Türkiye’de yapılmaya başlanılan tek tip askerlik, bedelli askerlik, profesyonel askerlik tartışmalarından cesaret alarak görece yeni bir askeri yapının tartışılmasına katkıda bulunmak üzere ülkemiz askeri yapısı için bazı önerilerde bulunmak istiyorum. Bu önerilerimin bazılarında ABD’nde yaptığım bir inceleme vesilesiyle ana hatlarıyla vakıf olduğum Amerikan Askeri yapısından esinlendiğimi belirtmek isterim.
Türkiye’de savunma hizmetinin kurumsal yapısının değiştirilmesi bir felsefeye dayanmalıdır. Bu felsefe, 1) askeri yapının sivillerin kesin kontrol ve denetimi altında olması, 2) askeri yapının kontrol ve denge mekanizmaları iyi kurgulanmış basit, etkili, ekonomik, olabildiğince şeffaf, hesap verebilir olması ve 3) askerlik hizmetinin gönüllülük esasına göre yapılandırılması olmalıdır.
SİVİL DENETİM ZORUNLU
* Başkomutan her şartta Cumhurbaşkanı olmalıdır
Mevcut Anayasada Başkomutanlığın Cumhurbaşkanı tarafından temsil olacağı belirtilmiştir. Savaş zamanında ise Başkomutanlık görevlerini Genelkurmay Başkanı Cumhurbaşkanı namına yerine getirecektir. Bu düzenlemedeki tereddütler kaldırılarak “Türkiye Cumhuriyeti Silahlı Kuvvetlerinin Başkomutanı Cumhurbaşkanıdır.” gibi açık ve kesin bir ifadeye yer verilmelidir. Savaş zamanı istisnası ise kaldırılmalıdır.
* Genelkurmay Başkanlığı Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmalıdır
Mevcut Anayasada askeri yapı bağlılık açısından oldukça özerk görünmektedir. Oysa milli savunma hizmetlerinin etkin bir şekilde ifa edilmesi Bakanlar Kurulunun görevidir. Bu görevin gereği gibi yerine getirebilmesi uygun bir askeri yapılanmayı gerektirir.Bu yapılanma askeri birlikleri kesin ve etkin bir sivil denetimi altına sokarken milli savunma hizmetinin de etkin bir şekilde verilmesini aynı anda sağlayabilmelidir. Böyle bir yapılanma için dünya örnekleri de göz önüne alınırsa Savunma Bakanı’na bağlı Genelkurmay Başkanlığı Modeli en uygun olanıdır. Milli Savunma Bakanlığı’da bu yeni konumuna uygun olarak yapılandırılmalıdır. Bakanlık müsteşarlığına bir sivil atanmalı ve durum yasal garanti altına alınmalıdır. Bakanlığın ana hizmet birimleri, destek ve denetleme birimleri diğer bakanlıklara paralel olmalı üst yönetim sivillerden oluşturulmalıdır.
* Başbakanın emir komuta zincirindeki yeri ve rolü berraklaştırılmalıdır
Parlamenter sisteme sahip ülkemizde Başbakanın Silahlı Kuvvetler üzerindeki yetkisini berraklaştırmak gerekmektedir. Başbakan başkomutan değildir ancak icrai bir makam olarak askeri iş ve hizmetlerin yürütülmesinde karar ve bilgi sahibi olmak zorundadır. Cumhurbaşkanı sembolik olarak emir komuta zincirinin başında bulunur. Bu zincirin fiili başı Başbakan olmalıdır. Başbakandan başlayacak zincir Milli Savunma Bakanı üzerinden Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına ulaşmalıdır. Yani Başbakan doğrudan veya Milli Savunma Bakanlığı üzerinden Genelkurmay Başkanı’na ve/veya Kuvvet Komutanlarına emir vermelidir.
* Genelkurmay Başkanı’nın konumu yeniden belirlenmelidir
Genelkurmay Başkanlığı’nın silahlı kuvvetlerin savaşa hazırlanmasındaki görevini esas olarak koordinasyon görevi haline getirip operasyonel olarak savaşa hazırlık görevinin Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları’na bırakılması düşünülmelidir. Bu durum askeri yapı içindeki merkeziyetçiliği bir miktar azaltıp Deniz ve Hava Kuvvetleri’nin sahip olacakları görece özerklikle daha etkin bir şekilde gelişmesini sağlayabilir. Ayrıca havacı ya da denizci bir genelkurmay başkanının Silahlı Kuvvetlerin profesyonel gelişimine önemli katkıları olacağını düşünüyorum. Amerikan askeri yapısındaki mevcut toplam 40 orgeneralin 16’sının denizci 13’ünün havacı 11’inin de karacı olduğunu belirtmek isterim.
