Bu davalar divana kalmamalı

AŞAĞIDAN gelen dalga, tarihin garip bir cilvesi veya ironisi olarak bir 12 Eylül günü, Kenan Evren ve diğer cunta üyeleriyle beraber 12 Eylül’ün yargılanmasının yolunu açmıştı.

Türk solunun büyük bölümü başta olmak üzere “Kenan Evren yargılanmayacak” diyerek karşı çıkanlara ve bu yol açılmasın diye çalışanlara rağmen. 12 Eylül 2010 referandumunda Türkiye toplumu “evet” diyerek, karanlık bir geçmişten kopuş için tarihi bir fırsat vermişti.

Ama tarihin hareketi biteviye olmuyordu ve Kenan Evren’i yargı önüne çıkaran o dip dalga, aynı güç ve kapsamda devam etmedi. Sonuçta mahkeme Evren’i mahkum etti, rütbelerini söktü.

Ama onun ölümü, akıl almaz biçimde uzayan Yargıtay safhasını beklemedi ve daha da önemlisi dava olması gereken kapsam, genişlik ve derinlikte yürütülmedi.

Yargıtay safhası neden uzadı? Uzamasaydı ve sonuçlansaydı, 12 Eylül darbesi gereği gibi görülmüş olacak mıydı?

Ya 28 Şubat? Mesele sadece Batı Çalışma Grubu adlı ordu içindeki yasadışı örgütün yargılanmasından ibaret mi olmalıydı?

Andıçları haber diye basan oligarşi medyası, bankaların içini boşaltanlar ve diğer bütün hak ihlallerinin failleri de yargılanmalı değil miydi?

Neden solcular, ülkücüler ve İslamcılar 12 Eylül Davasına doğru dürüst ilgi göstermediler? Neden İslami kesim 28 Şubat davasına kayıtsız kaldı? Ya da Kürtler JİTEM Davasına?

Öyle veya böyle, bu davalar adalete uygun bir şekilde sonuçlanmadı veya iyi gitmiyor. Bazıları ise hiç açılmadı. Bu neden böyle oldu? Darbe davalarında yolunda gitmeyen neydi veya ne? Ve onları adalete uygun bir şekilde sonuçlandırmak için hangi hukuki, siyasi adımları atmalı?

Ne yapalım ki, başarılı darbe yargılamaları yapmış ve karanlık bir dönemi kapatabilmiş toplumlar gibi biz de bu uğursuz geleneği sonlandırıp, gelecek kuşaklar için bu kapıyı tümden kapatabilelim?

Eğer “bizden bişey olmaz”cılardan değilseniz, bu davaları yeniden ve hiçbir mağduriyeti gözardı etmeyecek bir perspektiften kurtarmanın yolunu yordamını yeniden konuşmak zorundasınız.

Yol Haritasını Beraber Çizmek

Hukukçular Derneği, tam da bu kaygıdan hareketle, ilk kez işi ciddiye alan bir hukuk öznesi olarak, uluslararası bir sempozyum düzenliyor.

Bu kez tarihin bir cilvesi olarak değil bilinçli olarak seçilen bir takvimle, 27-28 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek olan sempozyumun önemi, “darbeler kötüdür, şöyle acılar yaşanmıştır”ın ötesine geçerek, hatta onları hiç konuşmadan, iki önemli soruya odaklanması:

Birincisi, mevcut darbe davalarında yolunda gitmeyen nedir?

İki, bu davaların hukuka uygun şekilde sonuçlandırılması için ne yapılmalıdır? Bu iki temel soruya cevap arayışında izlenecek usul de şu olacak:

İlk gün dünyadaki başarılı darbe yargılamaları masaya yatırılacak.

Kendi pisliğini temizlemeyi başarmış ve o dosyayı kapatmış toplumların bunu nasıl başardıkları, Şili, Arjantin, İspanya ve Yunanistan oturumlarıyla ayrı ayrı mercek altına alınacak.İkinci gün ise, Türkiye’deki mevcut darbe yargılamaları masaya yatırılacak.

Bu davalarda yolunda gitmeyenin ne olduğu ve onların hukuka uygun bir şekilde nasıl sonuçlandırılabileceği tartışılacak.(Programa “darbeler.org”dan ulaşabilirsiniz.)

Sempozyumu izleyen gün bir de çalıştay var. Onda da, başarılı darbe yargılamalarını gerçekleştirmiş ülkelerden katılımcıların da katkısıyla, darbe yargılamaları dosyasının yeniden ve bu kez bütün unsurlarıyla açılabilmesini mümkün kılacak bir yol haritası hedefleniyor.

Bir Daha Sorulmasın Diye

Berfo Ana ömrünün son deminde Kenan Evren’i sanık sandalyesinde görmüş ve ona oğlu Cemil’i sormuştu. Ama bu dünyadan incinen adalet duygusu tamir edilmiş olarak ayrılmadı.

Şimdi onu tamamlamanın zamanı. Bir daha hiçbir annenin, “benim oğlum nerede?” diye sormaması için. Hiçbir anneye bunu yaşatmamak için.

Bir yerden başlamamız gerek. Ama nereden? Ne yapalım ki, hem geçmiş adaletsizliklerin hesabını soralım, hem de bu kötülüğün kapısını gelecek kuşaklar için kapalı tutabilelim? Gelin sempozyumda beraber konuşalım.

Yeni Yüzyıl, 22.02.2016

http://www.gazeteyeniyuzyil.com/makale/bu-davalar-divana-kalmamali-1411

Bu Yazıyı Paylaşın

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

BU YAZARIN DİĞER YAZILARI

YAZAR PROFİLİ

SON YAZILAR

bizi takip edin
sosyal medya hesaplarımız

0BeğenenlerBeğen
0TakipçilerTakip Et
1,714TakipçilerTakip Et