Liberal Düşünce Topluluğu tarafından yirmi yıldır her sene düzenlenen Liberal Düşünce Kongresi 31 Ekim – 2 Kasım 2014″te Ürgüp Dinler Hotel”de gerçekleştirildi. Türkiye”nin her yanından Kongre”ye iştirak eden yaklaşık 200 katılımcı hem oturumlarda sunulan tebliğleri dinledi hem de yemeklerde, kahve aralarında ve uzayan akşamlarda gruplar hâlinde informel tartışmalar, fikir alışverişleri gerçekleştirdi. Bir yıldır birbirini görmeyen fikirdaşlar özlem giderdi ve birbirlerini şu sıralarda ilgilenmekte, üzerinde çalışmakta oldukları konulardan haberdar etti.
Kongre”de toplam yedi oturum yapıldı. Bu oturumların başlıkları şöyleydi: “Sanal medya, ifade özgürlüğü ve kişilik haklarının ihlâli”, “Yargısal aktivizm ve yargısal reform”, “Birey, cemaat ve demokrasi”, “Yolsuzluk, yozlaşma, piyasa ekonomisi ve demokrasi”, “Türkiye”de girişimcilik”, “Ortadoğu”da özgürlük ve demokrasi”, “Türkiye”nin hükümet sistemi tartışmaları: Parlamentarizm, yarı-başkanlık ve başkanlık”. Oturum başlıklarının da gösterdiği üzere, Kongre sıcak gündemden tamamen uzaklaşmadan fakat gündemin esiri de olmadan, belli problemlerin ele ele alınmasına sahne oldu. Akademisyenler, gazeteciler, avukatlar, iş adamları, yüksek lisans ve doktora öğrencileri ve az sayıda lisans öğrencisi Kongre”ye katıldı. Sunulan tebliğlerin bir kısmı sanırım Liberal Düşünce Dergisi”nde yayımlanacaktır. Ben yine de özellikle ilgimi çeken birkaç noktayı vurgulamak istiyorum.
En ilginç oturumlardan biri yargısal aktivizm ve yargıda reformla ilgiliydi. Bu oturum LDT bünyesinde kurulan ve yakında kendisi bir dizi faaliyet gerçekleştirecek olan Hukuk Politikaları Merkezi”nin ilk faaliyeti olarak gerçekleştirildi. Konu üzerinde başarılı bir doktora tezi yazmış olan Serdar Korucu, hâlen doktora tezi üzerinde çalışan Muhammet Okutan ve ülkemizin seçkin hukukçularından Dr. Levent Korkut birer bildiri sundu. Konu başka hiçbir yerde şahit olunamayacak seviyede ve derinlikte ele alındı. Öğrendik ki, yargısal aktivizm insan hakları ve demokrasi bakımından büyük bir imkân da olabilir defedilmesi çok zor bir bela da. İlkinin vuku bulabilmesi için yargı bürokratlarının insan hakları ve liberal demokrasi bilgisiyle donanmış ve liberal demokrasinin temel kurallarına saygı gösteriyor olması lâzım.
Bir diğer oturum demokrasilerde yolsuzluk olayları hakkındaydı. Malum ülkemizde bu konu çok hissi, kişiselleştirilmiş tarzda tartışılıyor. Oysa yolsuzluklar her ülkenin derdi ve daha çok bir sistem meselesi. Dolayısıyla A adlı şahıs veya X hükümeti yolsuzluk yaptı iddiasında bulunmanın ve günlük siyasî kavgada bunu silaha çevirmenin ötesine giden bakışlara ihtiyaç var. Kongrede bu gerçekleşti. Katip Çelebi Üniversitesi”nden Dr. Buğra Kalkan D. Norh”un kurumsal iktisat yaklaşımı çerçevesinde siyasî sistemlerde piyasa ekonomisinin kurumsallaşma derecesine bağlı olarak yolsuzluğun nasıl izah edildiğini açıkladı. Prof. Dr. Fuat Oğuz aynı analizi biraz daha güncele taşıdı. Çankaya Üniversitesi”nden Prof. Dr. Tanel Demirel ise, demokrasinin hem teorisi hem pratiği bakımından yolsuzluk olaylarını analiz etti. Yolsuzluk olaylarıyla ilgili söylem ve icraatların bazen demokratik siyaseti sınırlamak için gerekçe yapıldığına ve bazen de kapitalizmi ve iş adamları sınıfını karalamak için kullanıldığına işaret etti. Siyasal iktidarların yolsuzluk olaylarını küçük gösterme, sivil ve siyasî muhalefetin ise büyütme ve abartma eğilimine işaret etti. “Biz iyiyiz bizden yolsuzluk çıkmaz” anlayışının da seçilmiş politikacının devamlı yolsuzluk yapmakla meşgul olduğunu iddia etmenin de yanlış olduğunu söyledi. Yolsuzlukla mücadelenin hafife alınmasının ve etkili şekilde sürdürülmemesinin uzun vadede vereceği zararlara dikkat çekti. Güncel olaylarla ilgili olarak da, yargının işleyişiyle ilgili şüpheler olsa bile, başka mecraların, meselâ Meclis araştırma komisyonlarının devreye sokulmasından çekinilmemesi gerektiğini söyledi.
Ortadoğu”da özgürlük ve demokrasi konusunun ele alındığı oturum da hararetli tartışmalara sebep oldu. Benim en çok dikkatimi çeken noktalardan biri, oturum başkanı Prof. Dr. Nuri Yurdusev”in açıştaki sözleriydi. Yurdusev, “niçin Avrupa”da özgürlük ve demokrasi” oturumu düzenlemediğimizi sordu. Avrupa”da yaşanan hak ve özgürlük ihlâllerinden çarpıcı örnekler verdi. Bu açıklama nasıl çoğumuzun adeta şartlanmış gibi dünyaya Batı merkezli baktığımızı teşhir etti. Zaten düşünüyorduk ama sanırım gelecek günlerde LDT olarak Avrupa”daki problemleri de masaya yatıran akademik- entelektüel faaliyetlere girişeceğiz. Ben zaten şahsen Avrupalılara bazı şeyleri öğretmemiz gerektiğini düşünüyordum. Yazılarımı takip edenler 10 yılı aşkın bir süredir kimi Avrupalı liberallerin liberallik anlayışının nasıl ben merkezci olduğundan ve liberalliği hayat tarzı liberalliğine çevirdiğinden şikayet ettiğimi bilir. Bu kavrayışa bazı ABD”li liberaller de sahip. Bu yüzden, Türkiyeli liberalleri bekleyen önemli görevlerden biri Batılı liberallere ve demokratlara bir taraftan liberalizm ve demokrasi teorisi bir taraftan da Türkiye”deki durum hakkında bilgi aktarmak.
Kongre her yönüyle çok başarılı odu. Orada olmaktan, eski ve yeni fikirdaşlarımla buluşmaktan ve zaman harcamaktan çok yararlandım ve büyük memnuniyet duydum. Gülay Göktürk”ün dediği, gibi enerjimi şarj ettim. Emeği geçen herkesi tebrik ediyorum.
04.11.2014, Yeni Şafak