ORTA ÖĞRETİMDE ASKERİ EĞİTİM SONA ERMELİ
* Askeri eğitimin kurumsal yapısında değişiklikler yapılmalıdır
Orta ve lise seviyesinde askeri eğitimden vazgeçilmelidir. Askerlik mesleğini benimsemek ve fiziksel ve zihni gereklerini yerine getirebilmek için bu kadar erken bir askeri eğitime ihtiyaç bulunmamaktadır. Kuvvetlere subay yetiştiren okulların mümkün mertebe Türkiye’nin her ilinden nüfusları oranında öğrenci almasını sağlayacak bir yöntem geliştirilmelidir. Harp Okulları ve Harp Akademisi ve Silahlı Kuvvetler içinde eğitime dair tüm kurumlar kurulacak Milli Savunma Bakanlığı Eğitim Genel Müdürlüğü’ne bağlanmalıdır.
* Askeri harcamaların saydamlaştırılması
Silahlı Kuvvetlerin bir yıl içinde yapacağı tüm mali ve personel işlerine izin veren bir Genel Yetki Kanunu sistemi ihdas edilmelidir. Bu genel yetkilendirme kanununda Silahlı Kuvvetlerin gelecek bir yılda yapacağı silah ve sistemi alımları, yatırım harcamaları, cari harcamaları, transfer harcamaları, istihdam edeceği personel en küçük ayrıntılarına kadar yazılmalıdır. ABD’de bu kanunlar A4 boyutunda 150-200 sayfalık kitap uzunluğundadır.
* Askeri yargı alanı daraltılmalıdır
Askeri yargı disiplin mahkemeleri seviyesinde ele alınabilir. Demokratik genel eğilime uygun düşmemekle birlikte ceza yargılaması yapan bir askeri yargı oluşturulacaksa hem bakacağı suçlar azaltılmalı hem de temyiz mahkemesi yargıtay olmalıdır. İdari yargılama görev ve yetkisi mutad idari yargı sistemine bırakılmalıdır.
* Askerlik hizmeti gönüllülük esasına dayandırılmalıdır
Askeri hizmetlerde gönüllülük esas olmalıdır. Türkiye’nin artık profesyonel bir askeri yapının maliyetini karşılayacak zenginlik seviyesine ulaştığını kabul etmek gereklidir. Burada sorulması gereken soru Türkiye ne kadar asker istihdam etmelidir olabilir. Bir kıyaslama yapmak ve durumu daha iyi kavramak için 300 milyonun biraz üstünde nüfusu olan Amerika’nın profesyonel askeri yapısının asker sayılarını vermek isterim.
31 Aralık 2009 tarihi itibariyle Amerikan askeri yapısının toplam aktif personel sayısı 1.421.668 dir. Kara Gücü 553.326, Deniz Gücü 329.518, Deniz Piyadeleri 204.153 ve Hava Gücü 334.671 personelden oluşmaktadır.
Türkiye’deki asker sayısı hakkında kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte muhtelif kaynaklardan verilen rakamlar yaklaşık 500 bin ile 1 milyon arasında değişmektedir. Muhafazakâr bir tahmin/varsayımla asker sayısının 700 bin olduğunu kabul edebiliriz. Bu durumda bizden nüfus olarak dört kat daha büyük ABD’nin yarısı kadar asker istihdam ettiğimiz ortaya çıkar.
AÇIK BİR TARTIŞMA ŞART
Bu sayıları okurken ABD’nin dünya okyanuslarını kontrol ettiğini, NATO nun motoru olduğunu, aynı anda iki yerde savaş yürüttüğünü, anakarası dışında dünya yüzeyinde toplam 284.100 askeri bulunduğunu da akıldan çıkarmamak gerektiğini belirtmeliyim.
Tüm bu rakamlar bize oldukça kalabalık bir askeri yapıya sahip olduğumuzu biran önce profesyonel askerliğe geçerek bu rakamların rütbeli+rütbesiz en fazla 400 bin civarlarına çekilmesi gerektiğini göstermektedir.
Demokratik bir ülkede her konuda olması gerektiği gibi askerlik hizmetlerinin kurumsal olarak yeniden yapılandırılmasında da tartışmaya katılmak isteyen toplumun tüm parçaları, sivil toplum örgütleri, sivil siyaset inisiyatif almalıdır. Açık bir toplumun yaratıcılığı ve sağduyusu her türlü sorunun çözülmesi için en uygun kaynaktır. Askeri hizmetlerin yeniden yapılandırılmasında da bu kaynaktan olabildiği kadar fazla yararlanılmalıdır.
Yeni Şafak-Yorum, 13.10.2010