Son günlerde üniversite öğrencisi gençlerin rahatı için hem hükümet hem de yerel yönetimler hatta sivil toplum kuruluşları bir sürü şey yapıyor… Bazı çabaların doğru olduğunu (barınma gibi) kabul etmekle birlikte bunu aşan desteklerin yanlış olduğunu düşünüyorum.
Salgın sürecinde üniversite gençliği evinde kaldı, aşı ile birlikte yeniden yüz yüze eğitim başladı, bu durumda; toplu yaşamdan uzak durmak isteyen öğrenci grupları ev arayışına girdi. Artan kira fiyatları ve ev arzındaki daralma ve başkaca problemler (ev sahiplerinin kiracı olarak öğrencileri tercih etmemesi vb.) ile birlikte önce barınma problemi, sonra da eğitim maliyeti problemleri ortaya çıktı.
Valilikler, belediyeler, sivil toplum kuruluşları misafirhane, yurt pansiyon vb. yolları kullanarak öğrencilerin barınma sorununu çözmeye çalıştı. Bu gerekli bir adımdı. Sonra başka bir yarış başladı, ucuz yemek, bedava internet, karşılıksız burs, her isteyene kredi vs… ‘’Üniversite öğrencilerine yönelik ekonomik desteklerden ne istiyorsun?’’ ‘’Ailelere bir miktar destek olmanın nesi kötü?’’ vb. sorular ve itirazlar olacaktır. Ben bunların büyük çoğunluğunun yanlış olduğunu iddia ediyorum, bu adımların olumsuz sonuçları ile kısa, orta ve uzun vadede karşılaşmamız kaçınılmazdır.
Üniversite çağındaki genç, genellikle 18-25 yaş aralığındaki en enerjik ve en verimli çağındadır. Bu değerli zamanın; ‘ekmek elden, su gölden’ şeklinde geçirilmesi büyük kayıptır. Hiçbir çalışma ve çaba sarf etmeden ihtiyaçları karşılanan gençten birkaç yıl sonra, çalışmasını, eve para getirmesini bekliyoruz. Birçok mezun iş bile aramıyor, neden acaba?! Bir konferansta anne-balara “mezun olmuş çocuğunuza harçlık vermeyin” dedim. Hepsi çok şaşırdı, açıkladım: “İhtiyaçları karşılanan günlük harçlığını yeterli alan kişi bütün gün sosyal medyada sörf yapar. Bir işte çalışmaz, iş aramaz ve iş konusunda aşırı seçici olur.” Bu durumda, birey, ailesi, sevdikleri ve ülke kaybeder. Aslında bugünlerde olan budur…
Üniversite öğrencileri için finanse etmek adına yaygın olarak kullanılan burs ve kredi politikamız yanlışlarla doludur, hem burs hem de kredi politikasında radikal değişiklikler yapmak zorundayız.
Burs
Burs, üniversite öğrencilerine bir puanlama yapılarak verilen karşılıksız meblağdır. Güncel burs miktarı yükseköğrenim çağındakiler için aylık 650 TL olarak belirlenmiştir. Dünyanın her yerinde burs almak için, gencin farklı alanlarda başarılı olması (spor, ders, proje, araştırma vb.) beklenir. Oysa bizde bir statü olarak bursa hak kazanan tabir yerinde ise yata yata eğitim zamanını doldurmaktadır. Bursun kesilmesi ile ilgili bir yaptırım ile karşı karşıya gelinirse, hocalar vs. bu tasarrufun önüne geçecek adımlar atmaktadır. Hatta azalmakla birlikte, bursa aday genç, sahte ve eksik evrakla aile gelirini düşük göstermek için ciddi çaba harcamaktadır. Burs almaya hak kazanan genç, önemli bir hata yapmadığı sürece, hiçbir çaba harcamadan bursunu almaya devam etmektedir. Bu şekilde üniversite yıllarını kotaran gencin değil bir girişim, icat veya inovasyon başarımını, bir iş bulup çalışma saatlerine riayet etmesi bile önemli bir kazançtır.
Bursların tahsisinde farklı uygulamalara gitmek zorundayız, bunu sağlamak için bazı önerilerim olacak:
- Her üniversite için burs miktarı genel olarak üniversiteye aktarılmalı, üniversite senatosu vb. kurul burs şartlarını ilan edip, hak edenleri belirlemelidir. Bunun için şu gibi şartlar olabilir:
- Not baremi. Mutlaka not şartı olmalı ve bu da maksimum not seviyesine yakın bir değer olmalıdır. Örneğin: 100 üzerinden 85, BB ve üzeri gibi.
