Not: Dizinin bir bölümünde Türkiye ile ABD-Kirkman arasında geçen ve karşıtlık üzerinden yürüyen ilişkilerin anlatımına ve içeriğine katılmadığımı belirtmek isterim.
Dünya bir anda size bakıyorsa
Tom Kirkman. ABD’nin başkanı. Designated Survivor dizisindeki kongre binasının bombalanmasından sonra ölen politikacıların ardında kalan “en üst” yetkili kişi. Bir anda kendisini ABD başkanlığında buluyor ve hiç hazır olmadığı bu görevi yerine getirmek durumda kalıyor. Düşündüğünüzde gerçekten zor bir durum. Dünyanın gözü ABD’de olanlara çevrilmişken büyük bir terörist saldırıdan sonra en yetkili kişi olarak süreci yönetmek sıradan bir kişinin kaldırabileceğinden daha büyük bir yük. Kirkman da kendisini bu hal içinde buluyor. Bir anda gelen sorumluluk ve güç karşısında zorlansa da kendisini sürece adapte etmesini biliyor. Ondan sonra da yapılması gerekenlere odaklanıyor.
ABD başkanlığı kendi içinde zaten zor bir görevken bir de hazır olmadan geldiğiniz ABD başkanlığı tamamıyla zorlayıcı oluyor. Kirkman eşofmanlarıyla birasını içip televizyonunu izlerken karşısına çıkan bu durumu yönetme kabiliyeti var mıydı? Sıradan bir bürokratın dahi kaldırabileceğinden fazlası karşısına gelmişken ABD başkanlığını reddetmek durumunda kalamayacağı da kendisini göstermişti. Bürokratlar bürokrasinin içinde çoğunlukla sorumluluk almadan işlerini yaparken daha “yüksek” mevkileri elde edebileceklerini hayal ederek yaşayabilirler. Ancak Kirkman için bunun geçerli olmadığı belliydi. ABD başkanlığını her bürokrat hayal eder diyebiliriz ancak dizide gösterilen Kirkman’ın böyle hırslarının olmadığını da söyleyebiliriz. O daha çok ailesi ile birlikte olmaktan hoşlanan ve sakin yaşamını devam ettirmek isteyen bir adamdı.
Sakin yaşamının bir anda kesilmesi sonrası Kirkman’ın karşılaştığı ilk zorluk ilk gün stresi idi. Bir anda büyük bir sorumluluğu almak altından kalkılması zor bir iştir. Vereceğiniz karar ile milyonlarca insanın hayatını etkileyeceğinizin farkındaysanız bu stresi kaldıramamanız da doğaldır. Kirkman ilk andaki zorluktan sonra yavaş yavaş bulunduğu duruma alıştı ve başkanlık için yapılması gerekenleri yerine getirmeye başladı. Kirkman’ın başkanlığı öyle bir durum ki; etrafınızda neredeyse tecrübeli ve “seçilmiş” siyasetçiler kalmıyor. Bir anda oluşturmanız gereken bir ekip var ve etrafınızda beliren ve sizi zorlayacağı açık olan bürokratlarla yeni “görevinizi” herkes yerine getirmenizi bekliyor. Ne kadar zor olacağını hayal edebiliriz.
Önünüzdeki en önemli işlerden biri terörist saldırıyı kimin gerçekleştirdiğini bulmaya çalışmak. Üstelik bunu güvenlik devletine kaymadan yapmak zorundasınız. Öfkeli bireyleri yatıştırmaya ve saldırının arkasındakileri bulmaya çalışmanın zorluğunun üstesinden gelmelisiniz. Herkes sizden yanıt ve aksiyon beklerken elinizdekilerle saldırının nasıl olduğunu çözmeye çalışmak dışarıdan olduğundan daha zor olmalı. İlk başlarda bireylerin Kirkman üzerindeki düşünceleri de o kadar olumlu değildi. Anlaşıldığı kadarıyla çoğunluk Kirkman’ın böyle bir işin altından kalkabileceğini düşünmüyordu. Üstelik seçilmemiş bir siyasetçi olarak demokratik meşruiyete de sahip değildi. Atacağı her adım en kritik zamanlarını yaşayan ABD’de büyük anlamlara sahipken Kirkman olması gerektiği ölçüde ABD’yi yatıştırmayı, en azından bir süreliğine, başarmaya çalışıyordu, bir bürokratın seçimle elde edilen bir pozisyona zorunlu olarak gelmesinin oluşturduğu bütün zorluklarla birlikte.
