PKK’nın 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında HDP’nin yüzde 13 oy alması karşısında, sivil siyasete yol açarak HDP’lileşmesi yerine, şiddete başlayarak HDP’yi PKK’lılaştırmasının yarattığı problem devam ediyor. Çatışmanın sona ermesini veya müzakere sürecine dönülmesini isteyen bazı kesimler muhtelif çağrılarda bulunuyorlar, bazı kampanyalar düzenliyorlar. Ancak bu çağrılar, nedense PKK’dan çok hükümeti hedef alıyor. Hâlbuki çatışmayı başlatan ve müzakere sürecinin denklemini bozan taraf PKK.
Kampanyayla Müzakere Olmaz
HDP/PKK hattının parti-cephe yapısı içinde yer alan grup, siyasetçi ve yazarlar ise bir yandan da çatışmaların artacağından, Batıya yayılacağından hatta iç savaş çıkacağından bahisle tehdit ediyorlar, diğer yandan da kendi isteklerinin kabul edildiği bir müzakere sürecini istiyorlar. Parti-cephe çevresinin amacı, bahar aylarına kadar PKK ve PYD’ye vakit kazandırarak baharda yeniden devrimci halk savaşı ilan etmek.
HDP/PKK hattı, halk ayaklanma çağrılarına cevap vermeyince ve şiddet alanlarında başarısızlıkla karşılaşınca, Abdullah Öcalan üzerinden bir motivasyon yaratmaya çalışıyorlar. Hatırlanacaktır, 2012’de ilan ettikleri devrimci halk savaşı ve demokratik özerklik kampanyası başarısız olduğunda da Öcalan’ı öne sürerek, Öcalan’ın çağrısıyla ateşkes ilan etmişlerdi. Murat Karayılan daha sonra, çözüm sürecinin bozulmasının sorumluluğunu da Öcalan’a atarak kendilerinin hazırlıklarına rağmen, sırf Öcalan istediği için savaşmak yerine ateşkes ilan ettiklerini ve bunun bir hata olduğunu söylemişti. Şimdi de aynı mantık içerisinde, Öcalan’ın araya girmesiyle yeniden zaman kazanmak ve sorumluğu üstlenmek yerine Öcalan’a yıkmak istiyorlar.
PKK Gerçeğiyle Yüzleşmek
Müzakere sürecinin yeniden başlayabilmesi için PKK / HDP hattının özyönetim adı altında Türkiye, Suriye, Irak ve İran’da dört parçalı bir federal ve sonra da bağımsız devlet anlayışından vazgeçmesi lazım. IŞİD’le Suriye’de mücadele, enerji koridorunda uluslararası güçlerle ittifak ve Türkiye’nin hasımlarıyla işbirliğiyle Türkiye’ye rağmen PKK kontrolümde bir devlet kurulabileceğini düşünen bir heyetle müzakerenin amacı ne olabilir ki?
Türkiye’deki demokrasi içinde siyaset yapan hiç kimse, “PKK / HDP Kürdistan kursun” diye müzakere süreci yürütmez. PKK / HDP statü adı altında Türkiye’den egemenlik kuracakları bir toprak koparma hedefinden vazgeçip, hak ve özgürlükler temelinde şiddetten vazgeçen bir siyaset yapma sınırlarına çekilmedikçe müzakerelerin başlaması mümkün görünmüyor.
PKK / HDP hattı ise bölgesel gelişmelerin, bölgesel ve küresel aktörlerin Türkiye’ye rağmen Kürdistan kurulmasını mümkün hale getirdiğini düşünüyorlar. Hal böyle olunca ve bu gerçekle yüzleşilmedikçe, müzakere sürecine dönülsün talebi gerçekçi görünmüyor. PKK / HDP hattı kâh Rusya, kâh İran, kâh NATO gücü marifetiyle PKK kontrolünde bir Kürdistan’ın kurulabileceğine inanıyor.
Türkiye’de tek başına iktidarda olan bir parti ve halk tarafından seçilmiş bir Cumhurbaşkanı olmasa, PKK / HDP hattı belki daha geniş bir siyasi manevra hattına sahip olabilirdi. Bu manevra hattı kaybedildikçe, uluslararası siyasetteki çatlaklara yüklenerek bir manevra alanı yaratma çabası da, içerideki müzakere sürecini daha da anlamsız hale getiriyor. Bu bakımdan PKK / HDP hattının parti-cephesi adına lobi yapmayan samimi müzakerecilerin, müzakerelerin hedefi konusunda PKK / HDP hattına yönelmeleri ve onları ikna etmeleri gerekiyor.
Yeni Yüzyıl, 07.01.2016
http://xn--yeniyzyl-b6a64c.com.tr/makale/hedefsiz-muzakere-olur-mu-818