Kardeşim Ertuğrul,
Umarım senden hayli genç olmama rağmen “size” kardeşim dememe ve dolayısıyla “siz” yerine sen diye hitap etmeme kızmazsın.
Zaten senin gibi bir hümaniste de(!) bu yakışır.
Bugünkü yazında (4 Ağustos) Van Özalp Belediye başkanı Murat Durmaz’a bir mesaj göndermişsin.
Ben de sana bir mesaj göndermek isterim.
Kardeşim Ertuğrul,
Özalp’in önceki belediye başkanlarından biri ilçedeki Jandarma Garnizonu kışlasına 33 kişinin katilinin adını verilmeden önce katledilen 33 kişi adına bir anıt yaptırmış olsaydı.
Buna kızan Jandarma da Kürt sorununun çözümünün konuşulduğu şu günlerde karşılık vermek için kışlaya Mustafa Muğlalı adını vermeye kalksa ve bundan dolayı ilçede bir gerginlik doğsaydı.
Benzer bir yazı yazıp askerlere geçmişi kaşımayın, kışlaya Muğlalı adını vermeyin, insanların acısına saygı gösterin, unutun gitsin der miydin? Der isen niye anıta karşı aslan kesilip kışlanın adına gelince suspus oluyorsun?
Canım kardeşim,
Seninki nasıl bir mantık ben hiç çözemedim. Hep mağdurların, hakkı yenenlerin sakin olmasını, geçmişe sünger çekmesini, affedici olmasını istiyorsun ama öbürlerine hiç çağrın olmuyor. Bu ne biçim iştir anlamadım.
Sen adaleti mi yoksa gücü mü önemsiyorsun? Hak ihlallerine karşı çıkanlara “rövanşist” diyorsun ama rövanş mecburiyeti doğuran işleri yapanlara ses çıkarmıyorsun. Ya bir kere olsun hakkaniyetli davranıp bizi mahcup et, ya da gazetenin ismini değiştir kardeşim.