Seçilmemiş bir başkan olarak meşruiyetinizi nasıl sağlarsınız?
Bireyler ve bürokrasi size gözlerini dikmişken bir yandan da meşruiyetinizi sorguluyor olabilirler. Bu ABD gibi bir yerde doğaldır. Kirkman için de durum böyleydi. Seçilmemiş bir başkan olarak kriz zamanını idare etmek zorunda kalması üstesinden gelemeyeceği bir duruma benziyordu, başkanlığının ilk günlerinde. Ancak Kirkman ilk gün stresini yendikten ve yapması gerekenlerin zorluğunu kabul ettikten sonra etrafındakiler ile birlikte doğru olan tercihleri yapmaya çalışmaya başlıyordu. Zor bir durumu belki de avantaja dönüştürebilecek bir donanımda olduğunu herkese göstermeye çabalıyordu.
ABD federatif bir devlet ve eyaletler politikada önemli bir yere sahip. Kirkman’ın başına gelen en büyük problemlerden bir tanesi de yerel bir yönetici – governor – ile karşı karşıya gelmesi oldu. Yerel yönetici açıkça kendi çıkarını doğal olarak Kirkman’ın merkezi devletinden önce düşünüyordu ve Kirkman’ın seçilmemiş olmasını bir koz olarak kullanıyordu. Başlarda Kirkman’ın yapacakları bu durum içinde sınırlı görünüyordu. Güçlü seçilmiş bir vali karşısında seçilmemiş başkan olarak durmanın ne kadar zorlayıcı olduğunu açıkça görüyorduk. Kirkman hem diplomatik bir dille hem de zorlayıcı bir güç kullanımıyla bunun üstesinden gelmeyi düşünüyordu. Bir bakıma bu politikalarında başarılı da oldu. Kendi otoritesini valiye kabul ettirebildi.
Kirkman’ın yerel yöneticiler ve eyaletler üzerinde otoritesini kabul ettirmesi zamana yayılmıştı. Yaptıklarının olumlu sonuçlarını arkasına alarak yürümesi Kirkman’ın bir başkan olarak bireyler tarafından kabul edilmesini sağlıyordu. Terörizm ile yaptığı açık mücadele ve bireylerin yavaş yavaş gelişen isteklerine cevaplar vermesi, kamu diplomasisini olumlu olarak kullanması Kirkman’ın o mevkiye uygun olduğunu göstermesi açısından önem taşıyordu. Terörizme karşı sert askerî müdahaleler yapması terörizm ile mücadelede anlamlıydı ancak dizi ilerledikçe saldırıların ABD içinden gerçekleştiğinin “bulunması” biraz problemli idi. Bu durum terörizmin gerçekliğinden meseleyi alıp sıradan bir komplo teorisine indirgemişti ve bizce yanlışlıklar içeriyordu.
Yerelde Kirkman’a duyulan güvenin artması Kirkman’ın elinin daha da güçlenmesi sonucunu oluşturuyordu. Artık daha sert ve kuvvetli kararlar alabilmesi Kirkman’ın ülke içinde daha çok kabul edilmesini sağlıyordu. Burası gerçekten önemli. Böylelikle Kirkman gücünü daha çok bireylerden almaya başlıyordu. Böylelikle de daha önemli kararları gittikçe artan bir hızla alıyordu. Bu kararlar üstelik sadece güvenlik politikalarını içermiyordu. Siyasalın işleyişi içinde ortaya çıkan yeni durumlara da yanıtlar verilmiş oluyordu. Güvenlik devletinden yavaş yavaş çıkılıyor ve işler normale dönmeye başlıyordu. Kirkman da bu durumu olumlu kullanıyor ve “toplum” üzerindeki etkinliğini sağlıyordu. Kirkman bir başkan olarak yapabileceklerinin kapsamını “topluma” anlatırken zor kararları almakta etkin olabileceğini göstermiş oluyordu.
21 Mayıs 2019