Liberallik ve darbecilik

Mısır’da darbe ve katliamlarla doğan berbat durumu ülkenin toplumsal kompozisyonu üzerinden açıklamaya çalışan birçok yorumcu ‘liberaller’in de darbeye destek veren gruplar arasında olduğunu söylüyor. İsim vermek gerekince de yalnızca Baradey sayılıyor; peşinden ikinci bir isim gelmiyor. Bu çok tuhaf bir durum. Yirmi yılı aşkın bir süredir LDT bünyesinde sürdürdüğümüz liberal fikirleri geliştirme ve yayma çabalarımızı Türkiye ile sınırlı tutmadık; dışarıya da açıldık. Arap ülkelerinde liberaller bulmak veya liberal olma potansiyeline sahip kimseler keşfedip beraber çalışmak için çabaladık. Bu gayretlerin en büyük sahiplerinden ve şahitlerinden biri Liberal Düşünce Topluluğu Genel Koordinatörü Özlem Yılmaz’dır. Son birkaç yıldaki çabalardan YKB Bican Şahin de yakından haberdardır. Sonunda elde ettiğimiz tam bir hayal kırıklığı. Bırakın Mısır’ı, tüm Arap dünyasında LDT standartlarıyla liberal diyebileceğimiz tanıdığımız insan sayısı iki elin parmaklarını geçmez. Nasıl oluyor da Mısır’da liberallerin siyasete ağırlık koyacak kadar büyük bir grup teşkil ettiği söylenebiliyor? Yoksa bu geniş liberal çevreler vardı da biz mi görmedik, göremedik? Ancak, bundan sonrası için daha umutlu olabiliriz. Öyle anlaşılıyor ki, Türkiye’de olduğu gibi Mısır’da da liberal eğilimli kimseleri, belki de bizim geçmiş yıllarda farkında olmadan yaptığımız gibi, bugün darbeye destek veren eğitimli, Batıcılaşmış seküler çevrelerden çok darbeye karşı çıkan dindar kitleler içinde aramak daha doğru olacak.

Sanırım liberalleri tanımlama ve teşhiste yanılgı bizde, LDT’de değil, ilgisiz kimseleri liberal olarak tanımlayan ve etiketleyenlerde. Medya yorumcularının Mısır’daki liberalleri teşhis ve tanımlaması aynen geçmişte şahit olunan ‘ANAP liberalleri’ teşhis ve tanımlamasına benziyor. Dinle bağları zayıf olan veya dine karşı kayıtsız tavır takınan, dindar bir hayat yaşamayan, seküler olan herkese hemen liberal diyorlar. Garip bir tutum. Liberallik dinle tanımlanan bir duruş teşkil etmez. Bir dindar da bir dinsiz de liberal olabilir. Hristiyan da Müslüman da, ateist de deist de liberalizmi benimseyebilir. Dolayısıyla, dindar olmayan birinin ille de liberal olması gerekmez. Onun nerede durduğunu anlamak için siyasî ve ekonomik görüşlerine daha yakından bakmak lâzım gelir. Böyle biri, meselâ, sosyalist, sosyal demokrat, faşist, milliyetçi, Türkiye örneğinde Kemalist, Mısır örneğinde Nasırcı olabilir. Öyleyse, dindar olmayan kimselere otomatikman liberal demek de dindarları otomatikman liberallik halkasının dışına atmak da yanlış.

Ne yazık ki, bunca gayrete ve emeğe rağmen ülkemizde de kafa karışıklığı tam olarak ortadan kalkmadı; hatta, Gezi kalkışması ve Mısır darbesiyle daha da kötüleşti. Liberallikle alâkası bulunmayan, olsa olsa sosyal demokrat olabilecek, Gezi vesilesiyle içinde uykuya yatmış Kemalist darbeci damarı hortlayan, birçoğu utanmadan Mısır’daki darbeye destek veren, meşruiyet gerekçesi üreten gazeteciler ne zamandan beridir liberal? Amerikan neo-konlarına ayak uydurarak Mısır darbesini haklılaştırmak için gerekçeler üreten ve darbeden sevinç duyan birinin liberallikle ne alâkası olabilir? Darbecinin demokratik meşruiyete sahip iktidar sahibini silahla indirmesini ‘azil’ olarak niteleyen birinin tavrı hangi liberal ilkeyle bağdaşır?

Mısır’daki katliam üzerine siyasî felsefenin temel bilgilerinden dahi habersiz Gezi – Mısır karşılaştırmaları yapıldı. Türkiye’de demokratik usulle işbaşına gelmiş bir iktidar var; Mısır’da ise demokratik usulle işbaşına gelmiş bir iktidarı silahla indiren bir darbeci yönetim. Keşke Gezi olaylarında bir polis beş sivil vatandaş ölmeseydi. Keşke bu ölümlerin failleri tespit edilip yargı önüne çıkarılsaydı. Bunu insanlık haysiyetini kaybetmemiş herkes ister. Ancak, bu ölümler üzerinden siyasî iktidarın meşruluğunu sorgulamaya kalkmak ve ölümleri katliam ilan etmek ne kadar haklı olabilir? ‘Wall Street’i İşgal Et’ olaylarında 32 kişi öldü, kimse buna dayanarak Amerikan yönetiminin gayri meşru olduğunu iddia etmedi, katliam suçlamasında bulunmadı. Burada yapılan hata benzerleri benzerlerle kıyaslamak yerine düşünme ve muhakeme etmenin temel kurallarını rafa kaldırarak ayrı ayrı cinsten şeyleri aynı torbaya tıkmaya çalışmaktan kaynaklanıyor. Adeviye katliamını meselâ Tiananmen katliamıyla, Gezi’yi ise demokratik ülkelerdeki benzer olaylarla karşılaştırmak doğru olur…

Liberallerin çoğu çağımızın yönetim biçimi olarak anayasal monarşi veya cumhuriyet formatında liberal demokrasiyi, mükemmel olduğu için değil en az zararlı gördüğü için, benimser. Liberal demokrasinin temel ilkelerinden biri siyasî iktidarın yarışmacı seçimle kazanılması ve yine seçimle kaybedilmesidir. Mısır’da bu ilke ihlâl edilmiştir. Seçimle gelen yönetim silahla indirilmiştir. Bu yüzden, şu anki sivil görünümlü askerî yönetim meşruiyetten mahrumdur. Barışçıl protesto yapan insanlara karşı kullandığı şiddet gayri meşrudur ve yaptığı katliamdır. Darbeyi ve katliamları kınamayanların liberalliğine kimse inanmaz, zira, darbelere ortak olmak da darbe savunuculuğu yapmak da katliamları görmezden gelmek de liberal ilkelerle bağdaşmaz.

Bu yazı Yeni Şafak Gazetesi‘nde yayınlanmıştır.

Bu Yazıyı Paylaşın

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et