28 Şubat döneminin bir problemi olarak kat sayı sorunu vardı. 2010 yılında konu nihayet çözüldü. Çözüldü çözülmesine de aradan geçen 14 yılda meslek liseleri hâlâ tercih edilen okullar olmaktan çok uzak! Probleme ilişkin MEB çok ciddi adımlar atıyor… Bunlardan bazıları şunlardır: Meslek liselerini tanıtım ve yönlendirme faaliyetleri, rehberlik danışmanlık hizmetleri, staj döneminde maaş, okul donatımları, atölye ve işlik alanlarının zenginleşmesi, sektör ile işbirliği, sanayi bölgelerinde okulları yapmak gibi… Bu ve benzeri onca çabaya rağmen meslek lisesi tercih oranlarında istediğimiz yerde değiliz. İşte bu noktada ben olguya biraz farklı yaklaşıyorum.
Problem ne? Neden gençler meslek lisesinde okumak istemiyor?
Bana göre problem meslek liselerinde zeki, uyumlu öğrencilerin sayıca azlığıdır. İkinci soruya ilişkin de meslek liselerinin tercih edilmeme nedenlerini de şöyle sıralayabilirim:
1. ‘Ara Eleman’ ifadesindeki negatif algı,
2. Meslek lisesi öğrencisine ilişkin negatif algı,
3. Düşük akademik başarı,
4. Güvenlik kaygısı,
5. Belli mesleklerin saygınlığı, MTAL mesleklerine düşük saygı,
6. Beğenilme, evlenme kaygıları.
Gençler, ‘ara eleman, işçi, usta vb.’ gibi unvanları yakalarında taşımak istemiyorlar. Bu bir anlamda anlaşılabilir bir durumdur. Bunun yerine: Tekniksiyen, Teknik Eleman, gibi unvanları kullanmak gerekiyor. Bir diğer yargı; ‘meslek liselerinde, tembel, haylaz, şiddete eğilimli kaba saba gençler okuyor’ yargısıdır. Bu tabloyu destekleyecek kimi olaylar yaşanmıyor değildir. Yine de toptan böyle bir yargıyı destekleyecek bir tablo yoktur. Bir diğer engel olarak ‘Bu okullarda okuyanlar üniversiteye gidemez’ anlayışı da etkili olmaktadır. Oysa böyle bir durum söz konusu değildir, hatta sadece meslek lisesi mezunlarının tercih edebildiği mühendislik fakülteleri vardır. Özellikle anneler, çocuklarının bir meslek lisesine devam etmesini bir yıkım olarak algılıyor bu da zaten zar zor ikna edilmiş genci çabucak vazgeçiriyor. 6. maddedeki etken de; konuşulmaz, ifade edilmez ancak gençlerin kafasında önemli bir yer işgal eder. Kültürel kaynaklı faktörlerden biri de; ‘iş-meslek saygınlığıdır’. Bize göre, hâkim, savcı, kaymakam, doktor, mühendis ve yönetim pozisyonunda olanlar’ saygındır. Bunun dışındaki özellikle mavi yakalı işlere ilişkin saygınlık bakışı maalesef düşüktür. Bunu gören gençlerin bir meslek lisesine devam etme olasılığı zayıflamaktadır.
Ne Yapılmalı?
Meslek lisesine kayıt olan öğrenci sayılarını arttırmalıyız. Bu konuda yukarıdaki ana başlıklarını verdiğim adımları atmaya devam etmeli daha özenli bu etkinlikleri yerine getirmeliyiz. Çünkü sokakta boş boş gezen her insan toplumumuz için tehlikedir. Bütün bunların yanında benim daha farklı bir odak grup özel çalışması önerim vardir. Açalım:
Hedef grup LGS’ye girmiş ancak sınavla öğrenci alan bir liseye devam etmesini sağlayacak puana ulaşmamış mezuniyet notu 85+ olan zeki, uyumlu gençlerdir. İşte bu hedef kitle içinden bir grup gencin bu okullara özel olarak yerleştirilmesi… bunun için hedef grupta yer alan gençler ile özel görüşme, bilgi verme değil ikna etme, ev ziyareti yapılma, anne ve babası ile görüşme, meslek lisesini özel olarak gezdirme… gibi faaliyetlerle meslek lisesine kazandırılmalıdır. İş burada bitmiyor bu şekilde gelen öğrencileri; GİRİŞİMCİ ADAYI, İNOVASYON ADAYI, MARKA ADAYI, BULUŞ- PATENT ADAYI, ATÖLYE KURMA ADAYI, İŞ YERİ AÇMA ADAYI … olarak okula başlayacak ve konumlarına göre eğitim almaları sağlanacak..
Bu odak gruplara; farklı bir eğitim programı uygulanmalıdır. Ayrıca özel isimler (patronlar kulübü vb.) verilmesi çok etkili olacaktır. Lise birden itibaren; bu grupta yer alan öğrenciler, girişimcilik, muhasebe, e-ticaret vb. ekstra dersler almalılar… Bunların yanında, ergonomi, estetik, yaratıcılık, çizim ve tasarım gibi derslerle kursları tamamlayarak becerilerini yetkinliklerini geliştirmeliler. Böylece bu özel grup sayesinde okulların imajı hızla pozitif alana geçecek, okullardaki şiddet olayları azalacak, örnek gösterilen bir grup öğrenci olacaktır. Okulun teknik ve akademik başarısı hızla tırmanışa geçecektir.
Bu grubun görevi, marka, tarz, girişim, buluş-patent almaktır. Mutlaka özel bir amaçla okula alınmalıdır. Okulda da özenli zengin bir eğitim yürütülmelidir.
Meseleye bir de bu açılardan bakalım istedim!