- Öğrenci, en az bir okul takımında bulunmalı (basketbol, satranç, yüzme, robot, sosyal proje vb.).
- Öğrenci, üniversitede gönüllü en az bir çalışmaya katılmalı (tanıtım ofisi, yerel sosyal proje, gönüllü öğretmenlik vb.).
- Burs süreci öğrencinin performansı belirli aralıklar ile ölçülmeli, şartları taşımayanın bursu kesilmeli ve yedek listeden sıradaki öğrenciye verilmelidir.
- Burs başarımlarında sorun yaşayan öğrenciye, danışman atanmalı 6 aylık destek sağlanmalıdır.
- Başarılı öğrencinin burs miktarını arttırma yetkisi olmalı, yüzde 20’yi geçmeyecek oranda artırım yapılmalıdır.
- Burslu ve başarılı öğrencilere ayrıca bir belge düzenlenmeli ve özel en az bir adet tavsiye mektubu yazılmalıdır.
- Burs için sanayi kuruluşları, şirketler özel ve tüzel kişilikler belli şartlar ile sözleşmeli burs verebilmelidir.
- Vakıflar da burs vermeli ancak bunun da ciddi kriterleri olmalı, hayatında adımını dahi atmadığı, bir çalışmasında görev almayan gencin bu vakıftan burs almasının mantığı ne olabilir?
Kredi
Kredi borç para olduğu için daha fazla öğrenciye verilmektedir. Öğrenci mezuniyetten itibaren 2 yıl içinde borcunu ödenmesi istenmektedir. Kredinin bir borç olduğu genellikle unutularak, borçların faizlerinin silinmesi, vade uzatımı, borcun komple silinmesi gibi talepler sürekli gündemde tutulmaktadır. Hükümet ve muhalefet partileri bu taleplere zaman zaman olumlu yanıt vermektedir. Aldığı borcu ödemekten kurtulan genç, çalışma hayatına, aile yaşamına nasıl bir adım atmış olur sizce? Kredinin veriliş ve ödeme şartlarında değişikliğe gitmeli hem de yanında alternatif finansman modelleri bulmak zorundayız. Önerilerimiz:
- Her üniversite için kredi miktarı genel olarak üniversiteye aktarılmalı, üniversite senatosu vb. kurul Kredi şartlarını ilan edip, hak edenleri belirlemelidir.
- Tıpkı burs gibi kredi şartları da belirlenerek kredi devam kriterleri oluşturulmalıdır.
- Kredi kullanan ve başarılı bir okul süreci geçirenlerin oluşan kredi borcunun bir kısmı (yüzde 40) geçmeyecek şekilde ödeme indirimi yapılmalıdır. Bunun için de sağlam ve zor kriterler belirlenmelidir.
- Üniversite öğrencileri için yatırım fonları kurulmalıdır bu fonların ana yapısı şöyle olabilir:
- Yatırım fonları vadeli (en azından 3- 4 yıl) olmalıdır, üniversite öğrencisine yatırım yapmak isteyen yatırımcı, aylık belli adet fon alımı yapmalı, vade sonunda fonu güncel değer üzerinden satabilmelidir.
- Üniversite öğrencisi fondan borç (kredi) almalı ve vade sonunda aldığı fon miktarı kadar vade içinde güncel fon değeri üzerinden fon alımı yapmalıdır. Yani, borcunu fon ile ödemelidir,
- Yatırım fonu ile ilgili işlemlerde bankalar devreye girmelidir,
Burs veya kredi dışında çalışarak giderlerini karşılamak isteyen gençlere fırsat tanınmalıdır. Üniversite Kariyer Merkezi, çalışmak isteyen öğrenciler için çeşitli iş fırsatlarını gençlere ulaştırmalıdır. Ayrıca çalışma durumunda olanlara genel iş kuralları, iş etiği gibi konularda küçük eğitim programları düzenlenmelidir. Fakültelerde, girişimci eğitimi düzenlenmeli, bu eğitimler ve projeler ciddiyetle takip edilmelidir.
Üniversite çağındaki gençlerle ilgili eko-politik kararların kısa, orta ve uzun vadeli çok önemli sonuçları olacaktır. Bu grup çalışma hayatına en yakın evredeki en büyük grubu oluşturmaktadır. Alınan kararlar, sosyo-ekonomik tasarrufların genç birey, toplum ve ülke için gelecekteki yansımaları çok iyi analiz edilmelidir. ‘Bedava, çok ucuz, çaba harcamadan kazanma vb.’ tuzaklara düşmemeliyiz. Alternatifleri çoğaltarak, gençlerin kaliteli bir eğitim almasını ve çalışma hayatına hazır olarak mezun edilmesine odaklanmalıyız !