın kapısını açmak üzerine yürüyor. Muhalefet partileri arasındaki en eski genel başkan, MHP Genel Başkanı Dr Devlet Bahçeli. Bu yüzden de MHP’deki tartışma Devlet Bahçeli üzerinde yürütülüyor.
MHP Yardımcı Oyuncu mu?
Dr Devlet Bahçeli, MHP’nin kurucu karizmatik lideri Alpaslan Türkeş’ten sonra partiyi neredeyse 20 yıldır yöneten genel başkan. Bahçeli’nin, Türkeş’ten sonra partinin dağılmak bir yana yüzde 10’un üzerine çıkarması ve orada kalıcı hale getirmeyi başarması kaydedilmelidir.
Bu dönemde merkez sağda siyaset yapan iki parti Anavatan Partisi ve DYP tarih oldular, merkez soldaki güçlü parti DSP silindi. MHP bu dönemde 1980 öncesinin sokak ve şiddet hareketlerinden ısrarla uzak durmuş ve 1980 sonrasının mafyöz ilişkilerinden temizlendi. Bu temizlikte Bahçeli’nin kararlılığı, özeni ve karanlık ilişkilerden uzak tavrı etkili olmuştur.
Türkeş’in ölümünden sonraki 20 yıl, Türkiye siyaset yelpazesinin ve Türkiye’nin adeta yeniden kurulduğu bir dönemdir. MHP yukarıda bahsedilen başarılara ve yüzde 10 üzerine çıkmasına rağmen, yeni dönemde ana aktörlerden biri olmayı başaramamıştır.
MHP’ye her senaryoda “yardımcı oyuncu” olmanın ötesinde bir rol biçilmemiş, MHP de yardımcı oyuncu olmak ötesinde bir role talip olmamıştır. Merkez sağ çöker ve merkez sağa milli görüş geleneği içinden gelen AK Parti hâkim olurken, MHP bu alanda hiçbir rekabete girmemiş, adeta var olanla yetinen bir kanaatkarlık sergilemiştir.
MHP’nin bu sınırlılığı ve kanaatkarlığında Genel Başkan Dr Bahçeli’nin mütevazilik tercihleri muhakkak etkili olmuştur. Ancak şu da kaydedilmelidir ki, MHP sosyolojisi ve elitleri de bunun ötesinde bir role talip olmamış, partiyi bu role zorlamamıştır.
Partinin İçi Dışı
Bugün MHP’deki tartışma, Bahçeli’nin bu kanaatkârlığı abarttığı ve koalisyondan uzak durmayı tercih ettiği üzerinedir. MHP’deki muhalefetin herhangi bir “adayı” parti programını, seçim beyannamesini, parti teşkilatını, parti aydınlarını ele alan bir tartışma açmamaktadır. Bütün tartışma, Devlet Bahçeli üzerine yürümektedir. Bahçeli rahatsızlığının arkasında ise, tabanın ve teşkilatın koalisyondan uzak durmasından duyulan rahatsızlık yatmakta…
Mamafih parti içi muhalefet, bu konuda muğlak durmayı tercih etmektedir. Bir yandan koalisyondan uzak durduğu için Bahçeli eleştirilmekte ama diğer yandan da parti içi muhalefetin hangi parti veya partilerle koalisyonu tercih ettiği veya edeceği açıklanmamaktadır.
MHP’deki parti içi iktidar mücadelesi, içeriden bir şeyleri tartışma, değiştirme istikametinde ilerlemiyor. Böyle olunca tartışma kişiselleşiyor ve adaylar birbirini parti dışındaki aktörlerin temsilcisi olmakla suçluyorlar. Bu arada parti içi dinamikler zayıfladıkça, MHP de parti dışından müdahalelere açık hale geliyor.
Parti içi iktidar mücadelesinde “cemaatin adayı” suçlaması, MHP’nin yapısal probleminin bir tezahürü olarak görülüyor. Cemaatin MHP’de parti içindeki iktidarı etkileyecek bir kapasitesinin olması ise, partilerin ötesinde Türkiye siyaset sisteminin yapısal bir problemine işaret ediyor.
2011 seçimlerinde MHP’nin genel merkezi kaset komplolarıyla çökertilmişti. CHP’deki kaset komplosuyla genel başkanın değiştiği hatırlanacak olursa, siyasi partilerin bu tür yapıların tasallutundan kurtarılması partilerin normalleşmesi için ilk adım olacaktır.
Yeni Yüzyıl, 15.12.2015
http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/mhpde-muhalefet-ne-istiyor-480